Bölüm 4

237 32 2
                                    

Geçen on beş dakika içinde hiçbir kıpırtı olmadan sessizce banyoda beklemiştim. Cesaret edip çıkamamıştım. İyice bunalmış ve uykum gelmiş bir şekilde klozetin üzerinde oturuyordum. Dış kapıda anahtar seslerini duyduğumda irkilmiştim boşluğuma denk gelmişti uzun süreli sessizliğin ardından en ufak ses irkilmeme neden olmuştu. Ayak sesleri banyoya doğru artmıştı kapının kolunu tutup açmaya çalıştı ama kilitli olduğunu görünce tıklatıp ismimi seslenen kurtarıcım gelmişti.

"geldim güzelim hadi aç kapıyı."

İçeride başka ayak sesleride vardı ve onlarda yakına geldiklerinde durdular. Polislerden biri içeride kimse yok dediğini duymuştum. Banyodan çıkıp gözü yaşlı bir şekilde Samet in kollarıyla buluştuğumda göz yaşlarım daha da artmıştı.

" tamam geçti" derken bir eli saçlarımı okşuyordu her zaman yaptığı gibi. Biz o şekildeyken yanındaki polis arkadaşı yanımızdan ayrılarak bizi yalnız bırakmıştı.
Hıçkırıklarım azalmaya başladığında omzundan kalkıp gözlerinin içine bakıyordum.

"ne oldu anlat bakalım" dediğinde yaşadıklarımı tek tek ona tekrardan yaşıyormuş gibi anlatmaya başladım. İçeriye doğru Selim diye seslendiğinde yanımıza gelen polis arkadaş bana geçmiş olsun demişti ve Samet in gözlerine bakmıştı.

"Binanın kamera kayıtlarına bakmamız lazım. Ben Nihan ın yanında kalacağım. Sen " derken Selim anlayışla arkadaşını karşılayıp "ben hallederim" demişti.

Bana tekrar sarılıp "korkma artık ben yanındayım. Karnın aç mı?"

"evet çok açım ve çok uykum var" derken çocuksu halime gülümsemişti.

"sana ne yapayım" derken mutfağa geçiyorduk ve tam o an mutfaktaki yemekleri görünce şaşırdı ve ıslık çaldı.

"hangi ara yaptın sen bunları" derken gözlerinin içi gülüyordu.

İkimizde yorgun savaşçılar gibi yemeğimizi yedikten sonra birlikte mutfağı toplayarak televizyon karşısındaki yerlerimizi aldık. Onun göğsüne yaslanarak ayaklarımı koltuğa iyice uzatmıştım. Daha kanalları gezerken gözlerime ağırlık çökmüştü ve daha fazla dayanamayıp uuykuma yenik düşmüştüm.

Alarm sesiyle gözlerimi açtığımda yine o gün ki gibi koltukta uyumuştuk. Beni uyandırmak yerine yine kendini feda edip yastık görevini üstlenmişti. Parfümü o kadar kendiyle eşleşmişti ki hala burnuma o güzel kokusu geliyordu. Alarm sesine oda uyandığında her zaman ki gibi beli omzu ağrımıştı. Yüzünü buruşturduğunda "bir daha ki sefere yatakta mı uyuyakalsak" demişti.

"benim yüzümden yine rezil bir uyku çektin keşke uyandırsaydın."

"uykunu bölmek istemedim, huzurlu görünüyordun kaç gündür korku dolu rüyalar görüp korkarak uyandığın için uuandırmak istemedim"

Yaklaşıp dudaklarına bir öpücük kondurdum. Bunu her zaman yapmadığım için önce yüzüme baktı sonra hoşuna gittiğini belli edercesine çapkın çapkın gülümseye başladı.

" böyle olacaksa hergün koltukta uyumaya razıyım. " gamzelerini bana sunarken tekrar onu öptüm ama bu defa çok sevdiğim gamzelerinden. Bana bu denli iyi davranması, beni düşünmesi çok hoşuma gidiyordu.

Bugün kış ayının bahara yaklaştığı günlerden biriydi. Havanın güzelliğiyle bugün daha pozitiftim ve daha canlı renkler giyindim. Kırmızı v yaka bir bluz ve siyah dar paça pantolon ve açık bıraktığım saçlarımla hazırdım. Birlikte evden çıktık, yol üstünde bir fırına uğrayıp simit almıştık. Samet beni iş yerine bırakırken yine dikkatli olmamı etrafımdakilere dikkat etmemi söylüyordu. Onu onaylayıp vedalaştıktan sonra arabadan indim. Ofise girmek üzere arkamdan geleni görmemiştim. Günaydın diyerek kendide kapanmak üzere olan kapıyı tutup içeri girenin Kenan olduğunu gördüğümde bende günaydın diyerek birlikte asansöre yöneldik.

Sen Kimsin?  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin