Hastane koridorlarından nefret ediyordu.
Hep acı hatıraların, kötü anların ve çaresizliğin habercisiymiş gibi geliyordu ona. İşte şimdi yine, sevdiği kadın bir adım ötesinde can çekişirken, o burada durmuş, eli kolu bağlı beklemek zorundaydı.
Hastane koridorlarından gerçekten nefret ediyordu.
Koridorda yankılanan sesleri duyunca başını kaldırdı. Önde Yavuz ve Derya, arkalarında Hakkı, Hulki ve Pınar koşturarak geliyorlardı. Yavuz'un gözlerinde yoğun bir vicdan azabı ve suçluluk duygusu vardı.
Serdar kimseye bir şey söylemeden başını çevirdi. Yavuz'a hesap sormak istiyordu, suratına yumruğu geçirmek, karşısına geçip "Senin sevdiğin kadın yaşasın diye benim sevdiğim kadın vücudunda bir kurşunla yatıyor içerde. Neden onu korumadın?" diye haykırmak istiyordu.
Ama yapamazdı.
Yapamazdı, çünkü anlıyordu Yavuz'u. Yavuz'un yerinde o olsa, o da Zehra'yı korumak için her şeyi yapmaz mıydı? Hatta şimdi, şu anda Zehra'yı kurtarmanın bir yolu var deseler, o yolu bulmak için değil dünyayı, cehennemi bile ayağa kaldırmaz mıydı?
Sessizce beklemeye devam etti. Derken önüne düşen gölgeyle başını kaldırdı, karşısındaki Derya'ydı. Konuşmasına bile izin vermedi.
"Hayır Derya," dedi kaba olup olmadığına aldırmadan. "Şu an seninle konuşamam, sana bakamam bile. Benim sevdiğim kadın ölümle pençeleşirken, onunla aynı yüzü taşıyan bir insanla konuşmaya dayanamam."
Derya hüzünle ayrıldı Serdar'ın yanından, ama duygularını içine attı. Şu an burada birinin güçlü durması gerekiyordu çünkü, ve bunu yapabilecek tek kişi de kendisiydi. Duvara yaslanmış duran Yavuz'un yanına döndü. Yavuz onu görünce doğruldu.
"Benim yüzümden Derya..." dedi acıyla. "Söz vermiştim Serdar'a, Zehra'yı koruyacağım demiştim. Onlar seni korudular, bak, sapasağlam karşımdasın, ama ben sözümü tutamadım..." Acı acı güldü. "Beni kurtarmaya çalışırken vuruldu, biliyor musun? Hedef bendim. Şimdi ona bir şey olursa..." Sesi titredi Yavuz'un. "Serdar'ın yüzüne nasıl bakarım Derya? Aynada kendi yüzüme nasıl bakarım? Bunun ağırlığıyla nasıl yaşarım?"
Derya derin bir nefes aldı, akmak için yol arayan gözyaşlarını geri gönderdi.
"Şimdi değil Yavuz," dedi kararlı bir sesle. "Bunun muhasebesini şimdi yapmayacağız. Zehra o ameliyattan çıkacak, sağ salim kalkacak ayağa, işte o zaman biz bunun suçluluğunu yaşamak için izin vereceğiz kendimize. Ama şimdi, sana ihtiyacı olan biri var." Başıyla Serdar'ı işaret etti. "Onu bir tek sen anlayabilirsin Yavuz. Evet, arkadaşları, ekibi destek olurlar, yanında olurlar, ama yaşadığı acıyı anlayamazlar. Bir ameliyathanenin önünde, sevdiğin kişi yaşayacak mı, ölecek mi diye korkuyla beklemek nasıldır, sen bilirsin, biz biliriz. Biz de durduk aynı korkuyla orada çünkü. O yüzden şimdi sen kendini toplayacaksın, vicdan azabını erteleyeceksin, ve gidip Serdar'ın yanında olacaksın."
Yavuz başını sallayarak duruşunu dikleştirdi, tam Serdar'ın yanına gidiyordu ki, dönüp Derya'nın alnına yumuşak bir öpücük kondurdu.
"İyi ki varsın sen..." dedi sevgiyle gülümseyerek.
Derya, "Sen de," diye karşılık verdi. "Hadi git."
.......
Yavuz gelip yavaşça yanına oturduğunda, Serdar başını ellerinin arasına almış, öylece duruyordu. Yavuz elini Serdar'ın omzuna koydu.
"Serdar," dedi yumuşak bir sesle. "Bir şeyler söyle, konuş, ağla, ama böyle içine atma. Hiç iyi gelmiyor insana, inan."
Serdar başını kaldırmadan konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANI
FanficTeşkilat dizimizin güzide çifti ZehSer hakkında tek bölümlük hikayeler❤️