5.

412 32 27
                                    

Merhaba. Bugün yine geçmişe gidilen bir bölüm yapacağım. Umarım beğenirsiniz. Lütfen medyadaki şarkıyı açın :)

6 yıl önce
Y/n'nin ağzından
On üç yaşımı yeni bitirdim sayılırdı. Yaklaşık dört yıldır da Touya ile sadece evine gizlice girerek ya da pencereden konuşuyorduk.

O gün okul çıkışı Touya'nın evine gittim. Okul çıkışlarında sadece pencereden konuşuyorduk çünkü kahraman bozuntusu Endavour ne zaman gelecek bilmiyorduk.

Penceresini açtı ve konuşmaya başladık.

Y/n: Liseyi nerede okuyacağıma karar verdim.
Touya: Nerede okuyacaksan ben de geleyim. Hem aynı okula gitmiş oluruz
Y/n: U.A de okumak istiyorum. Böylece kahraman olabilirim. Hem senin baban da gerçek kahraman nasıl olurmuş görür.
Ben kıkırdayınca Touya da gülmeye çalıştı ama bunun onu üzdüğü belliydi.
Touya: Tamam o zaman birlikte en iyi kahramanlar olalım. Söz mü?
Y/n: Söz
Touya: Y/n ama ben senin özgünlüğünün ne olduğunu bilmiyorum. 9 yıldır arkadaşız ama hiç bilmiyorum.
Y/n: Touya yanlış anlama ama sen özgünlüğün konusunda pek konuşmak istemiyor gibi duruyordun ben de zorlamak istemedim. Ne zaman özgünlüğün ile ilgili rahat hissedersen ben de kendi özgünlüğümü gösteririm diye düşünmüştüm.
Touya: Oh, anladım. (Gülümsemeye başlayarak) o zaman yarın ikimiz de özgünlüklerimizi gösteririz.
Dediklerinden dolayı hem heyecanlanmış hem de mutlu olmuştum.
Y/n: Tamam anlaştık ama söz ver
Touya: Söz

Sonrasında gülerek uzaklaştım ve evime döndüm. Tam kapıyı açmaları için kapıyı tıklatacaktım ki kapının açık olduğunu fark ettim.

Bir anda içeriden bir şeyin kırılma sesi geldi. Ablamın üniversiteden dönmesine daha vardı bu yüzden annem ya da babamla ilgili olmalıydı.

Ani bir kararla içeri girmiştim. Girer girmez seslerin geldiği mutfağa yöneldim. Sonrasında annemin babamı boğmaya çalıştığını gördüm ama normal bir şekilde boğmuyordu özgünlüğünü kullanıyordu. İşin garip kısmı annem bize özgünlüksüz olduğunu söylemişti.

Görünen o ki annemin özgünlüğü benim özgünlüğüme benzerdi. O da enerji tanecikleri ile bir el yapmış ve babamı boğmaya çalışıyordu.

Düşünmeden annemin önüne geçtim.
Y/n: ANNE YAPMA.

Annemin dikkati dağıldı ve bana bakmaya başladı.
Anne: Özür dilerim ben gerçekten sizin için böyle bir hayat istemedim.
Annem bir anda ağlamaya başladı ama babam sanki kışkırtmak istermiş gibi konuşmaya başladı.
Baba: Seni sürtük! Hem özgünlüğün olduğunu saklıyorsun. Hem kötülerle çalışıyorsun şimdi de düşünceli anne ayağına mı yatıyorsun?
Kötülere çalışmak mı? Babam ciddi miydi? Annem neden böyle bir şey yapsın ki,? O çok iyi bir insan.
Y/n: Anne babam ne diyor? Bunlar doğru mu?
Baba: Hadi söylesene kızın da bilsin ne boklar yediğini
Annem sanki yaptığı her şeyi onaylarcasına susmaya devam ediyordu. Sonra bir anda sinirle kalktı.
Anne: Eğer benim kötülere çalıştığımı bir insana bile söylersen seni gebertirim ve bunun acısız olacağını da düşünme.
Babamın gözlerine öyle tehditkar bakıyordu ki ne yapacağımı bilemedim. Tam o sırada annemin kolundaki kanları fark ettim. Babam mı yapmıştı. Belki de sadece kendini korumaya çalıştığı için olmuştu derken babam bir anda bıçakla anneme saldırdı.

Ne yapmalıydım? Annemi suçlamıyordun çünkü sadece kendisini korumaya çalışıyordu ama babamı öldürüp hapse girmesini de istemiyordum. Bizi bırakmasını istemiyordum.

Baba: Kızım sen ne yapıyorsun? Annen babanı öldürecek hala dikiliyorsun. YARDIM ET
Y/n: Anne bırak babamı lütfen yeter artık.
Anne: SEN BU İŞE KARIŞMA Y/N
Y/n: Ama anne onu öldürmene izin veremem.
Babam artık ölmek üzereydi hissediyordun. Hala doğru düzgün kullanmadığın özgünlüğümü kullanmak istemiyordum ama düşünmeden bir salaklık yaptım.

Büyük bir üçüncü el yapıp anneme karşı savurdum. Savurduğum elimle annem mutfak dolaplarından birisine boynunu vurmuştu ve çat diye bir ses geldi.

Ben... Ben annemin boynunu kırmıştım. Daha gücümü doğru düzgün bile kullanamıyordum. Şimdi de kullanmasam ne olurdu.

Hemen annemin yanına koştum. O nefes almıyordu. Kalbi de atmıyordu. Arkada babamın nefes alış seslerini duyuyordum. Peki babam nasıl tepki verecekti? Sonuçta onu kurtarmak için yapmıştım ama hiç beklediğim gibi tepki vermedi.

İlk önce beni saçımdan tutup odanın geniş alanına sürükledi. Az önce yaşadığım durumdan dolayı hemen tepki veremedim ama sonrasında babam boğazıma yapıştı. Elimle boğazımı sıkıyordu. Bayılmak gibi bir niyeti yoktu sadece öldürmek istiyordu.
Baba: SENİ OROSPU. SEN . SEN BENİM KARIMI ÖLDÜRDÜN. SEN BENİM HER ŞEYİMİ BENDEN ALDIN. SEN BİR DAHA NEFES ALAMAZSIN.

Ne olmuştu. Ben az önce ona yardım etmemiş miydim? Boğazımı biraz daha sıkınca bir tane üçüncü el oluşturup onu ittirdim ev hemen evden kaçtım.

Arkamdaki ayak seslerini duyabiliyordum çünkü hala beni takip ediyordu. Hemen ana yola doğru koştum. Araçların gelmesine odaklanmadan koştum. Babam da arkamdan geliyordu.

Yolun karşısına geçince arkama baktım ve babam bana nefretle bakıyordu. Yolun ortasında duruyordu ve şimdilik gelen bir araç yoktu. Sadece biraz uzakta bir kamyon vardı.

Babamın yaşı çok genç olmadığı için yolun ortasında nefeslendi ve tam tekrar yürümeye başlayacakken yürüyemedi. Ayaklarının olduğu yere baktığında iki tane üçüncü elin onu oraya sabitlediğini gördü.

Bana daha çok nefretle baktı. Daha kimse ayaklarındaki üçüncü ellerimi görmemişti. Sonra bana yalvarmaya başladı.
Baba: Lütfen kızım çek şunu. Gerçekten özür dilerim. Benim hatamdı. Lütfen kızım ben eşşek bir insanım.

O sırada kamyon iyice babama yaklaşmıştı. İnsanlar babama çekilmesi için bağırıyordu. Babam öleceğini anladığı zaman bana son sözlerini söyledi.
Baba: Keşke hiç doğmasaydın. Sadece bir vakit kaybısın.
Sonra da kamyon çarptı. Biraz rahatlamış hissetmiştim.

Polisler geldi her yere. Kimse benim yaptığımı düşünmedi çünkü güvenlik kameralarında babamın bana bıçakla koşusu vardı bu yüzden annemi de onun öldürdüğü kanısına vardılar.

Ben hiçbir şekilde ben yaptım dememiştim çünkü bunu kendime yediremiyordum. Doktorlar ise bunu travma sonrası şok olarak adlandırdı. Sonrasında da yetimhaneye postalandım. Tabi eğer yetişkin olan ablamı sorarsanız o benden nefret ediyordu. Çünkü beni suçluyordu.

O esnada Todoroki evi
Touya'nın ağzından
Y/n verdiği sözleri hep tutardı ama gelmemişti. Bu beni endişelendiriyordu ama babama sorarsam daha ters bir tepki almaktan korkuyordum. Ama sözünden sonra da bir süre hiç gelmeyince sormaya karar verdim.

Touya: Baba Y/n iyi mı acaba ondan hiç haber alamıyorum da?

3. Kişinin ağzından
Tabi ki de Endavour ne olduğunu biliyordu ama kendisine oğlunu şu gereksiz kızdan uzak tutabilecek bir fırsat geçmişti.
Endavour: Touya ben sana demiştim boşuna birileriyle arkadaş olma diye.
Touya: Niye ki?
Endavour: SUS VE DİNLE. ARKADAŞIN ÖLMÜŞ.
Touya: Ne baba yalan söyleme. Saçmalıyorsun.
Endavour iyice sinirlenmişti.
Endavour: SEN GERİZEKALI MISIN SANA YALAN SÖYLESEM ELİME NE GEÇECEK.

Touya duyduklarına inanamıyordu. Ama söz vermişti. Birbirlerine özgünlüklerini gösterip kahraman olacaklardı. Yalandı. Yalan olmalıydı...

Evet bu bölüm bu kadardı umarım beğenirsiniz. Dabi dışında yapmamı istediğiniz birileri varsa lütfen yorumlara yazınız;)

dabi x reader (enemys to lovers)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin