S2B7| Ayna

1.4K 85 213
                                    

Selam, n'aber?

Sınavlardan başımı kaldıramıyorum, imdat ya!

Bölüme gelecek olursak, güzel olduğunu düşünüyorum. Severek yazdım. Umarım siz de beğenirsiniz.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Yatakta Doruk'un yanına oturduktan sonra yanağına küçük bir öpücük bıraktı Asiye. Başını, omzuna koyduktan sonra "Çok kızdın Melisa'ya, değil mi?" diye sordu direkt konuya girerek. Kafasını iki yana sallayarak cevap verdi ona Doruk. "Kızmadım Asiye, kırıldım."

Asiye, kafasını hafifçe kaldırıp Doruk'un yüzünü izlemeye başlarken o "Babam olacak adam, hepimizin hayatını mahvetti ve o kadın yaptığı tüm pislikleri bilmesine rağmen sustu. Melisa nasıl unuttu bunları, aklım almıyor. Yine de bana o kadınla görüşmek istediğini söylese, ya görüştükten sonra bile söylese onu anlamaya çalışırdım. Doğru bulmazdım ama yine de saygı duyardım. Ama bu yaptığı resmen arkamdan iş çevirmek." dedi.

Asiye "Korkmuş işte Doruk." deyince Doruk, ona indirdi bakışlarını. "Senin ona kızmandan, aranızın bozulmasından korkmuş." "Şimdi kızmadım mı? Aramız bozulmadı mı? Ben, onun abisiyim. Onu da duygularını da anlardım ama o bunları unuttu. Benim her zaman ona destek olacağımı, yanında olacağımı unuttu."

"Aşkım," derken ona dönüp ellerini, kendi elleri arasına aldı Asiye. "Sen tabi ki onu anlayışla karşılayacaktın ama eskisi gibi olamamanızdan korkmuş işte, ondan saklamış. Anlamaya çalışsan biraz." Doruk ofladıktan sonra "Anlayamıyorum Asiye." dedi. "Benim çocuklarımla görüştürmüş o kadını ya, bir de tembihlemiş çocuğumu bize söylemesin diye. Ben şimdi ona nasıl güveneceğim bir daha? Bir daha nasıl sırlarımı ona açacağım?"

"Haksızsın, diyemem sana ama Melisa çok üzüldü biz öyle aniden kalkınca. En azından bir konuşsanız, onun da içi rahatlasa, olmaz mı?" "Bilmiyorum Asiye, sanki şu ara görüşmesek daha iyi gibi." Onun yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Sen nasıl istiyorsan, kendini nasıl iyi hissedeceksen öyle olsun." dedi kafasını omzuna koyarken.

"Melisa'dan uzakken kendimi iyi değil, eksik hissediyorum ama sanırım bir süre böyle olması gerekiyor." dediğinde kafasını hafifçe kaldırıp yüzünü ona döndü Asiye. Doruk, onun alnına küçük bir öpücük bırakırken huzurla gülümseyerek gözlerini kapattı.

Bu sefer göğsüne yerleşirken "Asiye?" diyen Doruk'a "Efendim?" dedi. "Sen ne hissediyorsun?" "Nasıl yani?" "Yani... Asiye senin ailenin cinayetini bilip sustu o kadın. Evet, belki aileni geri getirmeyecekti gerçekleri söylemesi ama suçlular daha erken bulacaktı cezasını, doğru olan buydu. O yüzden benden çok senin ne hissettiğin önemli."

Bir nefes verdikten sonra "Bilmiyorum." diye cevap verdi Asiye, ona. "Hiçbir şey hissetmiyorum sanırım, yani onlara karşı nefret bile duymuyorum. Melisa'ya kızmıyorum ama, anlıyorum onu. Ne kadar kötü şeyler yaparsa yapsın anneniz o sizin, onu hayatında istemesi çok normal." Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Hatta sen de görüşmek istersen seni de anlayışla karşılarım Doruk. Annen o senin, onu yanında istemenden daha doğal hiçbir şey yok." dedi.

"Asiye, Asiye'm..." derken ondan uzaklaştı Doruk. Ellerini, kendi elleri arasına aldıktan sonra "Onlar senin dünyanı başına yıktı, gözünden akan yaşların sebebi oldu. Ben nasıl bunları yok sayıp ailem bileceğim onları? Benim ailem de evim de yuvam da sensin." dedi. "Hem bunu sadece kendi ailen olarak düşünme. Akif Atakul, 2 kişinin eceli olurken o kadın tüm bunlara sessiz kaldı. Affedemem ben onları."

"Biliyorum, sadece söylemek istedim. Eğer bir gün onları görmek istersen seni yargılamayacağımı bilmenin rahatlığı olsun yüreğinde." Doruk, onu tekrar göğsüne yaslarken "Ben sadece sizi görmek istiyorum. Hep böyle yakınımda ol istiyorum mesela, ya da hep böyle saçların değdiği yeri huylandırsın." dedi. "Senin yanında olduktan sonra, her yolun sonunda sana geldiğim sürece hep rahatlık var yüreğimde, merak etme." "Seni çok seviyorum." "Ben seni daha çok."

Aralarında bir süre sessizlik olduktan sonra "Doruk," dedi Asiye. Saçlarına konan öpücüğün ardından "Söyle güzelim." diyen sesini duyunca "Bu olay, yani işte ailenin sebep olduğu ve sakladığı şeyler... Onlara çok kızgınsın, değil mi?" diye söyledi aklındakileri. "Az önce konuştuk ya bunları." "Ya hayır, aynı şeyleri söylemeyeceğim."

