° 5. BÖLÜM °

68 1 0
                                    

Şahmeran şiddetli bir baş ağrısıyla uyandı. Elini şakaklarına götürdü ve yattığı yerden, gözlerini açmadan biraz rahatlayıncaya kadar ovuşturdu. Kalkmaya yeltendiğinde ağrının acıya dönüştüğünü yüz ifadesinden rahatlıkla anlayabilirdiniz. Dirseklerinden yardım alarak oturur pozisyona geçti. Aşağıdan gelen kahkaha seslerine odaklandı. Annesi ve babasının keyifleri yine yerindeydi anlaşılan. Pijamalarıyla birlikte merdivenlerden aşağı indi bezgin bir halde. Önce mutfağa geçti, masada olmasına rağmen kendine bir bardak su aldı. Ellerini tezgaha dayayarak suyu ağzına götürdü. Bardağı masaya bıraktı ve salondaki yemek masasına yöneldi.

Masada Uzay,annesi ve babası kahkahalarla konuşuyorlardı. Uzay da buradaydı tamamen unutmuştu onun burada olduğunu. Sıkıntıyla yüzünü buruşturdu. Yine başlıyordu işte Cem ve onun imaları. Masaya geçti Uzay'ın yanındaki sandalyeyi hafifçe kendine doğru çekti.

''Siz neye gülüyorsunuz öyle.'' yüzünü neşeli tutmaya çalıştı.

''Ona Türkçe öğretiyordum.'' Babası Uzay'a bakıp sırıttı. Uzay da sanki anlamış gibi karşılık verdi. ''Türkçeyi öyle güzel konuşuyor ki. Ah anlatamam. Telaffuzları çok komik Şahmeran. Dinle bak.'' deyip Uzay'a sanki sadece kendi aralarında olan bir işaret verdi. Uzay Şahmeran'ın babasının öğrettiğini düşündüğü Gesi bağları türküsünün ilk 2 satırını komik bir şekilde söyleyince, daha doğrusu söyleyemeyince Şahmeran ve masadaki diğer üyeler Uzay da dahil yarılırcasına gülüyorlardı. Kapı çaldığında Şahmeran hala kahkaha atarak kapıyı açtı. Karşısında Cem'i görünce gülümsemesi dondu kaldı.

Cem başını hafif uzatıp içerde ona göre gayet mutlu aile tablosuna baktı.

''Keyfiniz yerinde. Ben..ben yanlış zamanda geldim sanırım. Allah bozmasın.'' hiçbir şey söylemeden döndü ve gitti. Şahmeran kapıda kalakaldı. Arkasından öylece baktı. Kapıyı kapatıp masaya döndü.

''Ee kim gelmiş?'' Annesi sesinde hala kahkaha olan bir tonla sordu.

''Hiç.'' Şahmeran bunu diyebildi sadece.''Uzay hazırlan hadi. Şirkete geç kalacağız.'' hızlı hareketlerle odasına çıktı ne giyeceğini hiç düşünmeden eline ilk aldığı elbiseyi geçirdi. Aşağı indiğinde Uzay'ın bu kadar çabuk hazırlanmasına şaşırdı. Kapıdan seri bir şekilde çıkıp taksi çağırdı. Oturduğunda yine Uzay'ı unuttuğunu fark etti şoförden beklemesini rica etti. Bir dakika hatta yarım saniye içinde Uzay belirdi ve Şahmeran'ın yanında yerini aldı.

''Ne oldu sana?'' Uzay elini kravatına götürdü biraz gevşetti ve Şahmeran'ın yüzüne odaklandı. Şahmeran cevap vermeyince soru sorar gibi kaşlarını kaldırdı.

''Hiç..hiçbir şey. Biraz başım ağrıyor.'' Uzay anlayışla kafa salladı. Şirkete geldiklerinde Şahmeran yine aynı hızla merdivenlere yöneldi. Odasına girdi. Ardından Uzay geldi. Kapıyı yavaş hareketlerle kapattı. Şahmeran'ın masanın hemen karşısındaki kan kırmızısı koltuğa oturdu.

''Ee bugün ne yapıyoruz? '' Uzay Şahmeran'ın yüzünü her zamanki gibi incelemeye koyuldu. Şahmeran bundan rahatsız olunca elini ensesine götürüp sıkıntıyla kaşıdı.

''Aslında ben işlerimi yapacağım sende, ne bileyim gezersin.''

''Sen gezdirirsin diye düşünüyordum.''

''Şirketi gezdirdim ya zaten.'' Şahmeran 'oynak koltuk' dediği koltuğunda hafif kıpırdandı.

''Şirketi demiyorum. İstanbul'u diyorum.'' Şahmeran bunu duyunca şaşırdı onun görevleri arasında İstanbul'u gezdirme söz konusu değildi.

''Ahmet beyin buna izin vereceğini sanmıyorum. Bugün yapmam gereken önemli işlerim var.'' mevzu Uzay olunca Cemden çekiniyordu. Çünkü böyle bir olay Cem'in başına gelmiş olsa Şahmeran çok büyük bir yaygara çıkarırdı. Ama Cem şaşırtıcı derece sabrediyordu.

Krmızı elbiseli kadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin