Çalan alarm sesine uyandım.Aslında tam uyandım denilemez.Zaten uyanıktım.Yıllardır kaçta yatarsam yatayım 6:30'da uyandırdım.Bu çalan anneannemin ilaç saatinin geldiğini belirten alarmdı.Genelde uyanık olurdum ama ilaç saatini unutmamak adına alarm kurmuştum.Anneannem benim için çok önemliydi bu hayattaki tek direğimdi içimi aydınlatan,bana hep yol gösteren, karanlığıma aydınlığıyla ışık olan.Yavaş hareketlerle yataktan kalktım. Ne kadar uykum olmasa da ellerimi iki yana açıp maximum reklamındaki Tolga Çevik misali ayaklarımı havalandırdım.Ayağıma terliklerimi giyerek sürüye sürüye yürüdüm.Evdeki en büyük fantezim. Parkelerin üzerinde terliklerimi şiklete şiklete yürürken ayağımı sehpaya çarptım.Bu kadar dikkatsiz olmak zorunda mıydım? Allah'tan ayağımda terliğim vardı. Yoksa serçe parmağımın cenaze namazını kılabilirdik.Sonunda banyoya vardım.Musluğu ağır hareketlerle açarak yüzüme suyu çarptım. Suyun dirseklerime kadar ulaşması beni rahatlatıyordu çoğu insanı rahatsız ederken. Havluyu askısından çıkarıp adeta yüzümle bütünleştirdim.Mutfağa ağır adımlarla gidip bir bardağa su doldurdum ve ilerideki çekmeceden ilaçları alıp anneannemin odasına gittim. Zaten her zaman ki gibi uyanıktı.Beni her gördüğünde toparlanırdı.Elimdeki suyu ve ilaçları komidinin üzerine koyarak kollarımı anneannemin omuzlarına sardım ve sevgi dolu bir sesle
"Günaydın tontoşum"yüzünde aniden bir gülümseme belirdi.Çıkan boguk ve yarımyamalak sesiyle
"Günaydın Erva'm cesur kızım. " anneannem felç olduğu için sol tarafı tutmuyordu.O yüzden dilinde de tutukluk vardı.
"Ben kahvaltı hazırlayıp geleyim. "yanağına sulu bir öpücük kondurarak odadan çıktım. Mutfağa gidip su kaynatıcısına su koydum. Çayları genelde sallama çay yapıyordum.Oldum olası çay sevmezdim.Simdi bir kişiyi daha uyandırmam gerekiyordu.Ablam..Hayır anlamıyorum nasıl bu kadar uyuyor.Hic kibar olmaya çalışmadan direkt olarak gidip perdeyi açtım. Yüzüme piç smilemi yerleştirerek"Günaydın Serracığım bugün de beni sinir etmeyi başardın hayır anlamıyorum beni bile sinirlendiriyorsun nasıl başarıyorsun? Bir insan bir gün bile kendi başına uyanamaz.Senin beni uyandırıp kahvaltı hazırlaman gerek..."sözümü kesen Serra'nın isyanı idi.
"YETER!"diyebildi sadece. Elimi havaya kaldırıp her sabah onu sinir etmek için söylediğim sözü söyledim."Birdaha olmasın."gözlerini devirdi.Mutfaga gidip kahvaltılıkları masaya koyduktan sonra servisleri açtım. Saate baktım yaklaşık 1 saatim vardı evden çıkmak için.Serra'yı da kahvaltıya çağırdıktan sonra bir tepsiye de daha demin ısıttığım çorba ve kahvaltılıkları yerleştirdim.Su ve ilaçları alarak anneannemin odasına gittim. Yarım açılmış kapıyı ayağımla iyice iteleyerek açtım karşısında bulunduğum görüntü duraksamama neden oldu.Yan tarafından su almaya çalışan anneannemi gördüm.Bunda ne var derseniz eğer onun bir tarafı felç bu hareketlerine engel oluyor ve yatağın tam uc kısmındaydı koşarak yanına gittim ve onu yatağa yerleştirdim sonuçta düşüp kendisine zarar vermesini istemezdim.
"Beni ne kadar korkuttun farkında mısın? Seslenseydin gelirdim. "Üzüntüsünü iliklerime kadar hissettim.
"Seni yormamak içindi."dedi ve göz kapaklarını yere indirdi.
"Sadece çok korktum, özür dilerim."tepsiyi yanına koyup "Ilaçlarını almayı unutma."diyebilmiştim.Kendime kızdım ama onu da anlıyordum ama ona bir şey olma ihtimali bile beni üzüyordu.Kaşığı çorba kasesine daldırarak bir miktar çorbayı ağzına götürdüm. Sabah sabah ne çorbası diyecek olursanız onların daha dinç olmaya ihtiyacı var.Büyüklerinizden bilirsiniz daha doyurucu oluyor. Anneannem sadece tuvalet ihtiyacını karşılayabiliyordu.Arada altına kaçırması dışında.Onu felç olduğu için suçlayamazdım.Ablam anneanneme hiç ilgi göstermezdi bense gülüşü için her şeyimi verebilirim ki zaten benim herşeyim anneannemdir.Kahvaltısını yedirdikten sonra suyla beraber ilaçlarını da verdim. Bardağı tam tutamadığı için suyu pipetle içiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELÇ
Teen Fiction"Sanki anneannemin sol tarafı değil de sizin insanlık yanınız, vicdanınız, duygularınız, sorumluluk alan yanınız, fikirleriniz en önemlisi kalbiniz felç olmuş."