06. One heart broke, four hands bloody

425 44 16
                                    

İyi okumalar...


"Nasıl olmuş?" Jungkook Seokjin'in hazırladığı ilana göz ucuyla bakmış, yeniden elindeki bardaklara odaklanmıştı.

"İyi olmuş iyi. As hadi hyung." Giriş kapısına ilerleyen hyungunu izlerken Taehyung'un bakışlarının üzerinde olduğunun farkındaydı. Bir şey söylemek üzereydi arkadaşı, muhtemelen onu Yoongi konusunda sıkıştırmayı bırakmayacaktı.

O günkü öpüşmelerinin ardından bir daha görmemişti yeşil saçlıyı. Aramayı denememişti, o da bara gelmemişti hiç. Aklı onunla ve dudaklarıyla fazlasıyla meşguldü. Birkaç kez kırdığı bardakların, düşürdüğü içkilerin kimse fark etmeden cebindeki parayla yerine yenisini koyduğu için hiç olmamış olaylar gibi görünmesi aklının uçtuğu gerçeğini değiştirmiyordu. Gözünü kapattığı her seferde onu burnunun dibinde görüyordu. Bara gelen müşterilerdense köşe bucak kaçar olmuştu. Yeni bir barmenin gelmesi işi kolaylaştıracaktı kesinlikle.

İşini seviyordu Jungkook. Üniversitede okurken aynı zamanda çalışmak için girmişti bu bara ama Namjoon muhteşem bir patrondu. Tanıdığı en iyi insanlardan biriydi. Üstelik Seokjin'le uğraşarak ve en yakın arkadaşı Taehyung'la muhabbet ederek burada hayatının en eğlenceli zamanlarını geçiriyordu. Yeni gelecek barmeni de seveceğini söylüyordu içinden bir ses. Tanımadığı bir gencin girmesini beklediği kapıdan Taehyung'un erkek arkadaşı Jimin girdi. Yoongi'nin adı bir fısıltıyla kulaklarına dolduğunda başını kaldırdı. Taehyung Jimin'e oldukça odaklanmış görünüyordu. Eğer kendi özel hayatı böyle aralarında fısıldanacak kadar düştüyse aynı şeyi Taehyung'a yapmaktan gocunmazdı.

"Arkadaşlar bölüyorum ama Bogum'dan bir haber var mı Taehyung? Bayadır uğramıyor bara."

İstediği olmuştu. Jimin Bogum hakkında sinirli bir ifadeyle bağırdığında pişman olmadı. Daha kendi kalbine söz geçiremiyordu Jungkook, onların yeşil saçlı hakkında kendisiyle konuşmasını nasıl engelleyebilirdi başka türlü? Jimin'in öfkesi sözlüden Taehyung'un elini itmeye geçince müdahale etti. Sadece konunun Yoongi'den uzaklaşmasını dilemişti. Onları kavga ettirmeye niyetli değildi. Taehyung geçen sene içtikleri anıyı hatırlattığında onu onayladı.

"Şerefsiz, bizi satıp bir kızla gitmişti eve. Nasıl sövmüştük arkasından ama?"

Arkadaşı onaylamayan gözlerini kendisine çevirdiği sırada su içiyordu. Onun cümleleriyle anı zihninin derinliklerinden ön plana çıkıvermişti. O gece giden Jungkook'tu. Beş tekilayı içmiş, biraz sallanan çakırkeyif bedeniyle bir kızın evinde bulmuştu kendini. Orta derecede tatmin eden seksin ardından eve gidecek kadar ayılmıştı. Tuhaf, diye düşündü. Kızın yüzünü bile hatırlamıyordu.

"Nasıl o kadar içip sarhoş olmayabiliyorsun, hala anlamıyorum ya."

Olmamıştı. Gerçekten de kolay sarhoş olmazdı Jungkook. Çakırkeyif olurdu ama hiç sarhoşluğa dönmezdi bu. Evin yolunu kolayca bulur, biriyle yatacaksa bunun bilincinde olur ve her seferinde de evine, yalnız yattığı yatağına dönerdi. Son görüştüğünde yeşil saçlıya söylediği yalan geldi aklına. Ardından kapıdan elindeki kağıtla giren düşüncelerinin odağı konuşmuş, Jungkook'un ağzındaki suyla yeni sildiği tezgahı yıkamasına neden olmuştu.

"İlginç, oysa Jungkook'un iki tekilada sarhoş olduğunu sanıyordum, bana öyle söylemişti." Yalnızca 20 dakika önce kapıya asılan ilan onun elindeydi. Dişlerini sıkıp tezgahı bir kez daha silmeye başladı.

"Jimin, bu akşam giyeceğim gömleği seçemedim. Bana yardım eder misin sevgilim?" Barın arka tarafına geçen çifti koridorda kaybolana dek izledi. Yeniden tezgaha bakacaktı ama tam karşısındaki bar sandalyesine oturmuştu Yoongi.

Drunk on You ~ YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin