Güzel kokularla gözlerimi açtığımda yastıkların arasında yatıyordum. Bebeğin yanımda olmamasına panikleyeceğim sırada Jungkook'un da olmadığını fark ettim. Yataktan kalkıp gözlerimi ovuşturarak salona yürüdüm.
Jungkook koltukta oturmuş şarkı söyleyerek bebeğin bezini bağlamaya çalışıyordu. "Sakın üstüme işeme."diye uyardı bebeği. Hafif başımı uzatarak çırtcırtları takmasını izledim. Bay altın çocuk elbette ki bunu da hemen kapmıştı ve güzelce bebeği bezlemişti.
"Günaydın." diye mırıldandım saçlarımı hafif düzelterek.
"Günaydın, Deniz." bebeği yatırdığı yerden kaldırıp pusetine oturttu. "Kahvaltı söyledim." sehpanın üzerini işaret etti.
"Ben hazırlayabilirdim."
"Uzun zamandır çok yorduk seni. Değil mi Su?" bebeğin küçük yumruğunu kendininkiyle tokuşturdu. "Biraz uyuman lazımdı."
Gülümsememe engel olamadım. Beni düşünmesi kalbimin hızlanmasına neden olmuştu ve bu hissin bu kadar iyi hissettirebileceğini bilmiyordum. "Ben elimi yüzümü yıkayıp geleyim."
**
"Alışverişe çıkalım bugün." bir parça yumurtayı ağzıma attığım sırada konuşmasıyla neredeyse boğuluyordum. Lokmamı zorlukla yuttum.
"Benimle mi?"
"Evet, Su'nun ihtiyacı olan şeyleri seçelim." kendi yumurtasından koca bir parça ağzına attı ve üzerine kızarmış ekmeği tıktı.
"Ama benimle görülmen güvenli mi?"
Ağzındakini çiğnerken güldü. "Menejerle konuşup birkaç mağazayla anlaştım. Bizden başka kimse olmayacak orada."
"Menejerin beni biliyor mu ki?"
"Bebeğimi biliyor." omuz silkti. "Bu arada Taehyung da kulak misafiri oldu ve kendi bebeğine bir şeyler seçmek için geleceğini söyledi."
"Ne zaman çıkacağız peki?"
"Kahvaltın bitince hazırlan çıkalım."
"Bebeğin mamasını verdin mi?"
"Artık sen emziriyorsun sanıyordum." tek kaşını kaldırdı.
"Cidden mi?"
"Eğer istiyorsan..."
Bana bakan kocaman gözlerine gülümsedim.
—Bebek eşyaları mağazasında gezinirken gözlerimden kalpler çıkıyormuş gibi hissediyordum. Ancak fazla tepki vermemeye çalışıyordum çünkü benim neyi beğendiğimin bir önemi yoktu.
Mağazada çalışan bile olmaması ilginçti doğrusu, içerideki kişiler sadece bizlerdik. Ben, Jungkook ve Jungsu.
"Pembelere bakıyorsun ama o erkek bebek."dediğinde gözlerimi çevirip ona baktım.
"Ben sadece güzel diye baktım."diye mırıldandım. "Ayrıca erkek bebek pembe yatakta yatamaz mı sence? Senden böyle bir söz beklemezdim."
Omuz silkti. "Yani.. yatabilir tabii ki ama ne bileyim. Belki sevmez?"
"Su'nun sevmesine göre yatak seçmek istiyorsun yani." yavaşça başımı salladım ancak yememiştim elbette.
"Belki de natural tonlar daha iyi olur. "
" Şuradaki gibi mi?" sağ tarafa doğru ilerledim. Orada krem rengi bir beşik vardı.
"Olabilir..." elindeki pusetle yanıma yaklaştı. "Sen beğendin mi?"
"Güzel gibi."
Gözlerim bembeyaz klasik beşiğe kayıyordu. Böyle eski görünen modellerde fırfırlı yatak örtüleri çok güzel duruyordu. Sanki kraliyet ailesinden gelmiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIAS MI BİR GECE Mİ?
FanfictionBu hikaye profilimdeki Erkek Oyunu Maknae Line hikayesinin devamı niteliğindedir ancak ayrı da okunabilir. Yine de ayrıntılar için oradan buraya geçmenizi öneririm. Deniz Bts hayranlığı ve izlediği dramalar sayesinde Kore'de yaşamayı tecrübe etmek i...