********************************
"Hadi Osman geç kalıcaz senin yüzünden düğüne. Hem daha Cengiz abinin yanına gitcez hadi."
" Enes yardım etsene şu kravatı takamıyorum." Bu gün bizim Ali abinin kızı evleniyordu ve düğüne 1 saat kadar bi zaman kalmıştı. Ali abi mahallemizde çok sevilen ve sayılan biriydi bu yüzden onu seven ve sayan herkes davetliydi düğüne.Ben hazırdım ama Osman'ın hazırlanmasını bekliyodum. O da hazırlansa Cengiz abiye gitcektik. Cengiz abi bizim mahallenin berberi. Düğün için traş olacaktık ikimizde. Gerçi ikimizde diyorum ama Osman kestirmek istemiyordu sanki saçlarını. Tüm karizması saçlarıymış. "hep bana bağlatıyosun bak iyi dinle son kez anlatıyorum"
"Of abicim çok zor takmak ben napim" Osmanla liseye geçtiğimiz zamanlar göstermiştim kravat takmayı ama Osman okulda karavat zorunlu olduğu halde takmadığı için doğal olarak unutmuştu.
Onun da kravat sorununu çözüme kavuştrurduktan sonra artık gitmek için hazırdık. Tam ayakkabılıktan çekeçeki aldığım sırada telefonum çalmaya başladı.
"Alo anne, efendim eee tamam komidinin üstünde kırmızı kutu dimi tamam ben aldım zaten onu anne geliyoruz işte şimdi tamam kapatıyorum hadi görüşürüz"
Arayan annemdi. Düğün için aldığı altını komidinin üstünde unutmuştu. Ben içinde altın olduğunu gördüğümde anlamıştım zaten düğün için olduğunu. Ayakkabımı tekrar giyceğim sırada eksik bişeyler hissettim. Osman yanımda yoktu. Kaşla göz arası yine tıkınmaya gitmişti . "Osman gelsene olum geç kalcaz." Ağzındaki sarmalar yetmezmiş gibi elindeki sarmalarıda ağzına tıkıştırmaya başladı. "Aç ayı oynamaz abicim gel sende ye bi kaç tane" benim cevap vermeme izin vermeden elindeki sarmaları ağzıma sıkıştırdı. Sonuç: terliksi bayan -annem olur kendileri- çapı 7 santim menzil atışı en iyi olan terliğiyle Osman ve beni sarmaları görünce daha doğrusu göremeyince bitkisel hayata sokacaktı.
"Osman ben giyiyorum ayakkabımı sen de hemen elini yıka gel"
Ben ayakkabılığın yanına vardığımda oda yanımda bitti hemencecik. Başka zaman olsa ona uzun bi alkış tutardım ama şimdi acelemiz vardı. Kapıyı kilitledikten sonra anahtarı üstümdeki ceketin iç kısmına koydum.
"Üç deyince"
"Bir"
"Iki"
"Üç"
Ikimizde yaydan çıkan ok gibi fırladık. Merdivenleri uçarak iniyorduk, kim aşağıya önce inerse kazanıyordu. Lanet olsun ki benden daha hızlıydı. Son merdivende 7. basamaktan atladı. Ben düşer falan diye umdum ama düşmeden koşarak dışarı çıktı. Futbolcular gibi iki elini yukarı kaldırdı. Zafer işareti yaptı dizlerinin üstünde yere otururken.
"Pantolonun kirlendi şimdi"
Hemen yerden destek alıp üstünü başını silkeledi. "Tamammı geçtimi?"
"Geçti geçti"
"Bugün şeymada geliyomuş düğüne"
"Iyi o zaman biz bunları da hazır nikah masası kurulmuşken evlendirelim"
"yes bitches"
Konuşurken Cengiz abinin dükkana varmıştık bile. İçeri girdiğimizde Alper ve Suat da orayadaydı.
" vaaay Enes. Façan yansın karşim çok şekil olmuşsun"
Saol dedim yüzümde kocaman bi gülümsemeyle
" hadi gençler önce kim" Cengiz abinin tıraş ettiği kişi gitmiş olmalıydı.
"Ben"dedi Suat. Sonra bi bana bi diğerlerine baktı. Bizim de onayımızı aldıktan sonra Suat oturdu tıraş koltuğuna. Cengiz abi suatın saçını keserken Osman jole ile saçına aynada şekil veriyodu.
" eveet bitti nasıl olmuş"
Suat boynundaki havluyu çekip oturduğu sandalyeden kalktı. Bende aynı hızla sandalyeye otururken Osman'a cevap verdim " Osman düğün Topuzu yaptırsaydın saçını bu ne hal"
"Of Enes sen ne anlarsın Moda'dan şimdi trend böyle"
İçimden sabır çekip Cengiz abinin elindeki makasla saçımı kesişini aynadan izledim. Cengiz abi boynumdaki havluyu çekince ayağa kalkıp cebimden paramı aldım. Cengiz abiye uzattığımda parayı almadı. Babamla gittiğimizde babam Cengiz abiye ısrarla parayı kabul ettiriyordu ama ben tek gittiğimde benden para almıyordu. O beni oğlu ben onu babam gibi görüyodum. Cengiz abiye teşekkür edip yoldan bi taksi çevirdik. Ben öne Osman Alper ve Suat arkaya bindi. Zaten düğün salonu yakındı. Osmanlar arkada konuşuyordu bende kulaklığımla vine izliyordum. O sırada telefonuma whatsapptan mesaj sesi geldi. Mesaj Emredendi.
E: " hadi oğlum nerde kaldınız
En: " geldik lan az kaldı"
E: "çabuk olun kızlar çıtır"
En: "aklın fikrin karı kız hayvan herif"
Cevap yazmasını beklemiycektim çünkü düğün salonuna gelmiştik. Önce bizimkiler indi, bende parayı ödeyip indim arabadan. Bizimkiler Emreyi bulmuşlardı.
"Selamunaleykûm gençler".
Hiçbirinden ses çıkmıyordu. Yalnızca sırıtarak bana bakıyorlardı.
" ne var olum ne bakıyosunuz"
Osman eliyle bi kızı işaret ediyodu. Kız parlement mavisi bi elbise giymişti.
"O" dedi, bu akşam dans edeceğin kız.
******************************
Osmanla evin merdivenlerinden inerken girdiğimiz yarışta iddia buydu. Kaybeden düğünde bi kızı dansa kaldıracaktı. Benim canım arkadaşlarım (!) saolsun bulmuştu bana kızı. Hayır suç bende sen kaybedeceğini bile bile hele ucunda böyle bi ceza varken elalemin çocuğuyla yarışa girersin. Kızla dans ederken aklımdan bunları geçiriyordum. Evet o girişte gördüğümüz kızı dansa kaldırmıştım. Bizimkilerin verdiği gaz ve 6 saniyelik bi deli cesareti sayesinde.
"Ismin ne" dedi kız.
"Anlayamadım" dedim kıza. Ben düşünürken kızı unutmuştum.
"Ismini sormuştum"
"Enes" dedim, "senin ismin ne"
"Zeynep"
"Güzel ismin varmış" gülümsedi yanaklarındaki gamzesiyle "saol"dedi sonra.
Şarkının bitmesiyle biz de Zeyneple ayrıldık. Bizimkilerin yanına gittim. Suat bana bakıyordu. " hayırdır" dedi.
"Aşıkmı oldun yoksa enikim"
"Çek lan elini" dedim omzumdaki elini ittirirken. Enik demesine çok gıcık olurdum. O da bunu bildiği için beni sinir etmek amacıyla söylerdi bunu -enik kedi yavrusu demek-
" noldu olum yoksa kızın sevgilisini varmış ne bu atar"
Hay Allah'ın malı Suat, kızdan dolayı zannediyordu. "Hee" dedim. "Evet"
" ee sen ne dedin" salak bu çocuk yemin ederim gerizekalı.
"Ulan mal kızla konuşmadık bile"
"Belli kıza bakışından, siz kalbinizle konuşmuşsunuz olum"
Salak malak ama anlıyo halimi.
" ben kardeşime bu kızı ayarlarım"
"Hayır" dedim sessizce ve aynı sessizlikte devam ettim mırıldanmaya "ben yapamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi gidelim Osman
HumorO gün Osmanla birlikte okul çıkışı yine herzaman durağa gitmek için yol olarak kullandığımız parkın içinden geçiyorduk. Her daim sessiz olan bu park sessizliğini Osmanla geçerken bozuyordu. Nedeniyse bizim Osman'ın geçerken Halil sezaiden"çaresiz iç...