Bölüm 11 O Adam

93 6 19
                                    

Herkese keyifli okumalar dilerim. Yazım hataları olabilir kontrol etmeden yayınlıyorum..

Bölüm şarkısı : Akın - Anlatamıyorum

Zaman
Unutulamayandan kalan
Ne varsa kaçar ya insan
Tutamaz kendini
Canından kopar da gider
En sevdiği hayatından

2 Hafta Sonra

Günlerdir bu dört duvar arasında esaret hayatı yaşıyordum annemi kardeşimi çok özlemiştim. Bülent hala Savaş ve Uraz'a ulaşmaya çalışıyordu. Şimdiye kadar iz bulup bulmadığını bile bilmiyordum çünkü Bülent özellikle benim yanımda daha dikkatli davranıyordu bu konuda. Uraz olmamasına rağmen Bülent neden beni yanında tutuyordu anlam veremiyordum. En azından ailemi görmeme müsaade etse biraz da olsa içim rahata erecekti. Bu şekilde nereye kadar burada kalmaya devam edecektim ben sıkılmış bunalmıştım artık. Benden şüphe ediyordu belki de bu yüzden benim evden çıkmama müsaade etmiyordu. Savaş ve Uraz'ı çok merak ediyordum acaba şuan nerede ne yapıyorlardı? Bana ulaşamazdı çünkü beni aradığı an Bülent mutlaka yerini tespit ettirir onları kolayca bulabilirdi. Elimden bir şey gelmiyordu onlardan da bi ufak haber almak isterdim en azından iyi olduklarını bilsem yeterdi bana. Odadan çıktığım anlar çok nadirdi çünkü onun yüzünü görmek istemiyordum. Odada bazen müzik dinleyip kitap okuyarak zaman geçiriyordum Bülent'le karşı karşıya olmaktan çok daha iyiydi bunlar. Susamıştım. Sürahiyi elime alıp istemeye istemeye de olsa odadan çıkıp mutfak katına indim. Bülent evde mi değil mi bilmiyordum umarım evde olmazdı karşılaşmak istemiyordum. Sürahiyi doldurup mutfaktan çıkmak üzereydim ki karşımdan onu görünce birden bire irkildim.

' Ne yapıyorsun. Korkuttun.'

' Aşk olsun. Ben korkulacak bir adam mıyım.'

Sen Adam bile değilsin dedim. Tabii bunu içimden söylemiştim böyle bir şeye cesaret edemezdim
Ona içimden geçen her şeyi söylemek istiyordum yapamayacak olduğumu bile bile istiyordum bunu. Kim bilir belki bir gün

' Birden görünce korktum sende sessizce yaklaşıyorsun.'

' Her neyse. Yarım saat içinde hazırlan gidiyoruz. Odanda yatağın üzerine bırakılan elbiseyi giyeceksin.'

Hayatta en nefret ettiğim şey emrivaki hareketlerdi. Benim neden simdi haberim oluyordu ve nereye gidiyorduk. Onunla hiçbir yere gitmek istemiyor hatta onunla aynı çatı altında nefes almak da istemiyorum

' Nereye gidiyoruz. Ben gelmesem '

' Önemli bir davet var oraya gidiyoruz. Sende bana eşlik edeceksin. Hayır diyebilme lüksün yok.'

' Neden ya. Bakın Bülent bey ben sadece Uraz için buradaydım. Şuan Uraz burada olmadığına göre. Sizinle hiçbir yere gelmek zorunda değilim. Beni bırakın artık. Ailemi çok özledim '

Şeytan gözlerini dikti yüzüme. Ateş saçıyordu bakışlarıyla. Bu adam sadece bakışlarıyla bile cinayet işleyebilecek potansiyele sahipti kesinlikle.

' Beni sinirlendirme. Ben ne dersem onu yapmaya mecbursun. Ben ailemi sevmiyorum diyorsan o ayrı mesele. Buyur hatta şimdi bile gidebilirsin buradan. Seni durdurmayacağım. İstediğin yere gidebilirsin.'

Eliyle çıkışı işaret ederken ses tonundaki tehditi algılayabiliyordum ne yazık ki. Beni asla bırakmayacaktı. Benim bu evden çıktığım an köpeklerini annem ve kardeşimin başına salardı. Hiçbir şey diyemeden tekrar odaya çıkmak için yöneldiğimde arkamdan ' Güzel bende öyle düşünmüştüm. Yarım saat Çiler' dedi. Sanki başka seçeneğim mi vardı. Odaya girip yatağın üzerinde duran elbiseye bir göz attım. Benim normal hayatta asla giymeyeceğim bir elbiseydi bu. Yırtmaç detayı oldukça fazlaydı. Bu adam ne zannediyordu beni.. Odadan çıkıp bu elbiseyi yüzüne çarpmak isterken hiçbir şey yapamamak canımı sıkıyordu. Elbiseyi elime alıp hazırlanmaya başladım. Bu elbisenin içinde kendimi yeterince kötü hissediyordum. Elbiseye uygun ayakkabıları da giydikten sonra saçlarıma elimle şekil verdim hafiften ve yine aynı şekilde hafif bir makyaj yaptım. Bülent'i az da olsa tanımıştım. Ne isterse anında yapılsın istiyordu ve şuan buraya gelmesi de an meselesiydi. Yarım saat dolmuş ve Bülent kapıya dayanmıştı. Kapıyı açtığımda beni baştan aşağı süzdü iğrenç bakışlarıyla.

' Aferim. Yavaş yavaş yola geliyorsun sen.'

