Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alt kata inerken siyah bir şişme palto giyerek garaja gitmeden önce anahtarlarınızı, cüzdanınızı ve telefonunuzu aldınız.
İçeri-arabana-girer girmez telefonunuzun sesini duydunuz ve Changbin'in adını gördünüz. yazamayacak kadar tembel hissediyorsun, sadece numarasını çevirmeye karar verdin.
"hey, y/n-ie~" onun bebeksi sesini duyar duymaz şakacı bir şekilde gözlerini devirdin. "Kapa çeneni seo changbin , zaten yoldayım o yüzden tanrı aşkına bana mesaj atmayı kes."
"Ya! böyle olma. beni sevdiğini biliyorsun değil mi?" Arabayı sürmeye başladın, gülmemeye çalıştın çünkü onun surat astığını ve sonra diğer hatta gülümsediğini hayal ettin.
"neyse- Bay!" Changbin'in dudaklarının muhtemelen burnundan daha uzun olduğunu bilerek kıkırdarken çabucak telefonu kapattın.
Bulunduğunuz yerden birkaç dakika uzaklaştıktan sonra, Changbin'in evine ulaştın, garaj kapısı açıldı ve onu heyecanla kapıdan dışarı koşarken gördünüz.
arabayı durdurdun ve erkek arkadaşın tarafından sımsıkı sarılmak için dışarı çıktın. "Merhaba bebeğim" dedi gülümseyerek dudaklarına bir öpücük kondurdu.
"hey aptal," onu daha derin ve daha uzun bir öpücük için kendine çekerken güldün. "Hadi içeri girelim ve kucaklaşalım, hava soğuk." dedi Changbin , elini tutup seni içeri çekerken.
"Tanrıya yemin ederim, bana sadece sarılmak için gelmemi söylemeyi kesmelisin."
