Yorumlar artarsa çok sevinirim.
Keyifli okumalar
💜
Jimin tam üç gündür benden köşe bucak kaçıyordu.Adamlar aynı iş yerinde köşe kapmaca oynuyorduk resmen. Mesai bitiminde de bir bahane bulup işinin uzadığını söylüyordu. Bende normal olarak eve kendi yöntemlerimle dönüyordum. Kendi yöntemimde otobüstü. Tabii ki Jimin'in rahat araba koltuğunu tercih ederdim fakat şu an tek sorun bu da değildi. Benimle doğru düzgün konuşmuyordu bile.
O itirafı yaptığından beri, merkezde bana verdiği saçma işlerle uğraşıyordum. Bunlar daha çok dosya işleri oluyordu tabii ki. Ekip arkadaşlarım görevlere giderken ben dosyalarla uğraşıyordum. Ama artık canıma tak etmişti. Madem beni Taehyung'dan kıskanıyor ve öyle bir itirafta bulunmuştu o zaman arkasında durmalıydı.
Jimin ve Hana'nın dairesinin önüne geldiğimde derin bir nefes alarak zile bastım. Bir iki saniyenin ardından da kapı açıldı ve Hana güler bir yüzle beni karşıladı. "Hoşgeldin."
"Hoş buldum. Abin evde mi?"
Hana başını olumlu anlamda salladı ve elinde tuttuğu ayakkabılarını yere koyup giymeye koyuldu. Dışarı çıktığını anlamıştım. "Evde. Spor yapıyor."
Kaşlarım yukarı kalktı. Tamda zamanında gelmiştim cidden. Spor yaparken birinin onu rahatsız etmesinden hoşlanmıyordu ama şu an yapacak başka bir şey yoktu. Bir daha bu cesaret bana ne zaman gelirdi emin değildim.
"Baksana. Ne oldu buna?" Derken başıyla içeriyi işaret etti. "Üç gündür aralıksız spor yapıyor."
Bunu demesinin ardından gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Stresini atıyordur."
Hana anlamaz bir şekilde bana bakıyordu. "Aman her neyse." Başını iki yana sallayıp dışarıya adımını attı. "Ben markete gidip geleceğim. Siz takılın."
Başımı sallayıp onu onayladım. O asansöre doğru ilerlerken bende içeri geçmiş ve kapıyı ardımdan kapatmıştım. İçeri doğru ilerlerken koridordan Jimin'in sesini duydum ve gülümsedim. "Hana kim gelmi..." fakat beni görmesiyle lafı yarıda kesildi.
Elimi havaya kaldırıp salladım. "Selam."
Üzerinde beyaz bir tişört, aldın da ise dizlerinin üzerine gelen siyah bir spor şortu vardı. Çok fazla terli olmadığı için spora yeni başladığını anlamıştım. Bu da benim için iyi bir şeydi. Daha rahat konuşabilirdik.
"Geleceğini haber vermemiştin?"
Yüzündeki şaşkınlıktan beni burada görmeyi hiç beklemediğini anlıyordum. Sanki evlerine ilk defa gelmişim gibi tepki gösteriyordu.
"Ne zaman haber veriyorum ki?" Özellikle de Hana'ya geldiğim zamanlarda çoğu zaman çat kapı geliyordum çünkü az çok ne zaman müsait olduklarını biliyordum. İstisna durumlar dışında aramama gerek olmuyordu.
"Hana markette."
Gözlerimi devirmemek için kendimi çok zor tuttum. Aynı zamanda sakin kalmaya da çalışıyordum. "Biliyorum. Zaten ben ona gelmedim. Seninle konuşmak istiyordum."
"Spor yapıyorum."
Gitmek için hareketlendi. Sinirlerim iyice bozulduğu için kaşlarımı çattım. Benden bu şekilde kaçması,konuşmaya yanaşmaması şu an beni deli ediyordu.
"Bana bak senin ayağına kadar geldim." Parmağımı tehdit edercesine ona doğru salladım. "Konuşacağız diyorum."
Bu sert tavrımı hiç beklemiyormuş gibi daha çok şaşırdı. Ardından derin bir nefes verdiğini işittim. Sanırım bu da yavaş yavaş ikna olduğunu gösteriyordu. Jimin bir şey demeden salona doğru ilerlerken,mesajı alarak onun peşinden gittim.