( flashback )
Hızlıca bıçağı karnıma sapladım. Fatih kapıyı kırarcasına vuruyordu. Bıçağı karnımdan çıkardığımda gözümden bir yaş süzüldü. Acıyordum kendime. Bunu yapacak kadar çaresiz olduğuma üzülüyordum. Bıçağı tekrar saplayacakken kapı açıldı ve içeri Fatih girdi.
Ne yaptığını sanıyorsun sen!
Elimden bıçağı almaya çalıştı.
- Bırak! Öldüreceğim kendimi!
Bıçağı elimden çekerek odanın uzak bir köşesine fırlattı.
Ulan gebertirim seni! DUYDUN MU BENİ! Senin için herkesi öldürdüm ben. Yaptıklarımın hiçbiri boşa değildi. Senin için olan bu çabamı intihar ederek yok edemezsin. İlla seni yatağa mı bağlayayım? Bunu mu istiyorsun!? Dua et yaralısın yoksa ben sana yapacağımı bilirim.
Daha fazla dayanamayarak kendimi karanlığın içine bıraktım.
( Flashback end )( Barışın anlatımı )
Noluyo lan! Hangi birine yetişeceğimi şaşırdım. Selim farklı , diğerleri farklı yöne gitmişti. Selim'i takip etmek istedim ama nedensizce diğerlerinin peşinden gittim. Geçen geldikleri eve tekrar gelmişlerdi. Kadın çok sinirli görünüyordu ama birden samimi davranmaya başladı ve kim olduğunu bilmediğim birine bir kutu verdi. Sahi kimdi o çocuk? Ona "Savo" diye seslendiklerini biliyordum. Ve bir kız vardı. Adı Ameriya , takma adı Meriydi. Takma isim kullandıklarına göre kesin birşeyler vardı ama ne!?!?!( Ozanlardan devam )
( Yazarın anlatımı )
Mert: Şimdi ne yapacağız?
Savaş: Eve gidip kutuyu açmaya çalışalım. İçinde önemli birşey olabilir. Biriniz Selim'i arayıp haber versin.
Kerim'in telefonu çalmaya başlamıştı. Arayan Selim di.
Volkan: İyi insan lafın üstüne gelirmiş.
Kerim: İyi mi , kötü mü şimdi anlayacağız!
Kerim telefonu açarak hoparlöre verdi.
Selim: Alo. Kerim. Neredesiniz? Ne yaptınız? Birşey bulabildiniz mi?
Kerim: Bir sakin ol oğlum. Hayırdır birşey mi oldu?
Selim: Oldu ama hayır olmayan birşey oldu.
Sıla: Ne oldu?
Selim: Ne olacak yenge. Fatih herşeyi öğrenmiş.
Sıla: Neyi öğrenmiş?
Selim: Herşeyi öğrenmiş. Bizim planımızı , Burağın onunla sevgili rolü yaptığını , herşeyi anlamış. Eve gittiğimde içeri almadı beni. " Ne sen ne de o pis arkadaşların Burağı benden alamaz siktir git " dedi bana.
Ozan: Hay onun ben varya ta-...
Selim: Yalnız işler kötüye gidiyor.
Miray: kötü derken?
Selim: Fatih kapıyı açtığında üstü başı kan içindeydi. İçeriden ağlama sesleri geliyordu. İçeri girmeye çalışınca boğazıma yapıştı. Zor kurtuldum onun elinden. Sokmadı zaten amına kodumun evine. O pislik kesin Burağa birşey yaptı. Umarım....... Onu öldürmez.....
Mert: Eğer Burağa zarar verirse onu Kendi ellerimle öldürürüm.
Savaş: Hop hop hop beyler afedersiniz ama öncelik benim. Onu bulayım ilk ben öldüreceğim.
Selim: Savaş senin babaannenle iletişime geçme gibi bir şansın yok mu?
Savaş: Bilmiyorum. Neden sordun ki?
Selim: İkide birde karşıma çıkıp duruyor. Hayır yanlış anlama da gözleri de yok ki anasını satayım korkuyorum. Az önce kaza yapıyordum onun yüzünden.
Savaş: Sen gerizekkalı mısın Selim? Kadın sürekli karşına çıkıyorsa sorsana ona. Niye karşıma çıkıyorsun diye. Ben nereden bileyim.
Selim: O kadar büyücüsün. Bir hayaletle mi konuşamıyorsun?
Savaş: Selim.
Sel: Ne?
Savaş: Boş yapma! Şimdi kapat o telefonu ve eve gel. Halletmemiz gereken küçük bir kutu meselesi var......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATLİAM
Mystery / ThrillerBüyük felaketten önce sessizce içimizde gezinen bombayı arıyordu gözlerim. Patlarsa çoğumuz kül olup gidecekti bu dünyadan. Ailemi korumaya çalışırken sığınağıma kaptırmış gidiyordum kendimi. Ve günün sonunda pimi çeken ben, bombanın ta kedisiydim ş...