🎶skz- awaken
🌙
hyunjin-felix sohbet paneli
hyunjin: pişt!
iletildi 11.28hyunjin: benden mi kaçıyorsun sen?
iletildi 11.30hyunjin: bebeğim üstten okumayı kes ağacın arkasında olduğunu görebiliyorum
felix: nasıl ya! neredesin sen🥺
hyunjin: söylersem yine kaçarsın kal orada gelmeyeceğim yanına
felix: ufff
özürdileriamaçokutanıyorumhyunjin: bir daha derken utanmıyordun :d
ya da hızlandırırız falan :dddfelix: o an başka bir şey düşünmüyordum ama şimdi- ya açıklatmasana utanıyorum işte😾
hyunjin: hiçbir şey düşünme lixie, sadece biz varız artık tamam mı
felix: ama dün bodrumdan birlikte çıktığımızı görenler olmuş🥺
sınıfta herkes bizim hakkımızda konuşuyor, benden uzaklaşmandan korkuyorumgörüldü 11.38
bırakmazsın değil mi beni?
görüldü 11.40
hyunjin çevrimdışı
🌙
onun cevap vermeden sohbetten çıkmasıyla gözlerim dolmuştu, biliyordum işte! istemeyecekti, ikimizin adı birlikte anılması demek onun için iyi değildi, daha kendinden emin değildi ki- kalbim acıyordu.
yaslandığım ağacın dibine çöküp telefonumu kapattım. dizlerimi kendime çekmiştim, ne yapacaktım şimdi? dün ne kadar beni sevdiğini itiraf etmiş olsa da içinde bazı şeylerin netliğe kavuşmadığını hissedebiliyordum ki yanılmamıştım.
gerilmişti, acaba tam olarak ne düşünüyordu anlayamayacaktım.
burnumu çekerek başımı dizime yasladım, olabildiğince küçülüp yok olmak istiyordum o anda. yakınımda kimsenin olmamasının rahatlığıyla tuttuğum yaşları bıraktım, halbuki dün ne kadar mutluydum. daha çok bastırdım alnımı, küçük hıçkırığım dişlerim arasından kaçarken çenemi sıkmıştım.
çok üzülüyordum- ne yapacaktım şimdi?
telefonum bacaklarımın arasından kayıp çimlere düşerken umursamadım ve daha çok sindim ağacın kuru gövdesine, büyük ihtimalle okul bitene kadar burada kalacaktım. gözlerim bir türlü durmazken insan içine çıkamazdım.
bir süre sonra nefes almakta zorlanınca başımı kaldırmak istemiştim ama ondan önce sırtımda bir el hissettim, ardından parmaklar omzuma çıkıp biri önümde eğilmişti. hyunjin'di, bu kokuyu biliyordum. parfümü içime işlemişti sanki- "bebeğim," diye seslendiğinde gerçekten burda olduğunu yeni idrak ederek irkilmiştim. başımı kaldırdım, bana endişeyle bakıyordu.
uzun parmaklar uzanıp elmacıklarımın üstündeki ıslaklığı sildiğinde "neden ağlıyorsun sen?" diye telaşla sordu.
seslice burnumu çektim, beklediğinin aksine "mesajıma niye cevap vermeden çıktın!" diye ona patladım titreyen sesimle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
l'enfer. hyunlix✔️
Fanfictionfelix'in tek görevi abisini, saplantılı aşığı hyunjin'den kurtarmaktı.