Yavaşça eve girip kapıyı kapadım, ışığı açtığımda bir yığın bulaşık bana bakıyordu evde bir hayli dağınıktı bu dağınıklığı umursamayarak kendimi yatağa attım ve derin bir uykuyla baş başa kaldım. Şafak sökmeden uyanıp okula gidip sessizce sırama gömülürdüm. Genellikle kimse yanıma gelmezdi, benden korktukları için gelmediklerini biliyordum. Eğer insanların bakışlarla öldürebilme gibi bir yeteneği olsaydı bu konuda bir dünya markası olabilirdim. Bu yüzden her zaman yalnız olur ve insanları
korkuturdum. Okuldan çıkıp eve giderdim, sanırım tek mutlu olduğum zamanlar yalnız kalıp karanlıkta sessizliği dinlediğim zamanlardı, bana huzur veriyordu. Geceleri ise evde kalmayı sevmezdim, bana yalnızlığımı ve kimsesizliğimi hatırlatıyordu.Sabah 05.45 gibi uyandım, hazırlanıp okulun yolunu tuttum. Her zaman geçtiğim ıssız sokaklar bugünlerde bana korku salıyordu, içimi ürpertiyordu. Bu durum beni korkutuyordu adımlarımı hızlandırmaya başladım. Beni takip eden bir şey olduğunu hissediyordum. Tüm cesaretimi toplayarak arkamı döndüm. Karşımda bir yaratık duruyordu. Fazla öfkeliydi ve her an saldırmaya hazır duruyordu, sanki benden bir hamle bekliyordu. Bir yanım hemen kaçmam gerektiğini söylüyordu fakat karşımdaki her neyse beni yakalayacağına emindim bu yüzden yapabileceğim tek şeyi yaptım ve çığlık atmaya başladım. Tam o anda yaratığın üstüne zayıf çelimsiz bir çocuk atladı. Sanki aylardır uyumamış gibiydi. Giydiği siyah giysiler onu iyice yok etmiş bir gölge haline getirmiş gibiydi. Çocuk göründüğünün aksine güçlüydü. Yaratığı bir hamlede yere sermeyi başarmıştı. Hızlıca yanıma geldi ve telaşlı bir ses tonuyla"Güvenli bir yer bulmamız lazım, anlatacağım'' dedi ve kolumdan sürüklemeye başladı.