Aralıksız uyumanın ferahlığıyla aydınlık bir sabaha uyandım. Her zamankinden farklı hissediyordum şu anda.
Taehyung farklı hissettiriyordu.
Taehyung'a güvenerek evime almıştım onu. Yanımda değildi şu anda. Aşağıda olmasının umuduyla mutfağa oradan da diğer odalara teker teker bakmıştım. Odama geri döndüğümde ne zaman kapattığımı hatırlamadığım telefonu açmıştım. Dakika başına alarm kurduğum saatler çalmaya başladığında dersimin olduğunu hatırladım. Taehyung sesli mesaj bırakmıştı. Dersimizin olduğunu hazırlanmak için gittiğini bildiren sesli mesaj boyunca neşeli gelen ses tonuyla içim rahatlamıştı. Ne oluyordu böyle?
Taehyung beni kendine aşık ediyordu sanırım.
En son lisede böyle hissetmiştim. Son olmalıydı. Bu duyguyu bir daha hissetmemeliydim.
Duş almak amacıyla banyoya girdim. Her gün duş almak zor geliyordu fakat sıcak su asla vazgeçemeyeceğim bir bağımlılıktı benim için.
Kıyafetimde onun kokusu vardı. Parfüm değil, kendi teninin kokusuydu. Doğal bir kokuydu vanilya kokusunu andırıyordu.
Daha fazla oyalanmadan kıyafetlerimi kirli sepetine atıp jakuzinin yanındaki duş için ayrılmış camlı bölmeye girdim. Elimi çabuk tutmam gerekiyordu aksi taktirde Taehyung'un dersine geç kalacaktım.
Jimin'i de öldürecektim.
Neden beni bırakıp gitmişti. Bu sefer benden trip yemeye hazır olmalıydı sanırım.
İşim bittiğinde ilk olarak giyinme odama adımladım. Dar siyah pantolon ve üzerime düz beyaz sweat çıkarmıştım. Yeterliydi. Saçlarımı kendi haline bırakıp üstümü giyindikten sonra evden çıktım.
Kampüse gittiğimde tek bir kişiyi arıyordum. Jimin'i gördüğümde hızlı adımlarla yanına geldim.
"Neden beni bırakıp gittin dün?" Sesimi soğuk tutmaya çabalıyordum.
"Bay Kim seninle önemli bir şey konuşacağını eğer sizi yalnız bırakırsam dersten geçireceğini söylemişti."
"Cidden not için arkadaşını bu kadar kolay satan biri görmemiştim daha önce." Yanına oturduğumda kafamı sıraya yasladım.
"Bir daha bana haber vermeden kaybolma." Sesimi sert tutmaya çalışıyordum. Saçlarıma öpücük kondurduğunda gördüğüm ilgi ile mutlu olmuştum.
"Tamam bebeğim. Siz ne yaptınız bakalım? Seni yatağa bağladı mı?" Gözlerim açılırken olduğum yerde dikleştim.
"N-ne diyorsun? O-olmadı öyle bir şey." Jimin'in kurnazca bakışına sinirlenip koluna vurduğumda kahkaha atmaya başlamıştı.
"O da olur bebeğim. Bay Kim'e ne tür fantezilerinin olduğunu anlatmalısın en yakın zamanda." Düşünmesi bile içimdeki ateşi körüklendirirken bu sefer Jimin'e daha sert vurmuştum.
Gözlerimi kapıdan giren yapılı bedene diktiğimde ilk olarak bana bakmıştı. Huylu huyundan vazgeçer miydi? Yine ilk iş imza kağıdını teker teker imzalatmıştı.
Bizim sıramıza geldiğinde elime bir kağıt bıraktı. Merak etmiştim. Jimin ve ben imzaladığımızda arka sıralara geçti. Gider gitmez Jimin ile beraber kağıdı açmıştım.
"Çıkışta kampüsün arkasında ol güzelim. Yine yakın değiliz ayağına geleceksin biliyorum. Seni bir yere götürmek istiyorum."
Doğruyu söylemek gerekirse heyecanlanmıştım. Sevmiştim bu tavırlarını. Çıkışa kadar dersler geçmek bilmemişti ve Jimin bütün gün 'güzelim' diyerek beni etkilemeye çalışıyordu. Taehyung'un derin sesine çok yakışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything
FanficJungkook erkeklerden hoşlanan bir tıp öğrencisiydi. Taehyung ise Jungkook'un hocası... Duygulara anlam vermek bu kadar zor muydu? Jungkook'un gerçekleri farklıydı.