Alarmımın o iğrenç sesiyle uyanmıştım. Bugün büyük gündü. Kendime iş arayacaktım. Ne kadar güzel (!) Üniversite mezunu olmama rağmen gittiğim hiç bir yer beni kabul etmemişti.
Uyandığım gibi yaptığım ilk iş telefonuma bakmak olurdu. Komidinin üstünden telefonumu alıp instagram'ı açtığım gibi karşıma bir post çıktı.
fbbasketbol: Takım menajerimiz Maurizio Gherardini'nin sağlık nedenleri ile takımımızdan ayrıldığını üzüntüyle açıklamak durumundayız. Başvurularınızı fenerbahce.org sayfasından yapabilirsiniz.
Üzülmeli miyim yoksa sevinmeli miyim bilemedim ve hemen bilgisayarımı alıp Fenerbahçe'nin web sitesine girdim ve başvurumu yazdım. Kabul edilmeyeceğimi adım gibi bildiğim için bugün iş arayışına devam edecektim.
İyi bir iş bulabilirim umuduyla yataktan kalktım ve sıcak bir duşun ardından üstümü giyinip çıktım. İstanbul'da yaşamak gerçekten çok zordu. Hemde tek yaşıyorsanız daha da zordur. Bir taksiye atlayıp yola koyuldum.
Taksiciye:
"Merhaba, buralarda bir yerde bi ajans varmış galiba biliyor musunuz?"
Taksici homurdanarak cevap verdi
"Burda milyon tane ajans var bayan hangisinden bahsediyorsunuz?"
Bayan ne ya?
"Bir haber ajansı."
"Tamamdır oraya mı?"
"Evet."
Sanırım burada 1 tane ajans vardı. Ataşehir küçük bir yer olduğu için üstelemedim ve yolu izlemeye başladım.
Aradan çok uzun zaman geçti ve köprüyüden geçtiğimizi fark ettim. Buraya geleli bir kaç ay olmuştu ve net olarak nereden gideceğimizi bilmiyordum.
"Nereye gidiyorsunuz?"
"Haber ajansı dediniz bayan, oraya gidiyoruz."
"Ataşehirdeydi!"
dedim ve köprüyü geçer geçmez sağa çekmesini istedim ve dediğim gibide yaptı. Ben cırlamaya devam ediyordum tabii.
"Ya off bilmiyorum buraları zaten geri nasıl döneceğim!"
"Ben götüreyim bayan?"
"Hayır!"
Açtığı gibi çıktım."Emin misiniz bayan?"
"YA BAYAN BAYAN DİYE TUTTURDUN! ANAN BAYAN!" diye bağırdım ve bana o özgüvenin nereden geldiğini bile anlamamıştım. Kapıyı çarpıp yürümeye başladım. Sinirden gözüm dönmüştü, sinirimde kendimeydi. İnsan neden konum istemez!
Önüme bakmadığım bi anda büyük cüsseli bir adama çarpmıştım.
"Off kusura bakmayın." dedim ve kafamı kaldırdığım anda olduğum yerde kaldım. Şehmus Hazer...
"Sorun değil. İyi misin?"
"İyiyim teşekkür ederim." diyip oradan ayrıldım. Gerçekten heyecanlanmıştım. Şehmus Hazer Fenerbahçe Beko'nun genç yıldızıydı... Evim Ataşehir'de olduğu için artık bütün maçlara gidiyordum. Tabi biletler biraz pahalı olduğu için sürekli üst kattan alıyordum biletlerimi. Oradakiler tanıyordu artık beni. Bütün maçlara gitmiştim ve gitmeye devam edecektim.
"Bugünlük sana bu kadar macera yeter Nil." demiştim kendi kendime.
Eve geldiğimde saat 19.00'ydi. Salona geçip telefonu tekrar elime alıp instagram'a girdim.
fbbasketbol: Yeni takım menajerimiz belirlenmiştir. Başvuranların mail adreslerini kontrol etmeleri gerekmektedir.
Kazanmadığımı biliyordum ama o heyecanla koşup bilgisayarımı aldım. Hemen eski yerime oturup bilgisayarı açtım. Mail gelmemişti... Böyle olacağını biliyordum zaten ama gelmediğini görünce yinede üzülmüştüm. Tam bilgisayarı kapatıyordum ki bir bildirim geldi...
SELAAAAMMMM!!!! Yeni bir hikayee. Umarım beğenirsinizz! Paylaşmayı unutmayınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyanın En Güzel Takımı
Aléatoire"Selam çocuklar. Antrenmana tam olarak başlamadan önce sizi tanıştırmak istedim, yeni takım menajerimiz Nil Hanım." Hepsi şaşırmıştı, neden olduğunu anlamamıştım ama çok geçmeden hepsi bana başarılar diledi. Fenerbahçe Beko'nun takım menajeri olmuşt...