"şuna bakın, yeniden haberlerdeyiz."
genç adam saçlarını geriye atıp koltukta oturan diğerlerine katıldığında kumandayı eline alıp televizyonun sesini açtı.
"sh4me game yeniden dehşet dolu bir ifşa ile, anonimliklerini de koruyarak, yeniden herkesin karşısındaydı. halkın bir kısmı yaptıklarını desteklese de diğer kısmı korkularıyla yaşayamadıklarını dile getiriyor. korkuyorlar çünkü bilirsiniz,"
hepsi derin bir nefes alıp sırıtarak spikerin söyleyeceğine aynı anda eşlik ettiler.
"sh4me game her şeyi görür."
lafını bitirmesiyle televizyonu kapatıp önüne geçtikten sonra dans ederek kendi çapında bir kutlama yapmıştı altmış dokuz.
"altmış dokuz, hiç yerinde durmuyorsun, nereden geliyor bu enerji? (74)"
yetmiş dört, gülmeye başladı. sonucunda yanında oturan yirmi yedi'yi de ayağa kaldırıp ikisini de onunla eğlenmesi için teşvik etmişti.
"pekâlâ millet, mükemmel bir iş çıkarttık, yeniden. (27)"
ikisi de kaptanlarına baktıklarında onu kollarının arasına sıkıştırıp saçlarını dağıttılar.
"gay kaptana bak sen, öyle mi yapmışız? (69)"
kıkırdayarak önündeki kızın saçlarını düzeltmeye çalışan oğlan yanlarında onlara tip tip bakan yetmiş dört'e baktı.
"bir şey soracağım, bu amına koduğumun ekibinde niye herkes gay? özellikle mi seçtin yirmi yedi??? (74)"
kız gülmekten karnını tutarken zar zor nefesini düzenledi.
"eh, geçmişlerinize baktığımda altmış dokuz'un gay olduğunu görmüştüm ama senin kadın sevdan biraz gizliydi sanki hmm? (27)"
omuz silkerek kendini köşede duran armut koltuğa atıp homurdandı.
"yani, erkekler de fena değiller ama... özellikle büyük memeli olanlar. imdat. meme diye ağlayacağım. (74)"
altmış dokuz ve yirmi yedi aynı anda tek elleriyle alınlarına vurduklarında birbirlerine dönüp kaşlarını yukarı kaldırdılar.
"YİNE Mİ YA??? SEN BEYNİME FALAN MI GİRDİN??? (69)"
yirmi yedi başını sallayıp televizyondaki kamera odağını ayarlarken yetmiş dört'ü izledi.
"hey, o ne yapıyor? (27)"
aynı anda bir kızı sürükleyen adamın tekini gördüklerinde kaşları çatıldı.
"orospu çocuğu, kaçırıyor işte. nasıl çırpındığına bak. (74)"
hızla kalkıp teknolojik aletlerini bulundurduğu odaya adımladı arkasında ekip üyeleriyle birlikte. yetmiş dört ekibin gözü, kulağı ve teknolojik dehasıydı. kameraları, bilgileri hackleyebilir, birinin kimliğini saniyeler içerisinde bulabilirdi. ayrıca silah ve kulaklık tasarlamakta da oldukça iyiydi. çok geçmeden yanına gelmelerini işaret edip bilgisayarı gösterdi.
"herif kim nam-ra, büyük bir inşaat şirketinin başkanı. kameraları kontrol ettiğimde kızı depo gibi bir yere götürdüğünü gördüm. tahminen başkaları da olabilir. işe koyulsak iyi olur. (74)"
yirmi yedi kaşlarını çatıp kıyafet odasına ilerlerken altmış dokuz çoktan şarkısını açmış, havaya girerek kendine bir şeyler bakıyordu.
"bu çocuk neden böyle...? göreve gidecekken bile- BRİTNEY SPEARS MI DİNLİYORSUNUZ SİZ??? (74)"
ikili kıyafet odasında seçtiklerini denerken yetmiş dört baskın yapıp kıkırdayarak şarkıya eşlik etti.
"BU KADIN TAM BİR İKON."
hazırlandıklarında aynanın önünde durup kendilerine baktılar. yetmiş dört yanlarına gelip kulaklıklarını yerleştirdikten sonra üzerlerine görünmeyecek bir takip cihazı da bıraktı, işler sarpa sararsa diye bunu hep yapardı. fakat bu biraz imkansız bir durumdu ki ikisi de oldukça yeteneklilerdi.
yirmi yedi istediğinde oldukça manipülatif biri oluyordu, hatta bazen öylesine değişken davranıyordu ki gerçek duygularını çözmek imkansız gibiydi. altmış dokuz da tıpkı onun gibi yetenekliydi. biriyle kaynaşması dakikalarını alırdı. öyle bir taktiği vardı ki insanlar aptallar gibi her şeyini anlatmak için onu derinden tanımaya tenezzül bile etmiyordu.
tabii herkesin güvenmesini sağlayacak bir havası vardı ve bunu duruma göre değerlendiriyordu.
ve birlikte, yetmiş dört'ün de yardımıyla, göremeyecekleri, düzeltemeyecekleri ve bozamayacakları hiçbir şey yoktu.
•bölüm sonu•
selam! umarım iyisinizdir. sonunda kurgunun enini boyunu düşününce (oldukça yardım ile birlikte) yazmamak için bir sebep göremeyip bu kitabı ortaya koydum. mükemmel yazdığımı iddia etmiyorum, hatta düzeltebileceğim yerleri de hakaret şeklinde olmaması şartıyla bana söyleyebilirsiniz. iyi günler! <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sh4me game.
Fanfictionsinirden adeta koyulaşan gözleriyle birlikte üç parmağıyla anlına küçük çaplı bir masaj yaparken karşısında oturan, en az onun kadar yorulmuş bedene bakıp yorgun sesiyle konuştu. "onları bulacağız hyung."