~12

184 15 5
                                    

-Zor bir çocuklukta değil mi?
Shimura Tenko!

Yavaşça yutkundu. Bakugou ise olan biteni izliyordu. Boynumu bıraktı ve şok olmuş halde odayı terketti. Bakugou anlamsız gözlerle bana bakıyordu. Şuradan bir kurtulalım herkese anlatacaktım. Gerçi bildiklerim sadece shigarakinin geçmişi hakkında bilgileri yani işimize yaramaktan çok onu sinirlendirebilecek bilgilerdi.

Aradan bayağı bir zaman geçtikten sonra odaya Dabi girdi. Yanıma çömeldi ve yemek yedirmeye çalıştı. İstemiyordum. Açlıktan öleceğimi bilsem yine onun elinden bir şey yemezdim. Bakugou'da yemedi sonrasında bana zorla su içirttirdi ve karşımıza oturdu. Öylece bize,bana bakıyordu ve ben hatta bakugou bile bundan rahatsızlık duymaya başlamıştık. Bir süre sonra toga içeri geldi. Shigaraki'ye birşey için yalvarıyordu. En sonunda zafer kazanmış gibi bir halde içeri girdi. Bukleli sarı saçları çok tatlıydı ancak kan sevdası onu bir psikopat yapıyordu.

Toga içeri girince Dabi dışarı çıktı. Pis pis sırıtıyordu. 10 saniye felan sonra insanların kanlarını almak için kullandığı teçhizatını çıkardı. Önce bakugou'ya doğru yürüdü ve suratına felan baktı. Memnun olmamış bir tavır takındı ve benim yanıma geldi. Yüzümü felan inceledi ve birden kahkaha atmaya başladı. Ben olanlara anlam verememiştim. Şu misketli adamın büyusumudur nedir ne bakugou ne ben konuşamıyorduk. Ben bunları düşünürken birden toga bir bıçak çıkardı ve koluma derin bir kesik attı. Acı dolu bir ifade ile ona döndüm. Bakugou kıpırdanıyordu ama ne o ne ben hiçbir şey yapamıyorduk. Bir çizik daha attığında göz yaşlarım hakim olamadım. Suratıma baktı ve büyücü adama seslendi. Sesimi aktifleştirmesini söyledi. Anlam verememiş ve açıdan kıvranır halde ona baktım. "Çığlıklarını duymak istiyorum." Sıçtım.

Büyü açıldığında tek kelime bile edemeden 3. Darbe geldi. Kendimi zorluyordum ama derin yaralar açıyordu. Bir süre sonra iğneye benzer aletini kullanarak kanımı almaya başladı. Acıdan ölecek gibiydim. Başım dönüyordu. Yaraların acısını biraz bastırdığımda tam ona dur diyecekken kılıç ustası kertenkele adam (adını unuttum kdnskdndod) geldi. Bıçaklarını çıkardı ve bakugou'nun yanına gitti. "Dur" diyebildim sadece. Beklediğim olmadı. Ensesine vurdu ve bakugou'yu bayılttı. Shigaraki'ye onları söylememeliydim. Shigaraki'ye onları söylemekeliydim. Kertenkele yanıma geldi ve suratıma baktı. Pürüzsüz bir cildin var. Kusursuz hiçbir şey hiçbir zaman kusursuz değildir gibi saçma birşey söyledi ve suratıma hafif çizikler attı. Yanaklarıma çeneme boynuma...

Kollarımdan şapır şapır kanlar akıyordu. Kan kaybından ölebilir miydim? Yok canım. Ya ölürsem. Bu asil bir son olmaz. Sözümü tutamam. Ölmeyeceğim. Henüz değil. Ama başımda iki psikopat vardı ve duruyorlardı. Bağırıyordum. Ağlıyordum. Artık katlanılamayacak bir acı haline geldi. O sırada ne oldu tam hatırlamıyorum. Birden uzun ve epey güçlü bir çığlık atmıştım ve yeter diye bağırmıştım. Tam o esnada bir gümbürtü koptu. Evet,kahramanlar gelmişti ama ben kendimde değildim. Ellerimdeki büyü galiba bozuldu. Kollarımdaki kanlar akmaya devam ederken ben kontrolümü kaybediyordum. Kahramanlar içeri girdi. Aizawa sensei,endeavour ve diğerleri. Geç kalmışlardı. Başım dönüyordu. Çok kan kaybetmiştim. Gözüm kararmaya başladı. Etrafa biraz göz atınca kahramanlar bir arbedenin içindeydi. Biri bakugou'yu çözüyordu. Az sonra onu sırtına aldı ve ayrıldı. Muhtemelen benim için dönecekti ama yük olmak istemiyordum. Birden ayaklandım. Dışarı çıkmam gerekiyordu. Nefes alamıyordum. Arbedenin içinde hiç belli olamayacak kadar önemsiz bir detaydım. Zar zor dışarı çıktığımda sendeliyordum. Bana doğru koşan birini hatırlıyorum. Todoroki. Babası ile gelmiş olmalı. "Asuka! İyimisin!" Gerisini hatırlamıyorum. Bayılmışım.

Gözlerimi araladığımda bir yerde yatıyordum. Hastane odasındaydım. Hala başım dönüyordu ve feci bir şekilde ağrıyordu. Kendime biraz gelince yanıma döndüm. Aizawa sensei ve allmight yanımdaydı. Toparlanmaya çalışmıştım ama hem yüzüm hemde kollarım sızlıyordu. Aizawa sensei beni geri yatırdı ve dinlenmemi söyledi. Allmight ise başı ile onaylanmış gibi yaptı ve sonra acele bir şekilde odadan ayrıldı. Aizawa sensei'de doktorlar ile konuşmak için odadan ayrılmıştı. O sırada birden içeriye midoriya girdi. Sonrasında mina,uraraka,Momo ve jirou sonra neredeyse bütün sınıf odaya doluştu. Hepsi halimi soruyordu. Sanırım biraz duygulanmıştım. Gözlerim dolu bir şekilde iyi olduğumu söyledim. Değildim. Ama burada kalmak istemiyordum. Hastaneler bana annemi hatırlatıyordu. Biraz zaman geçince birden kafama beton yemiş gibi oldum. "BAKUGOU İYİ Mİ?" onu unutmuştum. İnanamıyorum kendime. Aptal asuka! En son bayıltılmıştı ama sinirden patlayacak bir hale gelip konuşamamak ve hareket edememek çok zordu. Hatta bakugou için acayip sinir bozucu bir şeydi. Sonra midoriya onunda iyi olduğunu felan söyledi. Bir gün hastanede kaldım. Kollarımdaki sargıları haftada 1 kontrol ettirme şartı ile beni sonunda eve gönderdiler.

MY HERO ACADEMİA X READERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin