24. Havaalanı

188 8 5
                                    

-"Hayırdır inşallah."

"Bunu telefonda söylemek olmaz. Eğer zamanınız varsa hastaneye gelebilirmisiniz?"

-"Olur yarım saat sonra orada olurum."

"Oldu o zaman görüşmek üzere."

Telefonu kapattım ve yine aklıma bin tane soru geldi. Ne olabilirdi ki yine? Acaba hastalığım çok fazla mı ilerledi? Hastalığı yenemeyecekmiyim? Hastanye yol aldığım her adımla yine bir korku sarıyordu bedenimi. Artık hastanelerden nefret ediyordum ve bir daha da oraya gitmek istemiyordum ama mecburdum.

Koridordan geçerken doktorun odasına gittim. Odasına geldiğimde kapısının karşısında durdum. O kapının arkasında beni hangi kötü haber bekliyordu bilmek istemiyordum aslında ama girmeliydim. Kapıyı çaldım ve içeriye girdim. Doktora elimi uzattım ve karşısına oturdum. Sanırım endişelendiğim yüzümden görünüyordu.

"Sizi buraya önemli bir gelişme için çağırdım."

-"Doktor bey lütfen benimle açık konuşun. Kötü haber ne? Ölecekmiyim?"

"Kötü haber şu ki. Önümüzdeki 3 ay ameliyat için bu şehirdeki hiç bir hastanede yer yok ama bu ameliyat kesinlikle bu 2 ay içinde yapılması gerekiyor. Sizin için elimizden geleni yapacağımızı söyledim ama malesef burada yapabileceğimiz bir şey yok. İstanbulda çok iyi bir hastane var, sizi oraya göndermek istiyorum tabi ki sizde kabul ederseniz. Ameliyat iki hafta sonra olur ama sizin bu hafta gitmeniz gerekiyor orada ki işlemleri tamamlamak için. Siz ne diyorsunuz?"

-"İstanbul? Peki ya okulum ne olacak? Haftaya benim sınavlarım var onlara girmem lazım."

"Şu an sizin sağlığınızdan daha önemli bir şey yok. Eğer sizin için bu çok önemliyse biz okulunuzla konuşuruz ve bunu hal ederiz. Sıkıntınız okul olmasın lütfen. Bütün masrafları da hastanemiz üstelenecek."

-"Tamam, siz işlemleri başlata bilirsiniz."

"Olur, yinede özür dileriz, umarım en yakın zamanda sağlığınıza kavuşursunuz."

-"Teşekkürler."

Hastaneden çıktığımda biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var dı. Nehirin kenarına gittim ve yürümeye başladım. Yine düşüncelerime daldım. İstanbul'a her zaman gitmek istemiştim ama böyle bir şey yüzünden gideceğimi aklımın ucundan bile geçirmezdim. Acaba Talat ne yapıyordu ondan da iki gündür haber alamıyordum. Onu çok merak etmiştim. Yürüdüm ve az kalsın birine çarpıyordum ama hiç kimseye takmadım. Sonra birden telefonum çaldı. Annem arıyordu. Hemen telefonu açtım ve hiçbir şey diyemeden annem sadece "Hemen eve gel" dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Ne olduğunu anlamamıştım, saate baktım ve daha 15:39 gösteriyordu. Yani geç kaldığım için kızamazdı bana. Hemen eve doğru yol aldım. 20 dakika sonra evdeydim.

"Duygu bunlar ne?" Elinde doktorun verdiği raporlar vardı. Onları saklamıştım aslında annem görmesin üzülmesin diye ama nasıl olduysa annem bulmuş. Biliyordum bunu annemden saklayamayacağımı ve İstanbul'a gitme fikrini kabul ettikten sonra zaten bunu saklayamazdım.

-"Rapor" dedim yüzüne bakamadan.

"Kızım bana bunu anlatırmısın? Niye sakladın bunu benden? Niye anlatmadın?" Annemin gözlerinin dolduğunu fark ettim. Kendini ağlamamak için çok zor tutuyordu.

-"Anne üzülmenizi istemedim. Anla beni lütfen."

"Böyle bir şey saklanır mı hiç? Sen bize dertlerini anlatmadan biz birlikte nasıl bir çare bulabiliriz ki?"

-"Biliyorum anne yanlış yaptım affet beni."

"Evet hemde çok yanlış yaptın. Şimdi anlat bakalım ne dedi doktor?"

Kalbime yazılan en güzel İsimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin