9. BÖLÜM

2.2K 85 1
                                    

Medya: Mirza

Babam elimi tutup sıktı. Ağlamamak için yine kafamı kaldırdım. Gözümden bir damla yaş düşerken kafamı duvara çevirip sildim. Hayır, şimdi olmaz.

-Kızım…

Kafamı babama çevirdiğimde gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim. Sarılmam için kollarını açtığında ona sıkıca sarıldım. Tabii yarasına dikkat etmiştim. Yine gözüm karardı. Neden hep mutlu olduğum anlarda bir şey oluyordu.

Gözlerimi hızlıca kapattım. Kolum feci ağrıyordu. Kendimi sıkıp babamdan ayrıldım. Dişlerimi sıkıyordum.

-Sen dur ben doktoru çağırayım.

Ayağı kalkmamla başım dönmüştü. Duvara tutundum. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Camın görüş açısından çıkmıştım ama babam beni görüyordu.

-KIZIM

Ayağa kalkmaya çalışıyordu herhalde çünkü hışırtılar çıkıyordu. O sırada doktor geldi. Beni görüp hemşirelere;

-Hazar Bey’i yatağa yatırın. Sizde benimle gelin.

Gözlerimi açıp doktora adım atıyordum ki gözlerim daha fazla karardı ve kendimi bıraktım. Ben hep bayılmak zorunda mıyım yaa.

Hazar'dan

Kızımın bana baba demesiyle uyandım ama o elime yaslanmıştı. “Şarkı söyleyeyim mi?” dedikten sonra söylemeye başlamıştı. Sesi çok güzeldi. Benim gözlerimi açtığımı gören ailem hemen birbirine sarılmıştı ama Güneşim görmemişti.

Öyle içli içli söylemişti ki kızıma bunu yaşattığım için kendime kızdım. Üstelik o beni kurtarmak için uğraşı…

Bizimkilere baktığında kaskatı kesildi. Sonra yavaşça bana dönüp baktı. Beni böyle görünce kafasını yukarı kaldırdı. Muhtemelen ağlamamak için yapmıştı. Sonra gözünden bir damla yaş düştü.

O an kendimden öyle bir nefret ettim ki. Ben kızımı ağlattım. Sonra bana sarıldı. O anda sanki acı çekiyormuş gibi oldu. Yine kaskatı kesildi. Aniden ayrılıp doktoru çağıracağını söyledi. Dişlerini sıkıyordu.

Ayağı kalktı ve 1-2 adım atmıştı ki duvara tutundu. Gözlerini kapattığında ayağa kalkmaya çalıştım. Yaram acıdığı için yüzümü buruşturdum ama kızım daha önemliydi.

O anda doktor geldi. Güneş’i çağırdığında doktora adım attığı gibi bayılması bir oldu. Hemşireler beni sakinleştirmeye çalışırken kolumda bir sızı hissettim. Son gördüğüm doktorun kızımı kucağına almış götürmesiydi.

Ayvaz’dan

Güneş görüş açımızdan çıktığı anda babam hemen yataktan çıkmaya çalıştı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken doktor içeri girdi. Hemşireler babama sakinleşmesi için iğne verirken ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Doktor bir anda kucağında Güneş ile çıktı. Hemen doktorun yanına gidip;

-Ne oldu kardeşime?

Üstündeki kanı görmemle gözlerim kocaman açıldı. Doktor hızlı bir şekilde acile giderken ben yerimde donmuştum. Diğerleri bana soru sorarken kendime geldim.

-Güneş…vurulmuş galiba.

Herkesten bir şok nidası dökülürken ben hızlıca;

-Siz burada bekleyin ben bakayım bir.

Toprak, Emre, yengem ve Atalay abimde benimle gelmişti. Annemde gelmek istemişti ama onu babamın yanında bırakmıştık.

Abim bence Güneş’in artık gerçek yüzünü görmüştü. Onu kardeşi olarak görüyordu. Diğerlerinin de içten içe öyle hissettiğini düşünüyordum ama Edis çok ağır ithamlarda bulunuyordu.

AİLESİNE KAVUŞAN MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin