Jennie cumartesi sabahın altısında uyanır, rutin bir şeydir. Daha sonra buzdolabında jangi meyve varsa onun suyunundan alır, Han Nehri'nin etrafından 1 saat boyunca koşmak için koşu kıyafetlerini giyer. Yurda geri döndüğünde kendine kahvaltı hazırlar ve yalnız yerdi çünkü üyeleri hafta sonları uyumayı sever ve genellikle en az birkaç saat sonra uyanırlar.
Bu sıralarda Jennie huzurlu cumartesi sabahlarının tadını çıkarırdı.
Bugün sessiz bir yurda gelmek yerine Jennie, Rosie'yi hoparlörlerinden gelen müzikle mutfakta bulur - çok gürültülüdür, ancak Jennie şu anda patlayan havai fişeklerin bile Lisa ve Jisoo'yu uyandıramayacağından emindir.
Genelde Rosie'de sabahları uyanmazdı. Jennie Rosie'nin sabahın erken saatlerinde uyumayı sevdiğini bilir. Bu yüzden genellikle öğlen gibi uykulu yüzü ve her zaman Jennie'nin kalbini attıran o dağınık saçlarıyla uyanır.
Rosie'yi yatak odasında takılmak yerine bir cumartesi sabahı uyanık görmek Jennie'ye sürpriz oldu.
"Uyanıksın" Jennie, bir soru gibi söyler.
Rosie arkasını döner ve Jennie yüzündeki en büyük sırıtmayı görür; Jennie eve döndüğünde bulabileceği en sevimli manzara olduğunu görür.
"Evet uyanığım! Kahvaltı hazırlıyorum"
"Hey" Rosie, Jennie'ye gözlerini kısarak bakar. "Konuşma tonunda ne var Ruby Jane?"
Jennie buzdolabından su almaya gider (sadece yüzündeki gülümsemeyi Rosie'den saklamak ister). "Ne tonu?"
"Sanki gerçekten kahvaltı hazırladığıma inanmıyor gibisin"
Jennie suyundan bir yudum alır ve mutfak tezgahına yaslanır. "Uyanık olmana şaşırdım, hepsi bu"
"Yani uyanığım ve kahvaltı hazırlıyorum" diyen Rosie elindeki spatulayı Jennie'nin yüzüne doğrulttu. "Gel bana yardım et".
Jennie başını salladı. Rosie asla karşı koyamaz, özellikle de Rosie'nin üzerinde Jennie'nin ona aldığı pijamaları varken (üzerinde minik domuzcuklar var) ve dağınık at kuyruğundan çıkışan bebek saçları onu çok sevimli gösteriyorsa. "Önce duş almama izin ver"
"İyi fikir, kokuyorsun" Rosie sanki, sesi dalga geçiyormuş gibi çıkmasına özen gösterir.
"Ya, Roseanne Park" Jennie onu uyarır.
"Rosie fırına bakmak için arkasını döner. "Şaka yapıyorum. Koştuktan sonra bile güzel kokuyorsun"
"Şimdi yalan söylüyorsun"
Rosie güler. "Hayır söylemiyorum!"
"Tabii tabii" Jennie'nin ses tonu pek ikna edici gelmez. "Kokmuyor olsam da, hala duş almam gerek çünkü şu anda berbat görünüyorum."
Jennie, Rosie'nin hareket etmeyi durdurduğunu görür. Spatulasını tavaya koyar ve Jennie'ye döner. Bu sefer, Jennie kaşlarını sarışına karşı çatar.
"Şuan gerçekten çok güzelsin" Rosei'nin sesi yumuşak çıkar, sanki yüksek sesle söylemeye korkuyormuş gibi.
Jennie yanaklarının ısındığını hissediyor. "Güzel değilim. Sorun değil, kabul edebilirsin, alınmam"
Rosie, Jennie'nin kişisel alanına adım attığında Jennie nefesinin tıkandığını hisseder. "Güzelsin dediğimde ciddiyim, Jen"
Rosie sabahları ne kadar güzel kokarsa koksun (taze çiçekler ve naneli şekerler gibi) Jennie, Rosie'nin dudaklarının kokusu kadar güzel olup olmadığını merak etmemesi gerektiğini düşünüyor.
"Rosie"
"Hmm?"
Jennie, Rosie'nin dudaklarına olan bakışını gördüğüne yemin eder ama onun zihninin ona oynadığını bir oyun olduğuna inanırmaya karar verir.
"Şey" Jennie boğazını temizler. Rosie hala ona bakıyor. Bakışlarında Jennie'nin tam olarak anlayamadığı bir şey var ve Jennie bunun anlamından korkuyor. "Şimdi duş alacağım"
"Tamam, kokuşuk"
Jennie, Rosie'nin koluna hafifçe vurur. "Az önce kokmadığımı söyledin!"
Rosie'nin kahkahaları mutfakta yankılanıyor. Jennie'nin en sevdiği ses. "Şaka yapıyorum!"
Rosie yemek yapmaya dönmeden hemen önce Jennie'nin alnına çok nazik bir öpücük kondurur ve Jennie Rosie'nin dudaklarını kendi dudaklarında hissetmenin nasıl bir şey olduğunu merak eder.
•••:490 kelime:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗣𝗿𝗲𝘁𝘁𝘆 𝗴𝗶𝗿𝗹🧚🏼/ Chaennie
FanficRosie her zaman Jennie'ye ne kadar güzel olduğunu söylemek için oradadır. Jennie fazla önemsemez. Rosie'nin Jennie'ye güzel olduğunu söylediği beş seferinin sonujnda Jennie bu konuda bir şeyler hisseder. :This is a translations book!: Hikayenin Orij...