Aşıkların Laneti

744 98 204
                                    

Yorumlara ne oldu biraz yorum atarsanız sevinirim 🥺
İyi okumalar🖤


Alexis'in arkasından yavaşça ilerliyordu. Bileklerindeki zincirler, her bir adımında kulak turmalayan bir ses çıkarıyordu. Arkasındaki askerler olmasa Alexis yüzünü döndüğü anda kaçmış olurdu ancak iki alfa onu yavaşladığında bile sırtından itekliyordu.

Alexis bir odanın önünde durdu. Uzun ceketinin cebinden çıkardağı anahtarla kapıyı açtı ve Hyunjin'in girmesi için geri çekildi. İçerinin karanlığı, sarayın koridorlarının loş ışığıyla buluştuğu anda içine bir ürperti düşmüştü. Ancak şu durumda yapabilecek başka bir şeyi yoktu. Zifiri karanlık odaya adımını attı. Arkasından Alexis ve askerlerin de gelmesiyle kapı kapandı.

Korkusunu bastırmaya, güçlü durmaya çalışıyordu. Bir anda bir kıvılcım yandı. Karanlık, gaz lambasının ateşiyle az da olsa aydınlandı. Alexis elindeki lamabyla beraber Hyunjin'e doğru yürümeye başlayınca omega geri adımlayıp duvara çarptı. Alfa durdu ve gözlerini yukarı, Hyunjin'in sırtını yasladığı duvara çıkardı.

Alexis'in nereye baktığını öğrenmek için başını kaldırdı. Duvarın üstünde bir şey vardı. Bir çizim, hayır bir portre. Ama tabloyu göremeyecek kadar karanlıktı. Alexis olduğu yerde kalmayı sürdürürken gaz lambasını Hyunjin'e doğru uzattı. Omega tereddüt ederek aldı ve duvara yakınlaştırdı. Koruyla yukarı kaldırdı gözlerini.

Gördüğü şeyle elindeki lamba aniden yere düştü. Kırılan camlar ayaklarının ucundaydı. Ateş sönmüştü ancak portreyi görmeye yetecek zamanı olmuştu. Dili tutulmuştu ve hareket bile edemiyordu. Bu da ne demekti? Gerçek olamazdı bu!

"Beklediğimden daha fazla şaşırdın." dedi Alexis yeni bir gaz lambası yakarken. Elindeki lambayla dehşet içindeki omegaya yaklaştı. Hyunjin'in gözlerinde korkuyu, ifadesindeyse kafa karışıklığını gördü.

Lambayı tablonun altına doğru yaklaştırdı. Altın süslü çerçevenin ortasında bir şey yazıyordu. Hyunjin'in bu yazıyı okumasını istemişti. Ve Hyunjin de gözleriyle Alexis'in elindeki ışık süzmesini takip etti.

"Ne? Bu-bu da ne demek? Anla-anlamıyorum! Neler oluyor?"

"Sana gerçekten hiçbir şey anlatmadı değil mi?"
Alexis acır gibi söylemişti bunları.

"NEDEN BENİM RESMİMİN ALTINDA ORPHILE YAZIYOR ?!"

Hyunjin çılgına dönmüş gibi bağırmıştı. Alexis ne tür bir oyun oynuyordu? Tüm bunlar ne demekti? Başından beri bilmediğini söyleyip durduğu şey neydi?

"Çünkü o, Orphile'nin resmi..."

"N-ne? Ha-hayır... O benim resmim. Oradaki net bir şekilde benim..."

"Evet,sensin."

"Anlamıyorum... Kafamı karıştırmaya çalışıyorsun! Bu bir oyun! Chan'a ulaşmana asla izin vermeyeceğim!"

"Biliyorum tüm bunları idrak etmek senin için şu anda zor. Ama endişelenme. Senden gizlenen gerçeği ben sana anlatacağım."

Alexis elindeki gaz lambasını askerlerden birine verdi ve odayı karanlığa bürüyen kalın perdeleri sertçe çekti. Aydınlanan odayla beraber portre sonunda tamamen görünür olmuştu. Ve hiç şüphe yoktu ki bu Hyunjin'di. Şimdi çerçevenin üstündeki ayrıntılar da belliydi. Ve bir tarih vardı Orphile yazısının altında. Bu tarih doğru olamazdı. 3000 yıl önce...

Omega hala ağzı açık bir şekilde tabloya bakmayı sürdürüyordu. Çok sıkılmıştı artık bu kelime oyunlarından. Hakikati öğrenmek istiyordu, eğer hakikat buysa... Ama korkuyordu da yüzleşeceği gerçeğin ağırlığından.

Red Tears | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin