9

855 64 114
                                    

+17  Vote

Sınır gibi düşünmeyin ancak bir önceki bölüm 17 oy almış, diğer bölüm de hazır olduğundan çabucak yayınlamak istiyorum ama bu bölüm bazılarının gözünden kaçar diye çabuk yayınlamak istemiyorum da. Bu bölüm 17 oy alır almaz diğer bölüm gelecek, haber vermiş olayım.

'Ayrılmışlar sanırım.'

'Geçen gün kantinde onu korumuştu halbuki'

'O yüzden ayrılmışlar sanırım. Daha doğrusu Lisa yüzünden.'

'Jeon'un Mina'ya nasıl aşık olduğunu okulda bilmeyen yok, en kısa sürede barışır onlar.' 

Bunlar son zamanlarda dönen dedikodulardan bazılarıydı. Okulda nereye giderseniz gidin birileri mutlaka bu konu hakkında konuştuğundan Mina'nın adını duymaktan kusma raddesine gelmiştim.

Oflayarak kantinde beni bekleyen Jennie'nin yanına oturdum. Bir yandan da söyleniyordum.

'Bu adam beynimi yakıyor ya. Nefret ediyorum bu dersten' 

'Jungkook derse geldi mi?' diye sordu Jennie. Ah ne kadar da beni umursayan bir en yakın arkadaşım vardı böyle. Göz devirerek konuştum.

'Geldi. Uykusuz görünüyordu biraz. Sanırım Mina'dan ayrıldığı için depresyona girmiş.'

Jennie heyecanla konuştu. 'Seninle konuşmaya çalıştı mı? Özür falan diledi mi?'

'Hayır. Sınıfa girdiğimde her zaman beraber oturduğumuz yerde oturduğunu görünce hemen başka bir yere geçtim. Peşimden de hoca girdiği için fırsatı olmadı.'

Jennie söylediklerimi baş sallamasıyla onaylamış ve bana doğru eğilip fısıldayarak konuşmaya başlamıştı.

'Kavgalarını duydun mu? Sağlam kaynaklarım çok büyük kavga ettiklerini söylüyor. Sanırım bizim son yaptıklarımız bardağı taşıran son damla olmuş; öncesinde de birkaç kez kavga etmişler.'

Ayrılıklarına pek güvendiğimi söyleyemezdim çünkü birbirlerini sevdikleri çok belliydi. O yüzden şimdiden yükselip sonra çakılmak istemiyordum. Sessiz kaldığım için benimle dedikodu yapamayacağını anlayan en yakın arkadaşım sıkıntıyla oflamış ve gözlerini kantine çevirmişti. Taehyung ve Jungkook'un kantinin kapısında belirmeleri ve birkaç dakika içinde yanımıza gelmeleri de o an olmuştu.

Taehyung 'Selam kızlar' demiş ardından Jennie'nin yanağına sulu bir öpücük bırakarak bir sandalye çekip sevgilisinin hemen dibine oturmuştu. Vıcık vıcık halleri kusma istediğimi arttırsa da sessiz kaldım.

Jungkook ise oturmadan önce birkaç dakika gözlerime bakmış ancak gözlerimi devirmemle sıkıntıyla oflayarak sessizce bir sandalye çekip Jennie ile benim arama oturmuştu. Gergin ve üzgün görünüyordu. Muhtemelen ayrılığı çok yeni olduğu için bu haldeydi; benimle hiç ilgisi yoktu; benden özür dilemeyecekti ama ben içimdeki kırgınlıkla ondan bir özür beklemeye devam edecektim.

O gün ona ağır konuşarak bir kumar oynamıştım ve Jungkook beni umursamayarak kumarın kaybedeni olduğumu ilan etmişti. 

Taehyung ve Jennie kendi aralarında kıkırdayarak konuşuyorlardı; Jungkook ve ben ise sessizdik. Çoktan garip hissetmeye başlamıştım o yüzden ayağa kalkma gereği hissettim.

'Ben eve gidiyorum. Sonra görüşürüz.' dedim bir yandan eşyalarımı toplarken.  Jennie beni kafasıyla onaylayıp havadan öpücük atmıştı.

'Ders var, kalmayacak mısın?' dedi tam yanlarından ayrılmak üzereyken Jungkook. 

Burn Bridges -Liskook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin