--
"Ee Jisung? Ne yapacağız şimdi?"
Parti evinden çıkmış, elleri kelepçeli bir şekilde sokağın ortasında duruyorlardı. Jisung soğuk hava nedeni ile Minhoya biraz sokulup tek kolu ile sarıldı.
"Biraz sarılalım. Sevgiliyiz sonuçta"
Minho da tek kolunu Jisungun beline sarıp iç çekti. Bu küçük çocuğun oyununa uyacaktı.
Biraz sarıldıktan sonra Jisung geri çekildi. "Öncee... Sahil boyu bir yürüyüşe çıkalım. Sonra bir kahve içmeye. Sonra bir gece kulübüne gidelim"
"Gece kulübü olmaz. İçip sarhoş falan olursun"
Jisung sızlanmaya başlamıştı. "Ya ama sevgiliimm. Gece kulübüne giymeyen sevgililer mi olurmuş?"
Minho kaşlarını kaldırdı. "Olsun Jisung, biz olalım"
Jisung gülümsedi. "Haklısın yakışıklı polis beyim. Biz olalım" Minhonun yanağına bir öpücük bırakıp geri çekildi.
Minho onun ne demek istediğini anlayarak gülüp yürümeye başladığında Jisung da kelepçe yüzünden peşinde sürüklenmişti.
Jisungun dediği gibi sahil boyu yürüyüp yorularak bir kafeye gitmiş kahve almışlardı.
Kahvelerini içtikleri süre boyunca sohbet etmişlerdi. Minho, gittiği operasyonlarda yaşadığı ilginç olayları anlatırken Jisung da ikizi ile yaptığı şapşallıklarını anlatıyordu.
"Harbiden birbirimize çok zıt kutuplarız"
Minhonun söylediğine Jisung küçük bir kahkaha attı. "Öyle, ama bilirsin ki yakışıklı polisim, zıt kutuplar her zaman bir birilerini çeker"
Minho sakince kafasını aşağı yukarı salladı. "Tabi, öyle. Kahven bittiğine göre kalkalım mı?"
Jisung kafasıyla onayladığında Minho küçük bir el hareketi ile garsonu yanlarına çağırmıştı.
Garson, masanın üzerinde birleşik olan kelepçeli elleri görünce kendini tutamayarak güldüğünde Minhonun ters bakışları onu kendine getirmişti.
Minho, hesabı ödeyip kafeden çıktıklarında Jisunga baktı.
"Evet, istediklerini yaptım. Şimdi karakola gidip şunu çıkarmalıyız"
Minho elini kaldırarak kelepçeyi gösterdiğinde Jisung dudaklarını büzdü.
"Yooo. Hayır. Aslaa. Daha istediklerim bitmedi. Hem ayrıca tüm gece dedim ama sadece bir kaç saat birlikte vakit geçirdin. Henüz benimle sevgili olursan sana neler kazanabileceğini göstermedim"
Minho sadece sustu ve Jisungu dinledi. Jisungun keskin bakışları ve sözleri ile Minho hiçbir şey diyememişti.
"Pekala, ne istiyorsun? Daha ne yapalım?"
"Evine gidelim"
"Ne?"
Jisung kendinden emin bir şekilde omuzlarını dikleştirdi. "Duydun işte. Evine gidelim."
"Jisung aklında ne geçiyor bilmiyorum fakat o düşündüğün olmaz"
Jisung 'hah'layarak güldü. "Ben aklımdan bir şey geçirmedim yakışıklı polis beyim. Sizin pis düşünceleriniz ne yönde bilmiyorum artık"
Minho, Jisungu haklı bularak neden ilk aklına öyle bir şey geldiği için kendine kızdı. Anlamsız bir şekilde stres oldu. Gözleri etrafta dolaşmaya başladı.
"Haklısın, yani.. Bende pis bir şey düşünmedim tabi ki de-"
"Tamam yakışıklı polisim tamam. Asla öyle şeyler düşünmezsiniz kesinlikle inanıyorum size"
Jisung kendi kendine gülerken Minho da aklından geçenler için kendine kızmaya ve utanmaya devam ediyordu.
"Ee beni eve atacak- ay aman yanlış söyledim. Beni evinizde bir geceliğine misafir edecek misiniz?"
Minho boğazını temizledi. Elinden geldiğince Jisung ile göz göze gelmemeye çalışıyordu çünkü Jisungun bakışları oldukça baştan çıkarıcıydı.
"Öhm.. Tabi ki, evimde misafir olabilirsin Han Jisung"
-------------------------------------------------
Ayy aslında bu bölüm M olacaktı
Fakat yetişmedi
Bir sonra ki bölüm kesin olacak
Bu konuda kendime pek güvenmiyorum onu da söyleyeyim benden çok büyük şeyler beklemeyin lütfen 🙏
Bir de umarım fic sizi sıkmıyordur♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Policeman | Minsung ✓
Fanfic"Pardon acaba numaranızı verebilir misiniz yakışıklı polis bey?" "Yaz, 155" |Mpreg| [ChanJeong - HyunMin - ChangLix]