Bölüm 13 - Kısım 4

1K 166 62
                                    

"Saraya gideceğim. Atları arabaya bağlayın hemen."

Morgan benim arkamdan gelip önüme geçmişti. O bağlanan atları severken bahçeye göz attığımda eve doğru gelen Rezza'yı görmemle Morgan'dan ve at arabasından uzaklaşarak yanına ilerledim.

"Bulabildin mi?"

Rezza'ya görevi vereli bir saat geçmemişti ancak onun ne denli yetenekli olduğunu bildiğim için bu soruyu sormakta sakınca görmemiştim.

"Garip bir şeyler var Minel. Bana kalırsa prensin görevlendirdiği kişileri buldum ancak etrafta onlar haricinde pek çok göz var. Bu gözlerin çoğu durumu çok da iyi durumda olmayan ailelerin çocuklarına ait. Anlaşılan asillerin bazıları bu evi izlemesi için dikkat çekmeyeceklerini düşündükleri bu çocukları parayla tutmuşlar. Kurtulmamı ister misin?"

"Hayır, kalsınlar. Yine de çocukların kime çalıştığını öğren. Eğer zararsız genç leydiler dedikodu peşinde oldukları için yaptılarsa sıkıntı olmaz ancak şüpheli birisine çalışan birini fark edersen bana bildir. Unutmadan senin için son bir görevim daha var."

Rezza çizmeleriyle toprağı eşeleyip bana baktı. Bir kadının oldukça az yaşlandığına şahit olmak dünyanın en garip şeyiydi. Ne zaman kırmızı gözlerine baksam yaşlanmanın en ufak bir emaresine bile rastlayamıyordum. Karşımdaki kadın çok yetenekli bir askerdi. Zekiydi, iyi dövüşüyordu, büyü gücüne tartışmasız en iyi hakim olanlardan biriydi.

Bu özellikler bana eskiden zararlı gelmezdi ancak şimdiki görevde meydana gelebilecek bir olaydan sonra Rezza kendi başına bir işlere kalkışmaya karar verirse saydığım tüm şeyler benim aleyhime olacaktı. Rezza'nın hırslı olduğunun farkındaydım. Küçük yaşta büyü tacirleri beni kaçırmaya çalışırken tüm ailemi katletse, ablamı ve beni satmak üzere alıkoysa ben de intikam hırsıyla dolu olurdum. Yine de içinde yanan öfkeyi dengelemesini umuyordum.

"Senden Leydi Magnolya'nın evini bulmanı ve gözlemlemeni istiyorum. Mümkünse birkaç kişiyi kirala ve yirmi dört saat boyunca evin izlenmesini sağla. Evin etrafında dolaşan sapıklar düşünülürse birkaç adamı oraya yerleştirmek çok da zor olmamalı. Eğer oradan çıkan burnu eğik, ağzı yüzü dağılmış, otuzlu yaşlarda bir adam ya da Manen veyahut 'Deli Piç
' lakaplı birilerini fark edersen takip edip bana bildir. Hatta sana para konusunda limit koymuyorum, eve girip çıkan herkesi takip etmek için insanlar tut ve bir günde ne yaptıklarına dair bana rapor getir. Anlaştık mı?"

Rezza isteğime şaşırmıştı. Normalde bu denli sebepsiz ve ayrıntılı isteklerim olmazdı ancak bu seferki gerekliydi.

"Minel bana neyi anlatmıyorsun? Başkente gelme meselesi gündemde yer edindiğinden beri bir garipsin. Sabahleyin Yüce Cenaplarını evden çıkarken gördüm. Normalde üzgün olması gereken adam oldukça sinirli duruyordu. Bunu senin garip tavırlarına bağlamalı mıyım?"

Derin bir nefes aldım.

"Sadece... Her neyse, boş ver. Bir ay sonra sana her şeyi anlatacağım. Birazcık sabret ve büyükanneme bunlardan bahsetme. Siyah Leydi'nin haberi olmayacak, tamam mı?"

Rezza başını sallarken güzel diye mırıldandım ve onu geride bırakarak arabaya bindim. Morgan çoktan yerini almıştı. Bu çocuk gerçekten de oldukça rahat biriydi.

"Kendi arabanız gibi rahat edin Lord Morgan."

Alaylı sesime gülerek karşılık verdi. Açık konuşmak gerekirse Morgan, Zeniel'e göre çok daha hoş gözüküyordu ve daha tahammül edilebilir bir karakteri vardı. Kitapta Minel neden Morgan ile tanıştıktan sonra bile prense dair olan takıntısını tam manasıyla aşamamıştı anlamamıştım. Belki de içten içe Morgan'ın sevgisinin sahteliğini hissetmişti.

MİNE(L) -1- [Kötü Kadının Bedeni]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin