19.Bölüm: ❛Mahbub❜

6.8K 379 16
                                    

Bu bölümü de seviyorum :')

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Keyifli okumalar!

Mahbub : Sevgili, sevilen kişi.




19.Bölüm: ❝Mahbub❞

Gökbaran'ı seviyordum. Gerçekten seviyordum. Daha önce kimseye böyle yoğun duygular hissettiğimi hatırlamıyordum.

Yol boyunca onu seyrettim ve bir video başlatıp telefonuma kaydettim. Ona doyasıya bakmak istiyordum. Hayatımızın devamında ayrılıkla karşılaşacaktık ve ondan ayrı kaldığım anlarda Gökbaran'a sığınabileceğim alanlara ihtiyaç duyuyordum. Ne kadar anımızı ölümsüzleştirirsem ve bende ne kadar fazla onunla ilgili kayıtlar olursa ayrı kaldığımız günlerde Gökbaran'ı yanımdaymış gibi hissederdim.

Onunla ayrı kalmayı sevmiyordum, bu doğruydu. Onun göreve gitmesinin babamın göreve gitmesiyle farklı olduğunu deneyimlemiştim. Gökbaran yanımda yokken eksik hissediyordum. Günlerim güzel geçmiyor, hiçbir şeyi doğru düzgün yapamıyordum. Sadece onu düşünüyor, onun için endişeleniyordum.

"Bende seni kayda almak isterdim," dediğinde düşüncelerimden sıyrıldım. "Eğer telefonumu kullanabileceğim bir göreve gidiyor olsaydım, tüm galerimi seninle doldururdum. Tıpkı senin yaptığın gibi... Ama küçük bir fotoğrafın bende olursa onu saklayabilirim."

"Olur," diye mırıldandığımda gülümsedi. Gülümsemesini de çekmek istedim ama yetişemedim. "Bir fotoğrafım sende olur."

"Sevgin gibi fotoğrafını da bana verecek misin?"

"Vereceğim," diyerek çantamı elime aldım. "Çok tatlısın, Hande." İçim giderek ona baktım. Üzerine atlayıp kollarımı ondan ayırmamayı istiyordum. Cüzdanımdan vesikalık fotoğrafımı alıp ona uzattım. Elleri arasında küçücük kalan fotoğrafıma baktı. "Buraya gelmeden önce çektirmiştim," diye açıklama yaptım. "Zaman ilerledikçe daha da güzelleşiyorsun."

Kırmızı ışıkta durduğumuzda fotoğrafımı cama yasladı, her baktığında görebiliyordu. Ellerimi koltuğa bastırıp yükseldim ve yanağına dudaklarımı bastırdım, çenesini okşayıp koltuğuma oturdum. "Çok fena bir kadınsın. Beni her hareketinle etkilediğini biliyorsun." Hiçbir şey söylemeden gülerek kafamı salladım. Arabanın hızını artırdığında "Babanla ne zaman konuşacaksın?" diye sordu.,

"Bugün anlatacağım ona ve Furkan'dan kurtulmanın yollarını arayacağım."

"Dava bittiği için ona ihtiyaç kalmadı."

"Evet, ama hemen pes etmeyecektir."

"Doğru," deyip sinirle soludu. "Senin hâlâ kendini sevdiğinin düşünüyor."

"Düşünebilir," dediğimde mahalleye gelmiştik. "Onu sevmiyorum." Evimin olduğu sokağa girdiğinde "Gökbaran," dedim. Bana baktı. "Hemen ayrılmasak mı?"

"Bunu söylemeni bekliyordum," deyip genişçe gülümsedi. "Ne yapalım istersin?"

"Yan yana olalım, yeter."

"Yan yana ve yalnız." Tekrar edip ekleme yapması gülümsememi sağladı. "Keşke rahatça yalnız kalabileceğimiz bir yer olsaydı," diye yakındı. "Belki de olur," diye mırıldandı. "İlerleyen zamanlarda ikimize ait bir ev... Nasıl fikir?"

AhsefHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin