"geçer elbet efendim. bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer; ama mutlaka geçer."
- Oğuz Atay
adımlar. bir yavaşlayıp bir hızlanan dengesiz adımlar.
nefesler. bir yavaşlayıp bir hızlanan dengesiz nefesler.
gitmeyi seçtiğimde arkamda bıraktığım hiçbir şeyi bir daha elime alamayacağımın bilincinde olmalıydım.
olduğumu düşünüyordum.
ta ki ayaklarım kaçmak için çırpındığım yere tekrar varana kadar.
gözleri beni buldu. sakindi. şaşkın değildi. sinirli gözükmüyordu. bana dışarıdan geçen herhangi biriymişim gibi neden geldin dermişçesine bakıyordu.
cümleleri toplamak istedim. kelimelere çeki düzen vermek ve kendimi açıklamak istedim.
ama bir gerçek vardı.
gitmiş birini hangi kalan dinlerdi ki?
"evet," dedi. sesindeki duygusuzluk damalarıma kadar işlenmişti. o an anladım. benden nefret ediyordu. "neden gelmiştin?" sanki bir yıl önce onu terk etmemişim de daha dün buluşmuşuz edasıyla konuşuyordu.
canımı sıktı bu umursamazlık. ama hakkım var mıydı?
"seni görmek istedim yoongi," dedim. güldü. hiçte içten gelen samimi bir gülüş değildi. siniri taşmak üzere olan birinin gülüşüydü. damarına dokunduğumu biliyordum. ancak pişmandım. gerçekten pişmandım. fakat pişmanlık ne fayda eder ki? eskiye dönebilir miydim? kırdığım kalbi kırılmamış gibi onarabilir miydim?
pişmanlık duyduğum zaman bir daha o olayın asla eski haline dönemeyeceğini, dönse bile eski duyguları hissedemeyeceğimi biliyordum. çünkü pişmanlık bitmiş ve geri dönüşü olmayan yerlerde ortaya çıkar ömür boyu peşimizi bırakmayan bir lanetti.
"gördüysen geri git o zaman," dedi. bir açıklama isteyecek ya da neden soracağa benzemiyordu. beni bitirmişe benziyordu. içinde bitirmiş gibiydi.
"sormayacak mısın?" diye sordum.
"neyi?"
"neden gittiğimi veya neden döndüğümü." yanak içini ısırdı. içinde tutmak için büyük çaba sarf ettiği duyguları yavaştan kendini belli ediyordu. buz dağı gibi gözüken gözlerinin arkasında koca bir okyanus yattığını biliyordum.
"umurumda değil," dedi. yalandı. ya da ben yalan olduğuna inanmak istiyordum.
"gene de anlatmak istiyorum. beni dinler misin?"
"ihtiyacım yok. geldiğin yere geri dön."
"yoongi," dedim. "hiç mi merak etmiyorsun?"
derin bir nefes aldı. okyanusundaki dalgalar şiddetini artırıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir şeyler değişiyor, bir şeyler bitiyor ➸ sope ✓
Fanfiction"söz vermiştin." "sana verdiğim sözü asla tutmam demiştim." 17|