10.BÖLÜM:OYUN

5 2 0
                                    

(İza'nın ağzından)
Bugün sabah erken kalktım. Dylon beni ailesiyle birlikte beyzbol oynamaya götürecek;bu vampirlerin beyzbol aşkı beni şaşırtıyor,Alacakaranlık efsanesi'nde de beyzbol oynuyorlar: Bir gurup vampir geliyor. Sonra aralarında bir olay geçiyor, aralarından bir vampir Bella'ya saldırmaya çalışıyor. Bir an gözlerim kamaştı. Dengemi bulmadım yatağın yanından tuttum. Ne gördüm anlamadım, her şey falş patlaması gibi bir anda ışıkla gözlerim kamaştı ve gözümün önünden bir sürü anı geçti. Hiç birini anlamadım zaten çok önemsemeden yinede aklıma takılsada umursamadım, çünkü net bir şey yok.
Kraliyet'te hazırlanmak kolay oluyor. Gördüğüm şeyin anlamı yok fazla düşünüp stres yapamam. Kıyafetlerimi değiştirdim,sandalyeye oturdum, hafif bir makyaj yaparken babam kapıda belirdi. Yanıma yaklaştı, sevecen ve samimi bir şekilde alnımdan öptü.
-Ne zaman gelcek.
-Birazdan.
-Yarın seni güzel bir yere götürecem.
-Nereye
-Yarın bizim krallığın, krallıklar arsı turnuva maçı var.
-Bu maçın bir ismi var mı?
-var, olmazmış. Senin tahminin var mı? (yatağa oturdu, yüzümü ona döndüm.)
-Hayır.
-Krallığa girdiğinde ne gördün.
-Güç
-Başka
-Güzellik, ihtişam
-Buraya ilk geldiğinde sana bunları kapsayan bir kelime söyledim. Turnavadan bahsettim. Hatırla tatlım.
-Hatırlamıyorum.
-Daylon buraya mı geliyor?
-Evet
-Nasıl gelcek?
-Elman alacak.
-Gelsin.
-Baba(gözlerimi devirerek söyledim)
Gülümsedi, kalktı, anlımdan öptü ve gitti. Kısa bir süre sonrada Daylon geldi. Bahçede biraz dolaştık,hiç konuşmadan yürüdük. Sessizliği o bozdu. "krallık çok güzel, tıpkıkuwoso imposing." "sen ama nasıl, bizim konuştuğumuz dili nasıl öğrendin?" "siz Cava dilini mi konuşuyorsunuz? " "asıl dilimiz diyelim. Dur buldum buldum" "neyi buldun?" "baabm burda düzenlenen bir turnuvanın ismini soruyordu işte onu buldum. Neyse başver hadi gidelim" "yani gitsek iyi olur yoksa bizsiz başlayacaklar."
Oraya gittiğimizde hazırlıkları tamamlamışlardı. Royna yanıma geldi, diğerleri çoktan sağaya dağıldı. "dikkatli ol çok hile yaparlar. İlk sette izle, hakemlik yap diğer elde vurucusun." başımla onayladım. Ordan Pierre bağırdı "sen onu dinleme İza" Rayna omzumdan tutu, durmamız gereken yere götürdü. "çok fazla hile yapıyorlar mı?" "göreceksin" başımla onaylayın oyuna devam ettik. Top çok uzağa gitti, sayı diyecekken,bilinmeyen yönden top geldi. Kimse yerinden kımıldamadım, diken üstünde atan kişiyi bekledik, Daylon hemen önüme geçti, koruma moduna aldı. Çalıların arasından tanımadığım bir gurup vampir geldi. Daylon, Royna, Pirre, Sadie, Vailant, Albert, Ella gergin halde gelenlerin yüzüne bakıyorlar. Daylon hafifçe kulağıma eğilerek"Agriche ailesi"işte o zaman kafama dank etti gördüğüm yarım yamalak gördüğüm şey buydu. Hiçbir şey demeden tek sıra halinde dizildiler, toplam 4 kişiler. Niye bu kadar az derken arkalarından ayak sesleri geldi. Yaklaşık 20 kişi falan geldi. Hepsi durdu, bir şey demeden önce herkesin yüzüne baktılar. Bir anda arkamızdan bir ses geldi, arkamıza baktığımda Yasemin geldi. Onun burda ne işi var? Herkes gergin bir şekilde birbirine bakarken kimseye bir şey soramazdım. Daylon'u baktım, yüzü her an saldırıya hazır bekliyormuş gibi bir ifade var. Yasemin ortamızdan geçti, tam vampirlerin başının önünde durdu. Adam gerildi beklemiyordu. Yasemin yüzüne hafif bir gülümsemeyle konuştu;
-Bakıyorum avcıyken vampir olmuşsun. Tahtımı almaya geleceğimi düşündün mü? Ben seni ziyaret edecektim, bu gelişinizi neye borçluyuz.
-Etrafta sorun yaratan yeni doğanlar dizginlemeye geldik.
-İlk soruma cevap vermedin.
-Zaman öyle gerektirdi diyelim.
-öyle olsun.
Vailant sakince konuşmaya katıldı.
-Yeni doğanlar bizimle alakası yok.
-Biliyorum eski dostum. Sadece geçerken eski dostlara uğrayayım dedik. Bakıyorum Daylon yalnızlığına son verep bir sevgili yapmış. Mutluluklar dilerim.
Konuşma hiç samimi değil tehdidkar bir şekilde ilerliyor.
-Size iyi eğlenceler,dedi, topu attı ve gitti.
Agriche gidince, gerginlik yavaşça geçti. Yasemin dizlerinin üstüne çöktü. Herkes Yasemin'e döndük, gözler üzerinde olduğunu görünce konuşmaya başladı.
-İlk vampir benim. (Bir şey diyecek gibi olduk ama bizi eliyle susturdu, konuşmaya devem etti.) Beni dönüştüren ve biricik aşkımı öldürdü. Tabi ozamanlar vampir avcısıydı. Tıpkı senin gibi(diye beni gösterdi.) Hançer bana işlemedi ama sevgilimi öldürdü. Küllerini havaya karıştığını gördüm. Onu seviyordum, intikamını almak için yemin ettim. İlk onu vampire dönüştürdüm benim gibi dönşümümde olduğu gibi 3 ay süreceğini sandım ama 3 gün sürdü. Beni öldürmek istediğini öğrendiğimde kaçtım, saklandım. Yüzleşmek, eski anıları canlandırdı. Ben cadı olduğum için böyle oldu. (bana döndü, elini omzuma koydu, avcı yönüm ortaya çıktı ve gözlerim mor bir şekilde parladı.) Senin bir görevin var, avcılar arasında en güçlüsü ve benim gücüme yakın kişisin. Görevim ne diye düşünüyorsun, senin görevin beni öldürüp tüm vampirlerin yok etmek. Bunu yapmayacaksın çünkü Daylon'a aşıksın ve bunu ağır ödeyeceksin. (Kimseye bir şey deme şansı vermeden Daylon'a döndü, anahtarı uztarak) Yarın seni krallık ta bekliyoruz,dedi ve gitti. Arkasından şaşkın gözlerle baktık. Sadece bu cümleleri söyleyip gitti. Soru sormamız fırsat vermedi. Neler oluyor? Daylon elindeki anahtarla bakarak şaşırmış bir halde duruyor. Ne yapmam lazım hiç bir fikrim yok. Sarayda Daylon'u kim bekliyor. Offff.
Yasemin gittiğinde herkes birbirine baktı. Gözüm Daylon'a iliştiğinde oda bana bakıyordu. Endişe gözlerinde okunuyor. İşlerin iyiye gitmediği ortada. Daylon elimi tuttu "hadi gidelim." diyip arabaya götürdü. Yurdun önüne geldik, yolculuk boyunca birbirimize hiç bir şey demedik. Yarın babamla birlikte o dünyaya ait turnuvaya gitcez. Bu konu hakkında düşünmeye yoğunlaşmaya çalıştım ama bir türlü gelişleri, babamın Daylon'u çağırması, bunlar iyiye işaret değil bir işler dönüyor. Yurt odama girdiğimde, oda arkadaşım Layla sorular sormaya başladı.
-Nasıl geçti beyzbol?
-iyiydi, gayet güzel geçti.
Yüzüme takındığı yapma gülümseme ile soruları geçiştirdim, konuşmak istemediğimi anlayınca fazla soru sormadı. Üzerimi değiştirip Elman'ı aradım.
-Alo, Elman
-Efendim, prenses
-İza de lütfen
-Peki, İza. Bir sorun mu var?
-Babam Ne planlıyor?
-Planlamak derken?
-Daylon'u neden çağırdı?
-Bilmiyorum,kral bu konuda benimle herhangi bir şey paylaşmadı ama isterseniz öğrenmeye çalırım.
-Lütfen, herhangi bir şey öğrenirsen bana haber ver.
-Emredersiniz.
