~1~

145 16 28
                                    

Ben bunda hiç emin değilim ve çok kısa geliyor o yüzden paylaşmak ve okuyanlardan fikir almak istedim. Kimse birşey yazmazsa kötü hissederimmm🥺🥺🥺

Yani sonuç olarak bunun başını falan yaz derseniz yazarım. Ama acaba daha da bok edermiyim diye yazmadım. Yani siz söyleyin bende ona göre yazayım. Aşırı kısa geliyor şuanda bana kesinlikle değiştirmem gerek gibi offff +5555

Bu kadardı seviliyorsunuzz.💓💓💓💓💓💓💓

-----------------------------------------------

Zhan-ge' elindeki papatyaları zhan'e doğru uzattı şeytan.

"Bunlar sana çok yakışıyorlar"

Zhan arkasını döndüğünde yibo'nun elindeki papatyaları gördü. Istemsiz bir şekilde gülerek hızla elindeki papatya buketlerini aldı. Onları yavaşça bir papatya tacına dönüştürdü.

"Çok güzeller bo-di en az senin kadar"

Yibo istemsiz bir şekilde kızararak başını öne eğdi. Zhan çocuğun utandığını anlayınca önünde eğilerek dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.

"Utanınca çok tatlı oluyorsun bo-di"

O sırada onları izleyen kişiden haberi yoktu şeytan ve meleğin onlar sadece birbirlerine odaklanmışlar sadece birbirlerini önemsiyorlardı.

Her gün buraya geliyorlar ve birbirleriyle vakit geçiriyorlardı. Yibo her gün meleğine çiçekler veriyordu. Onları izleyenleri görmeden sonunda o adam onların aşkını kıskandı. Birbirlerine bakışlarını görmek onu delirtmeye başladı.

O izleyen kişi tüm herkese duyurdu. Onlar hala birbirleriyle ilgilenmeye devam ederken etraflarında ki sesleri duyunca iki oğlan da irkilerek kalktılar. Muhafızların kendilerine doğru geldiğini görünce şeytan meleğini korumak istedi. O sırada kollarına takılan zincirlerle çırpındı. O sadece meleğine ulaşmak istiyordu. Melek şeytanına zarar verecekler diye çığlıklar atmaya zincirlerden kurtulmaya çalıştı. Başındaki papatyalardan oluşmuş taç yere düştü.Gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Ikisininde elleri birbirine ulaşmak üzereyken parmakları birbirine değdiğin de  muhafızlar onları çekistirmeye başladı.

Iki oğlan yargılanmak için cennet ve cehennemin sorgu merkezlerine götürüldüler. Biri şeytan biri melekti nasıl olabilirde birlikte olabilirlerdi. Herkes onları yargılarcasina bakıyor, onları suçluyorlardi. Ama tanrıyı unutmuşlardi. Tanrının düşüncesini unutup ikisinide karşı karşıya idam sehpasına getirdiklerinde gözlerinden yaşlar döküldü.
Iki oğlan da kendilerini değil sevdiklerini korumak istiyorlardı. Birbirlerinin gözlerinin içine bakarak seni seviyorum diye dudaklarını oynatılar ama sesleri fısıltı olarak çıkmadı. Sesleri tüm heryerde yankılandı. Cennet ve cehennem sallanmaya başladı. Onları öldürmek isteyen herkesin gözlerinden ve ağzından kanlar çıkıyordu.

Iki gençte korkuyla birbirine bakıp birbirlerine koştular. Ortada buluştular tepelerinden kiraz çiçeklerinin yaprakları düşüyordu. Etraflarında neredeyse kıyamet kopuyordu. Ama onlar birbirlerine sıkıca sarılı duruyorlardı. O sırada tanrının sesi yankılandı.

"Bu dünyada ki en kötü şey birbirlerine ruhtan bağlı insanları birbirlerinden ayırmaya çalışmaktır. Şeytan ya da melek olmalarının aşk için ne önemi var."

Herkes korkuyla yere eğildi. Tanrının sesleri kulaklarında yankılanıyordu. Herkes suçlulukla başlarını eğmişti. Hepsi kaçmaya çalışıyordu. Kaçmaya çalıştıkça daha çok öldüler. Onlara zarar vermek isteyen herkes ölürken şeytan meleği görmesin diye onu omzuna çekti. Sonunda herkes öldüğünde ikili ortada duruyordu. Etraflarında koruma kalkanı varmış gibi onlara hiçbirsey olmadan ortada duruyorlardı.

Yibo hala meleğinin kulağına onu sevdiğini fısıldıyor. Saçlarını öpüyordu, herkesten tanrıdan bile korumak istercesine ellerini etrafına sarmıştı. Zhan de ondan farksız sayılmazdı. Şeytanının bir daha ondan gitmemesi için kollarını boynuna dolamıştı. Omzuna başını koymuştu. Onlar bir daha birbirlerinden ayrılmadılar. O olaydan sonra ise kimse aşık olanlara bir daha karışamadı.

GOD~yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin