55 10 5
                                    

[03.04.22] - dünyadan hiçbir iz taşımadığım, arkadaşlarımın gözünde öldüğüm ama hâlâ sana ulaşamadığım gün.

merhaba baji-san, umarım ölümden sonra gidebileceğimiz bir yer vardır ve orada mutlusundur. uzun zaman oldu, değil mi? seni çok özledim. üzerinden aylar geçmesine rağmen kokun burnumda. gittiğinden bu yana birlikte vakit geçirdiğimiz her yeri dolaştım fakat odana hiç girmedim, annene baş sağlığı dileyemedim. çok kaba bir tutum olduğunu biliyorum ama üzgünüm, hâlâ anılarımızı sindirmeye çalışıyorum. eğer yanımda olsaydın neler yaptığımı ve düşündüğümü sorardın, en azından öyle umuyorum. bu yüzden anlatacağım.

ilk olarak tanıştığımız sınıfa, senin sınıfına, gittim. masana oturdum ve yüksek ihtimalle anahtarınla kazımış olduğun toman yazısında elimi gezdirdim. sanki elinin sıcaklığı oradaydı ya da kafayı yemeye başlıyordum. pek de umrumda değildi gerçi, baji-san'ım yanımda değilken küçük ayrıntıların ne önemi vardı ki? her neyse, tanışma şeklimiz gözümde canlandı. "o" günden sonra ilk kez tebessüm ettim, yanaklarımın kasıldığını hissettim.

jöleyle taranmış saçın ve gözlüklerinle tam bir inek öğrenciye benziyordun-ders notlarının aksine-, seni ilk gördüğümde tam olarak "bu aptalı mı döveceğim, cidden mi?" diye düşünmüştüm. tabii sonrasında düşüncelerimi sesli söyletmediği için tanrıya dua ettim. bilirsin, sen biraz sinirli ve kavgayı seven bir tipsin. hayatımın aşkıyla kavga ederek tanışmayı istemezdim.

dairelerimize girdiğimizde ise sabaha kadar aptal aşıklar gibi sırıtmıştım. havalıydın, hem de çok havalıydın. senin kadar iyi olamayacağımı biliyordum ama en azından yanında olmayı istedim. bu yüzden seni hep takip ettim, hiçbir zaman yanından ayrılmadım. seni sıktıysam özür dilerim.

okuldan ayrıldığımda birlikte yürüdüğümüz sokakları gezdim. yolun sonundaki çocuk parkını görmemle durdum. o an bedenimi hareket ettiremedim, nefes alamadım. hatırlarsın, hayatın bize getirdiği kötülüklerden kurtulmak için ikimiz de buraya gelirdik. asla konuşmaz, ne olduğunu anlatmazdık. sırt sırta verip kulaklığını paylaşır ve manga okurduk. ikimize özel olarak yaptığım çalma listemizi silmedim, merak etme. bir gün -en azından rüyalarımda- elini tutarak dinlemek istiyorum.

bu günleri hatırlamamak için hemen oradan uzaklaştım. beni en yakın arkadaşı öldüğü için çökmüş bir şekilde görmektense mutlu görmeyi tercih edeceğini biliyorum, mutlu olamasam da üzülmeyerek en azından bir isteğini gerçekleştirmiş olurdum. parktan birkaç adım uzak olan apartmanımıza döndüm. akşam oluyordu ve vaktinde varmazsam annem endişe edecek, onca derdinin arasında bir de oğlunun sağlığını düşünüp kendini üzecekti. o da durumumun farkındaydı ve kendime zarar vermemden korkuyordu. bu yüzden olabildiğince gülümsemeye çalışıyorum ona. ama sahi, seni kaybettikten sonra sağlığımı gerçekten umursayamıyorum. en azından değer verdiğim insanları da bu çukura çekmemeliyim, sen hep öyle yapardın. kapının önünde beni bekleyen bir peke j görmeye alışmıştım, sen ve ryusei gittikten sonra sadece beni görmeye gelmeye başladı. (ona artık senin verdiğin ad ile sesleniyorum, en az benim kadar o da seni özlüyor baji-san). ön bacaklarının altından kavrayıp kucağıma aldım ve odama, manga okumaya gittim.

biliyor musun? kedime çok benziyorsun. adını sen verdiğinden dolayı mı emin değilim ama bu benzerliğiniz ona daha çok ilgi göstermeme sebep oluyor. aslında biraz uzaklaşıp bakınca, hayatımın her anında yanımda olduğunu görebiliyorum. odamda tek başıma kitap okurken, takemichi ile karşı çetedekileri aşırı bir öfkeyle izlerken ya da mutfakta işten gelen annem için yemek yaparken, belimi sarmalıyorsun. sıcak nefesini ensemde hissediyorum ama asla arkama dönmüyorum. çünkü biliyorum, eğer dönersem kaybolacaksın. eğer elimdekiyle yetinmeyip güzel gülümsemeni görmek istersem tamamen gideceksin benden.

göz yaşlarımın akmaya başladığını hissediyorum baji-san, sanırım burada bitirmeliyim. bu bir veda değil, hiçbir zaman olmadı. eğer gökyüzünden beni izliyorsan seni çok sevdiğimi unutma olur mu? kaç yıl geçerse geçsin kalbime kazınmış bir şekilde kalacaksın.

sevgilerle, chifuyu.

the one that got awayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin