O olaydan sonra, çoğu hashira Kanata'dan şüphelenmeye başlamıştı. Fakat Shinzoru, sık sık Kanata ile konuşup moral veriyordu.
Gene herzamanki gibi sakin bir sabahtı. Sumihiko görevinden yeni dönmesine rağmen kılıç antrenmanı yapıyordu. Etrafta kimse yoktu, herkesin işi vardı. Bu sessizlik onu tedirgin etti, arkadaşlarının gürültüsüne fazla alışmıştı.
Etrafına tekrardan bakındı, kimse yoktu. Kılıcını kınına koyup binanın girişine ilerledi, binaya girip koridorlardan ilerleyip Kaori'nin kaldığı odanın kapısına denk geldi. Kapıyı açıp içeri baktı, tahmin ettiği gibi Kaori yatağında uyuyordu."Eh, biliyordum."
Herkes göreve gitmişken Kaori uyuyordu, görevi olmadığı zaman genelde uyurdu. Sumihiko içeri girip kapıyı kapattı, kapalı perdeyi açar açmaz güneş ışığı kızın gözüne çarpıp uyanmasına sebep oldu. Sumihiko'nun amacı da buydu, Kaori yarı uykulu bir şekilde kalktı. Artık nasıl uyuduysa, saçları dağınıktı ve kimonosu açıktı. Kaori pencereden dışarı baktı, daha sonra etrafına bakındı.
"Herkes nerede?"
"Kendi görevlerine gittiler, şuan sadece ikimiz varız."
"ikimiz mi?"
Kaori bir anda sordu. Sumihiko'nun karşısına oturmak için biraz geri gitti, sırtı duvara yaslanıyordu. Sumihiko yatağa oturup ona parlak kırmızı gözlerle bakıyordu, sessizce ne yapacağını merak ediyordu. Kaori sertçe esneyip kendini öne saldı, Sumihiko onu tutup sarıldı.
"Bu senin sevgi gösterme şeklin mi?"
Dedi kısık seste ve güldü. Ona sarılıp saçlarını okşarken bir anda kapının çaldığını duydu, Kaori direkt kendini geri attı. Kapının arkasından bir ses duyuldu.
"Kaori-Chan? İçerde misin?"
Sumihiko kendini yataktan aşağı atıp sürüne sürüne kapıya ilerledi ve kapıyı açtı. Su Hashirası Tandoku Yukie kapıda güler yüzle duruyordu, Sumihiko'yu görünce bir an şaşırdı.
"Sumihiko-kun? Kaori'nin odasında ne yapıyorsun??"
Bu soru karşısında ne diyeceğini bilemeyen Sumihiko, kızarık boynunu eliyle gizleyip kekelemeye başladı, onunla göz teması kurmaktan kaçınıyordu. Yukie az çok neler olduğunu anlamıştı fakat birşey söylemedi.
"Herneyse. Sumihiko, Oyakata-sama seni toplantı alanında görmek istiyor."
"Beni mi? Neden?"
"Nedenini bende bilmiyorum, bir gidip baksan iyi olur."
Dedikten sonra oradan ayrıldı, Sumihiko kapıyı kapatıp Kaori'ye döndü.
"Gidecek misin? Ama ne güzel kucağında rahat hissediyordum!"
"Amacının ne olduğunu anladım fakat işe yaramıyacak."
"Bir şekilde işe yaramasını sağlarım.."
Sumihiko elini aşağı yukarı sallayıp "aynen aynen" diye mırıldandı ve kapıyı tekrardan açıp odadan ayrıldı.
Koridordan ilerlerken az önce yaşananlar aklına geldikçe yüzündeki kızarıklık artıyordu."Kaori-Chan gerçekten bu fikire açık gibi... Ama olmaz, bunu ona yapamam."
Dedi içinden ve kendisine sertçe bir tokat attı. Binadan çıkıp toplantı alanına doğru yola koyuldu. Etrafına bakınıyordu ve ıslık çalıyordu. Sonunda toplantı alanına gelmişti, küçük süs gölünün çıkardığı su sesi ve yaprakların hışırdaması dışında hiçbir ses yoktu, aşırı rahatlatıcı bir ortamdı. İlerlerken etrafına bakınıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimetsu No Yaiba★YENI NESIL★FANMADE
FanfictionHepiniz büyük savaşın nasıl bittiğini biliyorsunuz, Muzan'ı öldürmek için çok fazla can verildi ve kazandılar. Peki ya yıllar sonra bir başka iblis, başka bir savaş başlatsaydı? Bu iblis, Muzan'ın intikamını almak için güçlenmeye başlar, bunun farkı...