43. BÖLÜM: BİR KELEBEĞİN KANADI

65 11 1
                                    

Raviş - Güzel Kadın

Saf bir yangın vardı yüreğimde. Sevdanın ateşi dört bir yanımızı sarmıştı. Huzur derinlerimde hissediliyor, nefes kor bir sızı gibi iliklerime işliyordu.


Hayatı her zaman bir merdivene benzetiyordum ya, attığım en güzel adımdı onu sevmek.

Büyümüştüm! Büyümeye çalışırken, gezmiştim. Hayatın olağan akışı silsilelerle gelmişti üzerime, hepsinden bir parça alıp doldurmuştum çantamı. İşte bu yüzden olsa gerek, attığım adımlar ilerledikçe ağır geliyordu bazen. Ama hayat, öyle gelgitleri olan bir yaşam olarak devam ediyordu ki; ansızın yorgunluğunu alacak bir dokunuş geliyordu.

Bazen, o dokunuşu görmek gerekiyordu.

Ve bazen, o dokunuşu bizzat oluşturmak.

Telefondaki ses, yüzümde büyük bir gülümseme oluştururken "Keşke sen de gelseydin Zeliha teyzem, çok istedim gelmeni." dediğimde kıkırtısını duydum. "Ben yaşlıyım artık yavrum, gelemiyorum uzun yola." dedi sakince. Dün gece de, bu sabah da saatlerce kalmıştık yanında Cihangir'le. Hatta Cihangir isteme günü sabah gelip almayı, akşama da hemen geri getirmeyi bile teklif etmişti ama Zeliha teyzem bir türlü kabul etmiyordu evinden çıkmayı.

"Bak Esila," dedi benim mırıltılarım devam edince. "Çok konuştuk güzel kızım. Birbirinizi üzmeyin, dikkat edin. Hayatı da her zaman dolu dolu yaşayın, ben de sizinle yaşamak isterdim o heyecanınızı." derken, güldü. "Biliyorsun en çok bekleyen benim evliliğinizi. Torun sevme hasretim vardı şunca yıl."

Cihangir'in duyduğunu biliyordum, ona yandan bir bakış atıp "Biliyorum Zeliha teyzeciğim, istediğinden şüphemiz yok zaten." dediğimde "Heh, işte." dedi. "Ama olmuyor artık. Gönlüm el vermedi, kocamı yalnız bırakıyormuşum gibi hissediyorum uzaklaşınca buralardan. Anlamıyorum, nasıl oluyor ama... O gitti, kokusu bende kaldı. O gitti, bakışları bende kaldı. Nasıl olur bu?"

Gözlerim doldu, yutkunuşum zorlaşırken. Kısık bir sesle "İstemeden sonra oraya gelince birlikte gideceğiz yanına, değil mi? Güzel haberler vereceğiz." dediğimde Zeliha teyze huzurlu bir iç çekti ve güldü. "Ben dayanamam o kadar, siz gelene kadar anlatırım." dediğinde dolu gözlerime rağmen kıkırdadım.

Tanıdık sokağa döndüğümüzde içimdeki özlemi buram buram hissettim. Daha kısık bir sesle "Zeliha teyzem, geldik biz." dediğimde "Tamam kızım," dedi heyecanla. "Cihangir'e selam söyle, bekliyorum haberlerinizi." diyerek eklediğinde Cihangir kısık bir sesle "Sen de selam söyle." dediğinde, sözlerini ilettim ve vedalaştık sessizce.

Derin bir nefes aldım Cihangir'e dönerken. O da arabayı evin önüne park edip bana döndüğünde gülümsedi ve eli, gözleri camı kontrol ederken yanağımı buldu. Huzur dolu sesiyle "Yarın buradan parmağımızda yüzüklerle çıkabiliriz." dediğinde gülümsemem büyüdü. Heyecanlı olduğum her halimle belli olurken "Olacak gibi sanki." diye mırıldandığımda başını hafifçe eğdi. "En güzelleri olacak."

Cihangir elini benden ayırıp "Şimdi şöyle sıkıca bir sarılıp, öpüp, koklayıp veda etmek vardı ama bir gün öncesinden yakalanıp işleri zora sokmayı göze alamıyorum sanırım." dediğinde kıkırdadım. Gözlerim evin camında dolanırken "Dikkat etsen iyi edersin," dedim sakince. "Çünkü eminim ki bizimkiler bir yerlerden bizi izliyor." diyerek eklediğimde Cihangir de güldü. 

Ev tarafına dönmedi hiç Cihangir. Sakince, "Kapıdan selam vereyim, ayıp olmasın." dediğinde başımı salladım. "Gel dinlen biraz diyorum ama kabul etmiyorsun ki." dediğimde kaşlarım da istemsizce çatılmıştı. 

SONSUZ ADIMLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin