+"Tamamdır. Makoto, kahvaltı yapmak ister misin? Hazır annemler evde yokken, seninle vakit geçirmek istiyorum."
-"Ah.. tamam... o zaman bana artık bana kıyafet verir misin?"
+"Hahaha, tamam tamam artık verebilirim."
Daisuke ayağa kalktı ve dolabında bir sweat ve eşofman çıkarıp yatağın üzerine koydu. Bende yataktan doğruldum ayağa kalktım ve Daisuke nin odadan çıkmasını beklemeye başladım.
+"Eee ne bekliyorsun? Soyunsana."
-"Bu-burda mı? Sen buradayken mi?"
+"Yani başkası olsa değişeceksin."
-"Hayır tabikide!"
+"Neyse ben seni aşağıda bekliyorum. Giyinir giyinmez gel sende tamam mı?"
-"Tamam."
Daisuke dediği gibi odadan çıktı. Onun çıkması ile birlikte siyah sweat ve eşofmanı giymeye başladım.
Giyindikten sonra saat baktım ve saatin 12.42 olduğunu gördüm. Bu saatte uyanmaya yıllar olmuştu. Odanın kapısını açıp aşağı inmeye başladım.
Ev gerçekten büyüktü ve nereye giymem gerektiğini bilmiyordum.
×"Bay Shinkai lütfen bu taraftan efendim."
Beyaz takım elbiseli bir hizmetçi bana doğru yaklaştı ve yolu gösterdi. Kısa bir yürüyüşten sonra yemek masasına oturmuş telefonu ile ilgilenen Daisuke yi gördüm. Bir anda nefesim kesildi, kalp atışım hızlanmaya başladı. Neden böyle olmuştuki birden? Derin bir nefes aldım ve Daisuke nin bir kaç sandalye uzağına oturdum.
+"Neden o kadar uzağıma oturdun? Yaklaş biraz bana."
Daisuke bu sözü ile birlikte Daisuke nin yanındaki sandalyeye oturdum.
+"Sende geldiğine göre artık yemekleri getirebilirler. Yemek istediğin bir şey olursa çekinmeden söyle."
-"Tamam..."
Yemeğimi bitirip, Daisuke nin de yemeğini bitirmesini beklemeye başladım. Çok geçmeden yemeğini bitirmişti tabiki.
+"Karnını iyi doyurabildin mi?"
-"Evet her şey için teşekkür ederim.."
+"Bunlar teşekkür etmen gereken şeyler değil. Benim zaten yapmam gereken şeyler."
Nedensiz yere bu söylediği şeyleri duyunca utanmıştım.
Fark edeceğiniz üzere kitabı yazarken "Daisuke nin" olarak yazıyorum çentik kullanmıyorum. Bunun nedeni bu kitabı okuyan bir arkadaşıma gıcıklık yapmak😎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişmalık |bxb|
Romance"Saat gece yarısına varmak üzereydi ve ben 5 yıldır kaçtığım adamın ayağına gidiyordum. Bir barda buluşmak üzere sözleşmiştik. Çünkü ne kadar kaçarsan kaçayım, her zaman bulmuştu beni ve artık kaçmaya dayanamıyordum. Barın kapısından içeri girmeden...