"Ne bileyim anne?"
"Sormadın mı?"
"Ben o kadar meraklı olamıyorum kusura bakma."
"Çok konuşma da eve gel artık."
"Tamam. Görüşürüz."
"Allah'a emanet."
Telefonu kapattıktan sonra karşımda oturan Sena'ya baktım.
"Gel mi diyor?" Merakla bakıyordu.
"Evet."
"Birazdan çıkarız zaten."
"Benim biraz daha oturasım var." Masanın üstündeki elini tuttum. "Özlüyorum seni."
"Ben de özlüyorum aşkım ama anneni sınamayalım." Elini bırakıp arkama yaslandım.
"Sen annemin gözüne gireceksin diye olan bana oluyor."
"Mızmızlanma. İki gün sonra kalmaya geleceğim zaten."
"Heyecanlı mısın?"
"Yok canım(!) Alt tarafı annenle aynı evde kalacağım." Gülümsedim.
"Heyecanlanacak bir şey yok güzelim. Ben de orda olacağım sonuçta."
"Olsun. Annenin gözüne batacak bir şey yapmak istemiyorum."
"Kadın bizi arkadaş sanıyor."
"Olabilir."
Bir süre daha oturduk kafede. Ardından Sena saatine bakarak konuştu.
"Hadi kalkalım."
"Tamam."
Hesabı ödeyip çıktık mekandan. Pazar günü olduğu için kalabalıktı ortalık. Yavaş yavaş ilerlerken sonunda dayanamayıp Sena' nın elinden tutup nispeten daha az kalabalık olan sokağa ilerledim.
Etrafta seyyar satıcılar olduğu için insanlar durup durup tezgahların üstündekilere bakıyordu. Sena envai çeşit bilezik satan bir satıcının önüne giderken benim gözüm etrafı tarıyordu. Takı ve süslü eşyalar bana göre değildi. Bu yüzden bana göre bir şeyler bulana dek etrafa baktım.
Aramamın sonucunda diğer satıcılardan daha geride tek başına kaldırımda oturan bir adamı buldu gözlerim. Etrafındakilere bir şeyler satmak için uğraşmıyor, gözü adeta tanıdık birilerini arıyordu. Belki yardıma ihtiyacı vardır diye önünde durdum.
"Selamün aleyküm amca."
"Ah sonunda." Sanırım tahminim doğruydu.
"Bir şeye mi ihtiyacın var?" Bir bacağı diz kapağından itibaren yoktu.
"Hayır. Ama senin ihtiyacın var." Anlamamıştım. Neyden bahsediyordu?
"Anlamadım?"
"Anlarsın." Yanındaki eski püskü çantadan tıpkı çanta gibi eski bir defter çıkarttı. Ardından bana uzattı.
"Bu nedir?"
"Defter görmüyor musun?"
"Tamam da neden bana veriyorsunuz?"
"Çünkü ihtiyacın olan şey bu."
Yine anlamamıştım. Akli sıkıntısı var galiba diye düşündüm.
"Amca senin çocukların nerede?"
"Çocuklu bir adama mı benziyorum?"
Çocuklu bir adam dışardan nasıl gözükür ki?
"Ya da tanıdığın biri?"
"İşte o var."
"Kim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK AYNA • GXG
General FictionYazdığı her şeyin gerçek olduğu bir dünyada yazarın macerasına şahit olun.