2. Kısım/ 111. Bölüm: Bizim Çiçeğimiz

27 2 0
                                    

OKULUN SON HAFTALARINDA OLDUĞUMUZ İÇİN DAHA SIK BÖLÜM YAYIMLAYABİLECEĞİM İNŞALLAH. BÖLÜMLERİ YAYIMLAMA SIRASI YİNE AYNI OLACAK VE DİĞER 2 KİTABA YENİ BÖLÜM YAYIMLAMADAN BU KİİTABA DA İKİNCİ BİR YENİ BÖLÜM YAYIMLAYACAĞIM.

🌺🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸

Çok yoğun ve kargaşa içinde geçen gün bitmek üzereydi. Hava kararmaya kararırken de yavaş yavaş soğumaya başlamıştı. Günün son ışıkları da yavaş yavaş yok oluyor gibiydi.

Genç ülke heyecanla başını kaldırdı. Yüzünde 5 dakika önceki hüzünden eser yoktu. Türkiye'nin hastalığının bir ilacı olması olanağı içinde bir umut uyandırmıştı.

Japonya: Sayın Osmanlı, Türkiye gerçekten sağlığına kavuşabilecek mi?

Osmanlı: Bilmiyorum, ancak denemekte yarar var.

Japonya, Osmanlı'nın olumsuz konuşmalarına aldırmadan önündeki tahta kâseye koydukları pembe çiçeklere baktı. Osmanlı ile çevrede bulabildikleri tüm aynı tür pembe çiçekleri toplamışlar ve bu kabın içine koymuşlardı.

Japonya: Bu çiçeğin bir umut belirtisi olacağını biliyordum!

Osmanlı içtenlikle gülümsedi. Japonya'nın, kızı Türkiye için çabaladığını gördükçe ona olan güveni artıyordu.

Osmanlı: Japonya...

Japonya , gözlerini hızla Osmanlı'ya çevirdi.

Osmanlı: Türkiye'nin iyileşeceğine dair umudunu asla yitirme oğlum.

Japonya onaylar gibi gülümsedi. Ardından tekrar önündeki pembe çiçeklere dönüp onları seyretmeye başladı.

Japonya: Türkiye de bu çiçekler gibi... Onun solmasını istemiyorum.

Osmanlı: Solmayacak. İnşallah sağlıkla yaşamaya devam edecek.

Japonya gözlerini pembe çiçeklere çevirdi ve onları bir bir yanındaki su dolu kaba bıraktı. Çiçeklerin yaprakları suda ıslanırken tekrar Osmanlı'ya döndü.

Japonya: Solmamalılar, değil mi?

???: Ne solmamalı?

Japonya ve Osmanlı aynı anda arkalarından gelen sese doğru döndüler.

Japonya: Türkiye?..

Türkiye yakınlarındaki bir ağaca tutunmuş, ayakta durmaya çalışarak onları seyrediyordu.

Türkiye: Ne yapıyorsunuz?

Osmanlı, Japonya'nın elindeki çiçeklerin olduğu kabı gösterdi.

Osmanlı: Bu çiçeklerle senin ilacını üretmeye çalışacağız, kızım. Deden Selçuklu için de aynı ilacı denemiştik, yararını gördük.

Pembe çiçekleri gördüğü an Türkiye'nin gözleri parladı. Etkilenmiş bir şekilde çiçeklerin yanına doğru ilerlerken yüzü biraz olsun canlılık kazanmıştı.

Türkiye: Aman Allah'ım, ne güzel çiçekler!

Türkiye ağaçtan destek alarak Osmanlı ve Japonya'nın yanına kadar yürüdü. Yavaşça yeşil çimenlerin üzerine oturup çiçeklere daha yakından baktı. Pembe renkli bu çiçekler, cennetin bahçesinden toplanmış gibi taptazeydi ve çok güzeldi. Türkiye hayranlıkla pembe çiçeklere, Japonya da hayranlıkla Türkiye'ye bakıyordu. Bu döngü Türkiye'nin çiçekleri seyretmeyi bırakıp doğrulmasıyla son buldu. Osmanlı bu durumun konuyu açmak için tam zamanı olduğunu düşündü.

Osmanlı: Hazır ikiniz de buradayken... düğün işini konuşalım mı?

Türkiye: Tabi, baba. Bize zamanı fark etmez. Size uygun olduğu bir zaman...

Countryhumans 2020 >~< {2021} (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin