Acısız Bir Ölüm

757 95 113
                                    

Hyunjin'in haritalarda bildiği Rooijakkers krallığı kesinlikle burası değildi. Çok daha ileriye gittiler. Yolculuklarının 4. günüydü. Chan'dan bu kadar ayrı kalmak... Kafasının içinde hala sesini duyuyor, yüzünü görüyordu. Neden tüm bunların yaşandığını tekrar tekrar düşünerek kendine işkence ediyordu.
Tek dayanağı en azından Elanor'un onunla olmasıydı. Şimdilik.

Sonunda sabaha doğru bir adaya vardılar. Saraydan çok bir kale gibi görünen bu yer fazlasıyla tanıdık geliyordu. Sanki burada daha önce bulunmuştu. Kalenin neyi koruduğnu ise bilmiyordu.

Hem kendisinin hem de Elanor'un elleriyle ayakları adada onları bekleyen askerler tarafından zincirlenmişti. Kalenin içine girdiklerinde onları yeniden zindanlara götürdüler. Uzak hücrelere yerleştirildiler ve önlerine bir tabak bulamaç benzeri yemek demeye çok uzak bir şey attıktan sonra hücreleri kilitlediler.

Karanlık ve soğuk hücrede tek başınaydı. Ağlamaya bile hali kalmamıştı artık. Ne yapacağını, bu durumdan nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Kendini çok güçsüz hissetti. Chan'ı çok özlemişti. Duvardaki küçük açıklıktan gelen ışık süzmesi gözüne çarpınca oraya doğru yöneldi.

Minik delikten gükyüzünün küçük bir kısmı görülebiliyordu. Şafak vakti gökte görmeye alışık olduğu Ay'ı  gördü. Ancak hiç olmadığı kadar güzel görünüyordu. Sanki Ay ona bakıyordu. Ve gitgide yaklaşıyor, kudretiyle büyüyordu. Selene...
Gözlerini kapayıp yalvardı.

"Lütfen Selene, Chan iyi olsun. Hannah, Lucas ve Jessica, herkes iyi olsun. Buradan Elanor ile birlikte güvenle kaçmama izin ver."

Ağlamaya başlayınca biraz duraksadı.

"Biliyor musun, çok acımasızsın. Hiçbir şeyim yokken bana her şeyi verdin. Şimdi ise bir anda geri alıyorsun... Ama yalvarırım, onlara zarar verme. Gerekirse...
Beni al ama Chan'ı koru."

_________________

Lucas gözlerini açtığında yatağının yanındaki sandalyede başını ellerinin arasına almış Chan'ı gördü. Doğrulmaya çalıştığında kafasında bir acı hissetti.

"Abi... "

Chan başını kaldırıp durgun gözlerle kardeşine baktı.

"Hareket etme. Rahibeler  ellerinden geleni yaptılar, hala dinlenmen lazım."

Chan 'ın bedenindeki yara izlerini ve sargıları görünce gözleri bir anda doldu.

"İyi misin? Chan ben... Özür dilerim, çok özür dilerim. Hepsi benim suçum."

Chan sessizliğini sürdürdü ve yere bakmaya devam etti. Lucas' ın gözlerinden bir yaş süzüldüğünde bakışlarını ona kaldırdı.

"Neden... Neden bana hiçbir şey söylemedin?"

Sesinden, hissettiği büyük acı çok belliydi.

"Özür dilerim. Hyunjin söylememi istememişt-"

"Senin yüzünden şu an o yok!"

Lucas'ın gözleri şaşkınlıkla açılmış, abisine bakmayı sürdürüyordu. Doğru mu duymuştu?

"N-ne?"

"Hyunjin'i kaçırdılar, Hannah hala uyanmadı... Ve annem öldü."

Genç beta nasıl tepki vereceğini bilemiyordu. Abisini daha önce hiç böyle görmemişti. Sanki gitgide Chan soğuyor ve karanlıklaşıyordu.

Red Tears | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin