"Bir kez o uçarı kaçık hareketlerine, sarı saçlarına, boncuk gözlerine, zaafı oluşmuştu.
Ve teninde kayboluşu çoktan bazı duyguları başlatmıştı."
***
Son masayı da sildikten sonra yorgunlukla önlüğümü üzerimden çıkarmıştım. Yekta'ların kafesinde işe girdiğimden beri çok boşlamıştım. Bugün ise bu açığı kapatmak istercesine kendimi paralarcasına çalışmıştım. Yekta buna gerek olmadığını söylese de onu dinlememiştim.
"Seninle de uzun zamandır konuşamadık." dediğimde Yekta gülümseyerek omuzlarını indirip kaldırdı.
"Senin de başında bir sürü dert var Alkım. Hem nasılsın?"
Hem de ne dert.
"Yani iyiyim. Boşanmak pekte bir şey fark ettirmedi bana. Ayrıca beni boşver, söyle bakalım Akel seninle uğraşmıyor değil mi?" diyerek tezgah kısmına ilerledim. O da arkamdan beni takip ediyordu.
"Bir iki kez karşılaştık o kadar." deyip ensesini kaşıdı. Üzerinde bir haller vardı. Kaşlarımı çatarak ellerimi belime koydum.
"Peki bir şey yaptı mı?" dedim endişeyle. Akel'e güvenmiyordum.
Gözlerini kaçırarak alt dudağını dişledi. Bir şeyler olmuştu. Emindim, çünkü hareketleri kendini ele veriyordu.
"İstersen söylemeyebilirsin, fakat ortada endişelenebilecek bir durum var mı onu merak ediyorum." diyerek güven vermek istercesine yumuşak bir tonda sesimi çıkarmaya gayret ettim.
"Merak etme, iyiyim Alkım. Hadi sen hazırlan, baban seni bekliyordur." deyip bir nevi beni geçiştirdiğinde iç çekerek başımı salladım.
Babam boşandığımı öğrendiği için benimle görüşmek istiyordu. Muhtemelen yanına taşınmam konusunda ısrarcı olacaktı. Derin bir nefes aldım. Zorlu bir görüşme olacaktı.
***
(Yekta'nın anlatımından)
Bilindik mekandan içeri girerken tedirgindi. İçinden ne kadar sakin ol Yekta dese de sakin olamıyordu. Alkım'la dertleşirken öğrenmişti. Akel onun üvey kardeşiymiş. Bu beni şaşkınlığa uğratırken kendisi hakkında ne düşüneceğimi bilememiştim.
İki yıldır Mert'ten hoşlanıyordum, fakat Akel'in beni öptüğü o gün bana bir şeyler olmuştu. Aklıma sürekli beni öptüğü o an geliyordu. Neden beni öpmüştü ki? Herkesin korktuğu Akel Carel, beni öpmüştü!
Düşünmeden edemiyordum. Gerçekten amacı neydi? Benden hoşlanmıyordu bunu biliyordum. Hatta Mert'ten hoşlandığımı da anladığını düşünüyordum. Mert'te bunun farkındaydı. Sadece bana umut vermek istemediği için benden uzak duruyordu. Belki de benimkisi sadece hoşlanmaktı. Ama ona bakmaktan duramıyordum.
Derin düşüncelere eşliğinde bar masasının önündeki bar taburelerine oturduğumda barmenden hafif bir içki istedim. Başlangıçta hafif bir şeyler içmeyi seviyordum.
Bir yandan da etrafıma bakınmadan edemiyordum. İlk defa gözlerim hoşlandığım kişi dışında başka birini arıyordu. Bu durumu içten içe garipserken yanağıma konulan öpücükle ne olduğunu şaşırdım.
"Gözlerin beni mi arıyor yoksa?" diyerek erkeksi sesiyle yanıma oturan Akel ile yutkunmadan edemedim. Az önce beni yanağımdan mı öpmüştü? Tanrım! Bana sıcak basmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHU VİRAN
Novela JuvenilHer şey ruhu viran olmuş kuzguni gözlerin, gecenin kör bir vaktinde yapılan o hatanın bedelini ödetmek istemesiyle başladı. Ve bu hatanın beraberinde getirdiği seçim ise tek bir kişinin değil, herkesin bedel ödemesini sağlamış, canını yakmıştı. Çün...