' En azından nereye gidiyoruz söyleseydiniz keşke.'

' Bana siz demekten vazgeç sinirimi bozuyorsun.'

Ona cevap vermediğimde tekrar konuştu

' Kimsesiz çocuklar için organize edilmiş yardım derneğinin daveti. Tekrar soru soramazsın. Gidiyoruz. '

Dedikten sonra merdivenleri ikişer ikişer inmeye başladı bende arkasından ilerliyordum. Evden çıkıp arabaya bindiğimizde bu gecenin oldukça uzun bir gece olacağını anladım. Hiç sesimi çıkarmadan öylece camdan dışarıyı izlemeye başladım. Şimdi burada olmak yerine evimde annem ve kardeşimle olmak vardı. Biz üç kişilik güzel bir aileydik. Çok muhteşem hayatımız yoktu elbette ama en azından mutluyduk. Şimdi onlardan uzakta bu adamın emirleri üzerine oradan oraya savrulup duracak mıydım ben.

...

Bir saatlik sessiz geçen bir yolculuk sonunda arabanın durmasıyla birlikte kafamı yasladığım camdan kaldırdım. Bülent arabadan inerken bende kapıyı açıp çantamı elime alarak araçtan inmek için bir hamle yaptığımda karşımda dikilmiş elini tutmam için uzatan Bülent beklemiyordum. Açıkçası şimdi uzattığı eline tükürmek geliyordu içimden. Yapamazdım. Sonuçları ağır olacak hiçbir aksi hareket edemezdim ona karşı. Etrafa kibar iş adamı imajı vermeye çalıştığı açıkça belliydi. Bülent'i ters bakışlarına maruz kaldığımda uzatmış olduğu eli tuttum istemeyerek. Kol kola mekana girdiğimizde bu durumdan oldukça rahatsızdım. İçerde en az Bülent kadar sahte insanların olduğuna adım kadar eminim. Sahte gülümsemeler ve yalan dolan işler. Bu davet bile sırf isimlerini duyurmak için değil miydi zaten.

' Sakın beni sinirlendirecek saçma sapan bir harekette bulunma Çiler. Ben ne dersem diyeyim inkar etmeyeceksin.'

İnkar edeceğimi düşündüren şey neydi ona. En fazla yalanlar söylerdi buradaki insanlara ama onlar da beni ilgilendiren şeyler değildi.

' Bana ne senin işlerinden. İnkar edeceğim bir durum söz konusu bile değil. Hatta ağzımı bile açmayı düşünmüyorum. Gel dedin geldim benden daha fazla bir şey bekleme.'

' Şimdiden germeye başladın beni. Seni sevgilim diye tanıştıracağım. Beni yalancı duruma sokacak bir şey demeyeceksin. Bu arada en azından gülümse. Şu haline bak buz gibisin. '

Şimdi anlamıştım neden inkar edeceğimi düşündüğünü. Bunu yapmak istemiyordum. Onunla yalandan bile olsa sevgili rolü yapmayacaktım.

' Ben seninle sevgili rolü falan yapamam. Ayrıca kusura bakmayın Bülent bey ben sizin gibi değilim. Sahte gülümseyişler bana göre değil. İçimden gelmeyen hiçbir şeyi beceremem.'

Pis pis bakıp gülümsemeye dikkat ederek konuştu. Meşhur sahte gülüşü.

' Emin misin? Sen artık eskisi kadar sevmiyorsun bence aileni. Sevsen bu şekilde konuşamazdın. '

Zaten ne bekliyordum ki. Tehdit ederek yaptıracaktı tabiki de. Onun gibi bir katil tehdit etmekten başka bir şey bilmezdi

' Allah belanı versin!'

' Bende seni canım. '

Elimi büyük elleri arasına alıp bir kaç kişinin bulunduğu masaya doğru ilerlediğimizde. Ben öylece ona uymaktan başka bir şey yapmıyordum. Bülent oturacağım sandalyeyi çekti. Sanki son derece kibar bir beyefendi gibi algı yapmıştı böyle yaparak. Bülent bir kaç kişiyle selamlaşıp yanıma döndü. Beni kız arkadaşı gibi göstermişti ortamdakilere karşı. Buna şaşırmamalıydm çünkü zaten söylemişti bunu. Aynı onlar gibi yaptım onlar gibi yalandan gülümsemeler sundum. Bir an kendimi onlar gibi hissettim ama sadece anlık oldu. Ben onlar gibi değildim olmak da istemezdim zaten. Çok kısa olmasına özen göstererek benle selamlaşan herkesi başımla selamladım oturduğum yerden. Bülent buna da herhangi bir tepki veremezdi çünkü zaten herkes oturuyordu. Yemek faslı bittikten sonra sahneye bir sunucu çıktı ve buradaki cemiyete övgüler yağdırdı en az on dakika sürmüştü bu sahne. Tek tek isimler söyleyerek alkışlar içerisinde sahneye davet etti. Tam tahmin ettiğim gibi o sahneye Bülent de çıkmıştı. Herkesin inanacağı ama benim asla inanmayacak olduğum sahte gülümsemesini attı insanlara. Beş dakika kadar sahnede kalıp konuştu. Onu kesinlikle dinlememiştim. Bülent indikten hemen sonra sahneye çıkan adam dikkatimi çekti. Bu adamı tanıdığıma eminim. Daha önce görmüş olduğum bir suret vardı karşımda. Bu adam Savaş'a Uraz'a ve bana doğru kurşun sıkan adamdı. Bülent'e söylemeli miydim bilmiyorum..

Bölüm Sonu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 13, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk-ı Kara Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin