Gittiğinden beri yüzüm gülmüyor baji...
Neden beni bırakıp gittin? Herşey çok güzel olabilirdi.
Eğer o lanet olası bıçağı karnına saplamasaydın ölmeyecektin. O an kurtulabilirdin aptal!
Neden giderken bizi de düşünmedin ki... Mikey'i,Draken'i,mitsuya'yı,chifuyu'yu,kazutora'yı diğer toman üyelerini ve beni...
Seni özleyeceğimizi hiç düşünmedin mi? Aptal çocuk...
Seni özlüyoruz baji...
Keşke seninle son kez dondurma yiyebilseydik. Belki kedini de besleyebilirdik? Veya yemek de yapabilirdik.
Ama maalesef bu artık sadece hayal olacak...
Yinede seninle herşeyden çok son kez sarılmayı isterdim, kokunu içime çekmeyi ve kucağında uyumayı... Beni bebek gibi sarmanı ve kulağıma kesik kesik şarkılar mırıldanmanı isterdim.
Nasıl tanıştığımızı hatırlıyor musun? Üstüne yanlışlıkla dondurmayı sürmüştüm. O an ki yüzün fazla komikti. Hala düşününce gülesim geliyor.
Yanlışlıkla, biraz da bilerek sürdüğüm dondurmaya bakmıştın ve direk bana bağırıp çığırmıştın. Bende sana bağırmıştım tabii. Sonra kavgamız biraz büyümüştü ve ben en sonunda fazla sinirlenip dondurmayı başından aşağı dökmüştüm.
Hala fazla komik...
Diğerleri de sana bakıp kahkaha atıyorlardı. O an kendimi gülmemek için ne kadar zor durdum bilemezsin!
Daha sonra kıyafetlerini bana temizletmiştin. Zorla. En sevdiğin t-shirt'ünmüş o. Üzülmüştün tabiki ama dondurma vanilyalıydı gerizekalı. T-shirtün de beyazdı hem.
Neyse neyse. Bir de o olaydan sonra tekrar karşılaştığımız gün var. O gün beni gördüğün an üzerime atlamıştın ve yine kavga etmiştik. Ama bu seferki saç baştı. Hala çekişinin ne kadar acıttığını hissedebiliyorum... Ama bende çok fazla çekmiştim, seninki de fazla acımış olmalı.
Bu kavgayı da Mitsuya ayırmıştı. Ona tekrar teşekkür ederim. Eğer kurtarmasaydı ikimiz de kel olurduk.
Bir süre sonra da isimlerimizi öğrenmiştik. Ve konuştukça fazla ortak yönümüz olduğu ortaya çıkmıştı. Sonra kanka olmuştuk tabiki.
Ama ben sana duygular hissetmeye başlayana kadar...
İlk başlarda gerçekten fazla korkmuştum ve gereksiz bir şekilde kıskançtım. Ama sonradan anladım ki duygularımı biraz bastırmak gerekiyor. Bende o kafayla senden uzak durmaya başladım.
Sende hemen anladın tabii zeki çocuksun sonuçta. Aslında biraz gerizekalılık da var ama neyse konumuz bu değil!
Geldin yanıma konuştun benimle. Ne olduğunu sordun. Bende put gibiyim hiçbişey söyleyip haraket edemiyorum. Kendime geldikten sonra tekrar sormuştun. İlk başta söylemesem de ısrar edince söylemek zorunda kalmıştım.
Sende bana bön bön bakıp 'bana bilmediğim bir şey söyle' demiştin.
Tabi ben şok o an. (Bende bim-A101-Hakmar diyeni skerim)
Sonra beni öpmüştün.
AAAAĞĞĞĞ
Effedersin hala o zamandan kalan keyecanım var da-
Neyse sonra sevgili olmuştuk.
Her gün dondurma yemeye başladık.
Sonra hasta olduk.
Havale geçirdik.
Ama sonunda yine birlikteydik. Bu beni en mutlu eden şeylerden biriydi.
Ve aramıza birileri girmeye çalışsada asla onları siklemedik. Siklemeyecektik de.
Ama ölümü hesaba katmamıştık...
Öldüdüğün gün son kez beni öpüp gitmiştin. Kavgaya gelmeme izin vermemiştin. Demekki bu yüzdendi...
Öleceğini bildiğin halde oraya gittin...
Seni durduramadık. Mikey kafayı yedi ve tomandaki çoğu kişi çöktü. Ama en kötüsü sen gittin...
Çok cesur birisin baji... Sana gerçekten hayranım.
Ve şu an yanına geliyorum.
Artık birlikte olabiliriz.
Biraz heyecanlandım sanırım...
Herneyse şimdi gidiyorum.
Orada görüşürüz sevgilim...
-3. Kişi ağzından-
Genç kız oturduğu yerden kalktı ve kağıdı eline aldı. Kağıda uzun uzun bakıp bir süre gülümsedi. Kağıdı katladı ve kenarda duran baji ve kendinin olduğu çerçeveli fotoğrafı diğer eline aldı. Kağıdı çerçevenin arasına sıkıştırdı ve odasındaki lavabosuna doğru ilerledi.
Aynanın yanındaki dolaptan ilaçları aldı ve bir süre aynada kendisine baktı. Gülümsedi ve çerçeveyi bir kenara bırakıp ilaçlardan birkaç tane eline döktü. Hala gülümsüyordu. Sevgilisinin yanına gülümseyerek gitmek istiyordu...
Hiç düşünmeden ilaçları tekte ağzına attı ve midesine yolladı. Tekrardan çerçeveyi eline alıp sıkıca tuttu ve yavaş adımlarla lavabodan çıktı.
Yatağına ilerledi ve yatıp rahat bir pozisyon aldı. Sıkıca tuttuğu çerçeveyi göğsüna bastırdı ve bir kaç gözyaşı döktü. Ama hala gülümsüyordu. Tek temennisi onu tekrar görecek olmaktı. Bu bile onu çok mutlu ediyordu.
Tanrı onu affetmese bile o sadece onu görmek istiyordu. Belki de bu sadece bir takıntıydı? Bilemeyiz...
"Sadece senin yanında olmak istiyorum baji..."
Genç kız güçsüz sesiyle kendi kendine fısıldadı. Son gücüyle tekrar derin bir nefes aldı ve yine fısıldadı.
"Seni seviyorum..."
Ve huzur içinde son nefesini verdi...