Doruk, yüzünde meraklı bir ifadeyle Asiye'ye döndükten sonra devam etmesini beklediğini belli ederek bakınca "Affetmemek yüktür Doruk." dedi Asiye. "Yüreğinde bir ağırlıkla yaşarsın hep, bazen altında ezilirsin. O yüzden affet. Hem nefret de bir duygu ve onlar senin hiçbir duygunu hak etmiyorlar. Nefret etme onlardan."

Avuç içini Asiye'nin yanağına dayadıktan sonra yavaşça okşamaya başladı, Doruk. "Ya bazen ciddi ciddi seni hak edecek ne yaptığımı düşünüyorum Asiye." dediğinde Asiye'nin gülüş sesi doldurdu odayı. "Sevdin işte Doruk, daha ne yapacaksın." "Seni sevmek intihar da sevmemek ihtimal bile değil."

Doruk'un hafif ezgili bir şekilde söylediği şeye karşılık yüzündeki gülümseme büyürken "Aşk elbisesi en güzel sende duruyor." diye karşılık verdi ona, Asiye. Aklına şarkının devamı gelirken "Ve tek terzin benim, değil mi Doruk? Benden başkası aşk elbisenin terzisi olursa dikeceği sıradaki kıyafet, kendi kefeni olur çünkü."

Söylediği şeyden sonra Doruk'un attığı kahkaha odayı doldururken beline sarılan kollarla ona çekilince, yüz ifadesinin aksine memnuniyetle yaklaştı sevdiği adama. Doruk, Asiye'nin yüzüne düşen saçları geriye alırken "Ne terzisi ne elbisesi?" dedi. "Benim size karşı hükmüm kesileli çok oldu Avukat Hanım. Benim kalbim, sizin aşkınıza çoktan müebbet yedi."

"Bunlar ne güzel sözler Doruk Bey?" dedi Asiye gülümseyerek. Doruk'un gülümseyen yüzüne bakmaya devam ederken "Yalnız ben aynı suçu iki kere işlemişsiniz diye duydum. Bu alacağınız cezayı arttırır." dedi. "Olsun, avukatıma aşığım zaten. Böylece daha çok görüşmüş oluruz."

Asiye'nin gülümsemesi genişlerken "Bu iş ahlakına aykırı yalnız, etik değil bir kere." deyince "E ne yapayım ben seni görmek için? Hapisten mi kaçayım?" dedi Doruk ciddileşerek. "Etik değilmiş, iş ahlakına aykırıymış. Kim koyuyor bu kuralları ya? Kim koyduysa gelsin cevap versin, nasıl göreceğim ben seni o zaman?"

Asiye "Doruk ne diyorsun?" derken kahkahasına engel olamadı. "Ne hapsi ne kaçması Allah aşkına? Sanki gerçekten davan hakkında konuşuyoruz." Ofladıktan sonra "Saçmaladım, değil mi?" diyen Doruk'a "Hayır, çok tatlısın." diye cevap verdi Asiye.

Doruk'un yüzüne yamuk bir gülüş otururken "Tatlıyım, değil mi?" deyince "Başladık yine." dedi Asiye kafasını iki yana sallayarak. "Cidden Doruk, bir insan kendini nasıl bu kadar sevebilir?" "Aslında ben kendime dışarıdan biri olarak bakıyorum. Bakıyorum da işte, sevilmeyecek adam değilim. Mesela Ömercik'e bak, onu sevmemek için bir sürü sebep sayabiliriz ama ben..." "Doruk tamam, tamam, yeter." diye gülerek kesti Asiye, onun sözlerini. "Aslında 'Sevmediğim tüm yönlerimi kapatan örtüsün sen, senin sayende tanıştığım kendimi seviyorum.' diyecektim ama sen bilirsin."

Asiye gülümseyerek başını önüne eğdikten birkaç saniye sonra tekrar kaldırdı ve göz göze geldi Doruk ile. "Sen de benim aynamsın o zaman." dedi. Doruk kaşlarını çatarak anlamadığını belli ederken "Ben kendime baktıkça seni görüyorum Doruk." diye devam etti. "Bakışlarımda, dokunuşlarımda, nefeslerimde sen varsın ve eğer ben güzelsem bu sen varsın diye, biz bir bütün olduğumuz için."

"Aşığım sana be!" Doruk'un cevabı Asiye'yi güldürürken "Delisin sen." deyince "Ve eğer bu delilikse aklımı alan varlığına da aşığım." diye cevap verdi Doruk ve yavaşça kapattı yüzleri arasındaki mesafeyi. Dudakları birbirine hapsolurken defalarca kez şükretti ikisi de, bu anı yaşadıkları için.

💜🧚🏼‍♀️

Nasıl buldunuz bölümü?

Duygu geçişleri size nasıl geldi, bilmiyorum ama okurken beni rahatsız etmedi. Bölüm de hoşuma gittiği için yayınlamak istedim.

Doruk ve Melisa arasında neler olacak sizce? Siz onun yerinde olsanız ne yapardınız?

Ah, benim güzel kalpli Asiye'm... 🥺

Okuduğunuz için teşekkür ederim. ❤️

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin