Uzay şaşkınlıkla karşısında duran, içmekten bitap haldeki genç adama baktı. Bir sağa bir sola sallanarak yürüyen genç adam yanlarına gelip tam karşılarında kafasını sağa yatırdı.
''Siz..n..kdr.. Yakisiyorsunuz.'' söylediği sözcükleri anlamak hayli zordu. 'Z'leri peltek çıkardığı için komik bir görüntüsü vardı. Genç adam onlarla arasındaki mesafeyi kapatıp, gözlerini Uzay'dan çekip Şahmeran'ın mavi gözlerine değdirdi. Alkollü olduğu için çoğu İngilizce kelimeleri algılayamıyordu.
''Sen..kırmızı elbiseli kadın. Sen bunu nasıl yaparsın? Olmadı biliyor musun? Bu hiç olmadı.'' tiz bir kahkaha attı.
''Yakışmadı sana... Sen.. kırmızı elbiseli kadınsın...Senin gibi biri bunu ...bana yapmamalıydı... Verdiğim sözü tutmak isterdim... ama kusura bakma..'' demesiyle Uzay'ın yüzüne yumruğunu indirmesi bir oldu. Şahmeran kaskatı kesildi o an. ''Cem! Dur! Ne yapıyorsun?'' ayırmaya yeltendiğinde ''Sakın bana onu koruma.'' korkutucu derecede ciddi ses tonu ortamı iyice gerdi. Uzay hamle yapamadan defalarca yüzüne vurdu. En son yere yatırıp son bir kez daha tekme attı ve yine o saçma yürüyüşüyle uzaklaştı.
''Bekle pislik herif !'' Uzay yerden kalkmaya çalıştı ve başardı da arkasından koşacağı sırada ''Uzay hayır.'' uyarıcı ve emredici sesiyle Şahmeran onun kolunu kavradı. Uzay zaten bu halde koşamayacağı için sinirle yumruklarını birbirine vurdu.
''Senin neyin oluyor da sana karışıyor?! Anlamıyorum. Neyin o senin! Neyin?!'' Uzay Cem'e olan sinirini Şahmeran'a kusuyordu.
''Piç. Senin kemiklerini kırıp eline vereceğim. Ayyaş. Sen kimsin ki bu kızı koruyorsun. Piç-''
''Uzay sus. Onun hakkında böyle konuşamazsın.'' Şahmeran sinirle soludu.
''Neyin o senin? Ciddi soruyorum sevgili misiniz?'' elini kaşına götürüp acıyla yüzünü buruşturdu. Elindeki kana baktı. Sinirden kuduruyordu şu anda.
''Saçmalama. Abim o benim dedim ya koruyor sadece.''
''Bu bana yapılmaz ne demek oluyor madem?'' hala sinirli olduğunu belli eden alnındaki damarlar daha çok belirginleşti.
''Bilmiyorum Uzay. Bilmiyorum işte. Bir daha bu konuyu açma.'' Uzay Şahmeran'ın bu konudan fazlasıyla rahatsız olduğunu anlayınca bir daha açmadı.
''Neyse yürü pansuman yapmamız lazım. Yüzün fena görünüyor.'' Uzay içinden Cem'e bir küfür daha savurdu. Şahmeran şefkatli bir dokunuşla Uzay'ın koluna girdi. Eve vardıklarında anne babasının uyuduğunu görünce bayağı sevindi Uzay'ı bu halde görmeleri doğru olmazdı. Uzay'ı hızlı adımlarla banyoya götürdü.
Aynanın hemen sağ tarafındaki dolaptan biraz pamuk, tentürdiyot ve oksijenli su çıkarıp mavi Uzay'ın ayaklarının yanına bıraktı. Uzay mavi tabureye oturdu. Şahmeran eline pamuğu aldı, tentürdiyota buladı. Yaranın olduğu yerlere ; dudağına, kaşına, alnındaki iri yaraya göz gezdirdi. Sonra dudağına pamuğu değdirdiği an Uzay küfürle karışık inledi. ''Şş tamam. Özür dilerim.'' Kaşına ve alnındaki yaraya da sürdüğünde pansumanın ilk aşaması bitmiş oldu. Şimdi yeni bir pamuk aldı onu da oksijenli suya buladı. Yine aynı şekilde; dudağına, kaşına, alnına uyguladı.
''Neden bu kadar güzelsin?'' Şu anda aralarında 2 santim ya var ya da yoktu. Ama Uzay oturduğu, Şahmeran da eğildiği için göz göze değillerdi. Şahmeran yaptığı şeyi yavaşlattı. Böyle yapması Şahmeran'ı rahatsız ediyordu. Kendini Cem'e karşı kötü hissediyordu.
''Fazla bir şey yok. Sadece alnındaki yara biraz büyük o kadar.'' Şahmeran onu duymamış gibi konuştu.
''Neden benden kaçıyorsun ?'' Uzay Şahmeran'ın alnındaki eline uzandı ve bileğini tuttu. Diğer bileğini de yakaladı. Canınını yakmamak için narin bir şekilde oturduğu yerden tutup kendine çekti. Şahmeran kollarının çekilmesiyle biraz daha yaklaşmak zorunda kaldı. Şu anda ikisi de aynı hizada idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Krmızı elbiseli kadın
RomanceHiçbir şey sonsuza dek sürmez. Seçim yapmak zorunda olan bir kadın... Peki ya siz? Siz kimi seçerdiniz? - Sizi en çok yaralayanı mı? - Sizi yaralayanın açtığı yaraları saranı mı?