Diyip telefonu kapattı. Gece huzursuz geçti,uykusuz bir gece geçirdim. Sabah erken kalkıp hazırlandım. Pazar günü için fazla erken. Oda arkadaşım daha uyuyordu, aynada geçtim. Artık krallıktayım, babam mutlu bir şekilde bana sarıldı
-Hazır mısın?
-Sanırım.
-Neden gerginsin?
-Daylon'u neden çağırdın?
-Anlaşıldı.
-Soruma cevap vermedin.
-Önemli bir şey değil. Kızımın sevgilisiyle biraz sohbet ettik o kadar.
-Üzerine fazla gitme dinde mi baba?
-Sadece biraz erkek erkeğe sohbet ettik ama konu bu değil şimdi doğru maça.
Maç alanına gittik. Tabi kide kraliyet ailesi için ayrılmış özel yer. Maç heyecanla devam ediyor ama ben hiçbir şeyi anlamıyorum, babam pürdikkat izlediği için soru sormayada çekiniyorum. Elman geldi, yüzünde hüzün dolu bir ifadeyle, kolumdan tutup götürdü. Gözündeki yaş mı? Kolumu çekmeye çalıştım ama sıkı tuttuğundan kımıldamadım bile. Arkamızdan babam geldi, babama neler oluyor, nere gidiyoruz demek için baktığımda ağladığını gördüm. Bana ne olcak? Ağlamaya başladım, garip bir odaya girdik; odada buz sarkaçlerı vardı. Hayır, hayır iyice çırpınmaya başladım. Güçlerimi kullanamıyorum. Buda ne demek şimdi. Bir vampirin gücüne sahipken şimdi bir insandım sanki. Burda neler dönüyor. Babam gözlerimin içine baktı "Üzgünüm,yapabileceğim bir şey yok" "baba ne demek istiyorsun" artık hıçkırarak ağlıyordum. "kurallara karşı geldin. Üzgünüm kızım" "baba bana ne olacak" "Buza kpatılacaksın." "buza mı, ama neden?" "bir vampirler sevgili oldun." "sevmek suç mu?" "bir vampiri sevmek suç, sen vampirler karşı olan soydan geliyorsun. Senin amacın, yaratılma amacın vampirlerin öldürmek." "bu senin sözlerin değil baba. Beni buza kapatmalarına göz mü yumcan yani? Aptal bir kural yüzünden benden vaz mı geçiyorsun?" "aptal kurallar değiller. Vampirler öldürmek için varsın sen ne yaptın, gidip bir vampir le sevgili oldun!" sesi artık korku veriyordu. Sinirden elleri titremeye beşladı yüzüne bakmadan"Ne kadar kalcam?" diye sordum. Donuk bir şekilde "sonsuza kadar. Nezaman Daylon senden vazgeçti ozaman özgürsün." "baba hayır bunu bunu bana yapma. Mutluluğu bulmuşken benden alma." hıçkıra hıçkıra ağlıyorum,babam arkasını döndü ve gitti. Yanımda tuhaf bir canlı geldi,elinde bir alet vardı. Aleti bana doğrulttu. Hayır, hayır olmaz bedenim yavaş yavaş buz kalıbı şeklini alıyor. Yavaşça gözlerim kapandı, sonsuz bir uykuya giriyorum. Sonumu böyle olacağını hiç düşünmemiştim, buz, soğuk bedenimi elegeçiriyor. Kafama bir şeyler yeni dank ediyo Elman biliyordu ama söylemedi, Yasemin biliyordu, babam biliyordu hiç kimse söylemedi. Bilerek sustular. Daylon, sevgilim karar verecek, her iki şekilde benden uzak olcak. Bunları düşünme fırsatı verilmemiş olmaları; Daylon'u şatodan çıkarken ben gelmiştim. Babamın bana bunu yaptığına inanmıyorum, Daylon'a seçim yaptırması özellikle bana bu kurallar hakkında uyarmayışı, bunu bile bile Daylon'u buraya çağırması, hiçbir şey anlamıyorum. Bunlar neden oluyor? Tamam vampirlere karşı soydan geliyorum ama bunlar eskide kaldı, bir vampiri sevdim diye buza hapsoldum. En kötüsü tek olmayışı aynı kaderi paylaştığım bir kraliçe var. O da benim gibi birini sevdi ama o bir vampiri değil bir kurta damı sevdi; kurt adam ondan vazgeçmesini rağmen çıkarılmamış, ya bende çıkarılmassam. Yavaş yavaş düşünme yetimi kaybediyorum, beynim sonsuz uykuya dalıyor, karşı çıkmak hiç bukadar zor olmadı. Soğuk. Bedenimi ele geçiri...

VAZGEÇMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin