Merhaba aşklarım. Sizi çok özledim. Vakit bulup, bir türlü yazamadım bu seferlik affedin. Desteğiniz, yorumlarınız, beğenileriniz için hepinize minnettarım. Sizin keyif aldığınızı gördükçe yazasım geliyor, çok kıymetlisiniz benim için. Keyifle okuduğunuz bir bölüm olsun, hepinizi çok seviyorum. ♥️
Medyada Yeniçağ var.
&
"Aaayyyyyy, ne çok uykum geldi ya." Yalandan esnerken açılan ağzımı, elimin tersiyle kapattım.
"Zaten başka ne işe yararsın ki ? Ye, iç, yat, sıç." dedi, beni ne kadar çok sevdiğini her durumda belli eden Tarık. Saat on biri geçiyordu ama ev ahalisinin uyumak gibi bir niyeti yoktu.
"Aaayyy, harbiden ne uyku bastırdı yaaa." diyerek esnedi, Canan. Varan bir. Melis kolay lokmaydı fakat Tarık... Anlatmaya gerek bile yoktu, siz onu artık tanıyordunuz.
"Valla siz esneyince bana da bir ağırlık çöktü, aayyyy." Melis cümlesini bitirdikten sonra odasına gitmek için hareketlendi. Tarık, hiç umursamadan önündeki katologdan yatak odası takımlarına bakıyordu. İşaret parmağını sakince yalayıp, bir sayfa daha çevirdiğinde karşısına çıkan takımla gözleri yuvalarından fırladı.
"Ahu kız, bak. Ne kadar güzel, değil mi ? Alalım bunu sana." Gösterdiği takıma baktığımda öğürmemek için kendimi zor tuttum. Tarık, yatak odasını ve mutfağı kız tarafının aldığını öğrendiğinden beri evlenince yaşayacağım evi, kendi zevkine göre dizmek için büyük uğraşlar veriyordu. Şu an bana gözlerinden kalp fışkırtarak gösterdiği leopar desenli nevresim takımı da bunlardan biriydi. Canan büyük bir kahkaha patlattı.
"Ay bu ne be ? Yavuzzz, dürüm yicen mi aşkısı. AHAHAHAHAHAH." dedi, Canan. Ağlanacak halime güldüm.
"Kes, joker ağızlı. İçiniz çürümüş sizin, içiniz. Kokuşmuş, kız kuruları. Gerçi birinden fire verdik." Tarık, medeni durumuma fena takmıştı. Bu işin sonunda ben 'Bulut' olacakken Yavuz 'Kaya' olmazdı inşallah. Zorla evlendirilecektik belli ki. Sahiden, Yavuz neden benimle evlenmek istemiyordu ? Kafama takılmıştı şimdi. Canan'la Tarık'ı uyuttuktan sonra gitmek, hepten farz olmuştu.
"AAAAYYYY, saatte çok geç oldu." dedim, yalandan.
"AAAAYYYY, sorma sorma. Uyuyalım artık." dedi, Canan. Can dostum kesin anlamıştı ve bana elinden geldiğince destek oluyordu. Çaktırmadan bir öpücük attığımda, gerdan kırdı. Daha fazla dayanamayan Tarık, esnemeye başladı.
"Sabahtan beri nazar duası okununca şov yapmak için kendini yırtarak esneyen teyzeler gibi ağzını ayırıyorsunuz be. Kalkın yatalım, benim de uykumu getirdiniz." Tarık katoloğu masaya bırakıp, odasına geçtiğinde, Canan da 'iyi geceler' dileklerini sunup Tarık'ı takip etti. Sevincimi belli etmeden, inandırıcı olsun diye ağır adımlarla esneyerek odama geçtim. Bir süre uyumalarını bekleyecektim. Aynanın önüne geçip, kendimi süzdüm. Kendi halindeki saçlarım, 'maşa ve koca ayı' baskılı geceliğim ve uykulu gözlerimle gerçekten çok etkileyici duruyordum. Gözlerimi devirdim. Artık uyuduklarını düşünerek, montumu alarak sessiz adımlarla odamdan çıktım. Bir hırsız gibi koridordan süzülüp, kapıya ulaşmak için köşeyi döndüğümde bir bedenle çarpıştım. Birbirimize karışan çığlık seslerimizden karşımdakinin Canan olduğunu anladım.
"Canan, sen uyumamış mıydın ?" Gözlerimi kısıp, üzerini süzdüm. Benim geceliğimin bir farklı versiyonu vardı üzerinde. Elinde de montu.
"Ahu, ben de seni uyudun sanıyordum ?" O da beni süzdü.
"Yavuz'a mı ?"
"Mehmet'e mi ?"
Aynı anda konuşup, aynı anda kafamızı salladık. Elimi yumruk yapıp, Canan'a uzattığımda anında karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların İçinde
HumorOdaya bu sefer kapıyı çalarak girdim ama bir işe yaramadı. Gördüğüm manzara, yine beni intihara sürükleyecek türdendi. Canan, Mehmet Bey'in saçına yapışmış, Mehmet Bey , Canan'ın belinden çekiştirirken " bırak beni " diye bağırıyor. Yavuz Be...