+"Evlenmemiş demek okuyamayacağın anlamına gelmiyor. İstersen okuyabilirsin. Ailemiz laf eder falan diye düşüneyim deme. Sadece bana gerçekten ne istediğini söyle. Hem maddi hemde manevi anlamda sonuna kadar yanındayım...Makoto."
İlk defa bana adımla seslenmişti.
-"Teşekkürler.. Ben gerçekten seni hak etmiyorum.."
+"Ne saçmalıyorsun? Gelecekteki kocan olarak bu kadarını yapabilmeliyim."
O sırıtıyordu ama ben utancımdan yerin dibine girmiştim.
-"Lütfen böyle şeyler söylemeyin. Ben.. Ben utanıyorum.."
+"Yüzün kızardığında sandığından daha tatlı gözüküyorsun."
Kafamı yere çevirip gözlerimi kaçırdım.
+"Ah artık gitsek iyi olacak bizi merak etmişlerdir."
Elimden tutarak beni odadan çıkarıp, annemlerin olduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Hafif ortadan ayrılmış siyah saçları ile çok yakışıklı göründüğünü fark ettim. Birde o parlak koyu mor gözleri..
Annemlerin yanına vardığımız zaman, çoktan kaynaşmışa benziyorlardı.
×"Hoşgeldiniz oğlum, hadi gelin yanımıza oturun."
-"Tamam anne.."
Annelerimizin oturduğu yer salondu; annelerimiz yan yana, karşı koltuklarında ise babalarımız vardı.
Koltuklar dahil evin çoğu yeri canlı renklerden ibaretti. Hem annelerin hemde babaların çaprazında olan bir koltuğa oturduk Daisuke -alfa- ile.
Daisuke nin babası:
×"Daisuke oğlum düğünü nerde yapmayı planlıyorsunuz? Karar verdiniz mi?"+"Hayır baba. Senin herhangi bir önerin varsa fikirlere açığım."
×"İstersen bizim evin bahçesinde yapabiliriz. Buranın bahçesi gerçekten büyük."
+"Biraz basit kaçmaz mı? Sonuçta bir kere evleniyoruz. Sen ne düşünüyorsun Makoto?"
-"Be-benim için pek fark etmez-"
Annem:
×"Oğlumun kusuruna bakmayın. Bende Daisuke ye katılıyorum. Güzel bir düğün salonu satın alabiliriz. Yada sahil, kır düğünü?"Babam:
×"Nikah tarihini almaya ne zaman gideceksiniz?"Biliyorum biliyorum bölümleri çok yanlış yerlerde bitiriyorum... lütfen beni affedin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişmalık |bxb|
Romance"Saat gece yarısına varmak üzereydi ve ben 5 yıldır kaçtığım adamın ayağına gidiyordum. Bir barda buluşmak üzere sözleşmiştik. Çünkü ne kadar kaçarsan kaçayım, her zaman bulmuştu beni ve artık kaçmaya dayanamıyordum. Barın kapısından içeri girmeden...