Tanrısal bakış açısı
Kazutora bir not daha bıraktı.
'Anladım, bugün bana selam veren bir kızı sen sandım, yüzüme tokat yedim.
Keisuke diye kız ismi olacağını sanmıyorum, bir an heycanlandım sadece. Neden bilmiyorum. Seni merak ediyorum.'Yazarken yüzü gülüyordu. Baji bunu aşkla izliyordu, bayılıyordu bu gülüşe.
"Tamam, yarın yine geleceğim. Bu sefer giren çıkanlara daha çok dikkat eder misin Baji?" Başını yana eğerek ona baktı. Baji samimiyetle gülümsedi. "Elbette, görüşürüz." Kazutora el sallayarak dükkandan çıktı.
04.07.2009
'Haha, bu iyiymiş. Dün dükkana uğramamıştım bile. Ayrıca evet, erkeğim. Bir problem yoktur umarım.''Hayır yok. Anlamadığım şu ama.. Aynı gün dükkana geliyoruz, sen beni gördüğünü söylüyorsun. Ancak benim gözüme batan kimse olmuyor hiçbir zaman. Notları ne zaman yerleştiriyorsun? Her şey çok garip'
05.07.2009
'Garip. Senden saklanıyorum, senden kaçıyorum da diyebilirim. Bu kadar korkak olmak istemezdim. Üzgünüm. Neyse boşver bunları, hayat nasıl gidiyor?'
'İyi denebilir. Senin yüzünden kitabımı da bitiremiyorum bir türlü. Aklıma girip duruyorsun. Bunu yazarken gülümsediğim için Baji bana kızıyor, onu tanıyor musun? Siyah uzun saçlı olan kasiyer.'
06.07.2009
'Tanıyorum denebilir, onun beni tanıdığını sanmıyorum ama. Bu arada kitabı eğer bitirmeyeceksen.. Adam sonunda ölüyor, haberin olsun. Hani şu polis olan. :) '
'Seni küçük piç. Bitirecektim.. Şimdi zevki kalmadı. Okumayacağım. Seninle de konuşmayacağım. >:( '
07.07.2009
'O bir kızgın yüz mü? Yoksa tek kaşlı mı? Şaka yapmıştım bu arada, ölmüyor. Kandırıldın.'
'Kızgın yüz tabiki! Sinirlenmiştim. Neyse ki yalancı çıktın. Bu arada gerçekten aklımdan çıkmıyorsun. Seni ne zaman görebileceğim?'
08.07.2009
'Biliyor musun.. Ben de sanırım bunu söyleyecektim, buluşmaya ne dersin?'
Cevap yoktu. 2 Gün geçmişti. Yine de gelmemişti. Her gün gelirdi. Baji kepenkleri kapatmadan önce bir süre daha bekledi. Chifuyu elini çekti ve kedisi kapatıp dükkanı kilitledi. "Bu saate gelmiyor ki hiç zaten, ne diye bekliyorsun?" Baji çok mutsuz gözüküyordu. "Sanırım benden sıkıldı." Derin bir iç çekti.
Kazutora'nın evinde büyük bir kavga dönmüştü. O yüzden camı dahi kilit altına alınmıştı. Bir sonraki gün Kazutora'nın ortaokul son sınıfta kavga ettiği çocuklar kapısına gelmişti ve babasıyla karşılaşmışlardı.
"Kaç defa demem gerekiyor sana?" Bir yumruk patlattı yüzüne. "Sen ne kadar aptal, serseri bir çocuk oldun. Adam mı diyorsun kendine?" Kazutora ağlayamıyordu bile artık. Bıkmıştı, kaderine mahkum gibi bekliyordu sadece. "Benim çocuğum olamazsın sen.. Ben böyle değildim, annene mi çektin desem o da düzgün. Senin gibi bir çocuğum olduğu için utanıyorum." Sırtına tekme attığında Kazutora kıvranarak halıya doğru yattı. "Kalk, annene o halıyı yıkattırma bir de. Git dışarıda yat."
Kazutora zar zor kalkarak dışarı çıktı, yaz olsa bile hava soğuktu ya da belki de sadece Kazutora korkusundan titriyordu. Bahsetttiği çocuklar kimdi diye düşünüyordu. Her zaman kavga ediyordu eskiden. Belki de babası haklıydı, serserinin tekiydi.
Kitap dükkanına gittiğinde kapalı olduğunu farketti. Duvara doğru sırtını sürterek yavaşça yere çöktü. Hüngür hüngür ağlıyordu.
"Siktir ya! Telefonumu unutmuşum." Üstünü başını arayan Baji, Chifuyu'ya baktı. "Sen git, ben geleceğim." Koşarak dükkana döndüğünde yerdeki Kazutora'yı gördü. Tir tir titriyordu. Şaşırmıştı, korkmuştu.
"Kazutora?" Kazutora hiç tepki vermedi. Kaldırımı izliyordu. Kollarını göğüsünde birleştirmişti. "Ne oldu sana?" Baji hızla yanına eğildi. "İyi misin?" Yüzü gözü kan içindeydi. Kollarını Kazutora'ya sararak kendine çekti. "Sakinleş, titriyorsun." Çenesini başına koydu.
"İyiyim." Sesi titreyen Kazutora kafasını hafifçe kaldırarak Baji'ye baktı. Olduğu yerde bağdaş kuran Baji. Kazutora'yı göğüsüne yasladı. Kollarını okşuyordu. "Sorun yok, geçti." Dağılan saçlarını düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kitap dükkanı
FanficTW: Angst! Şiddet! Keisuke Baji ve Chifuyu Matsuno Tokyo'da bir kitapçıda çalışıyorlardı. Kazutora Hanemiya dükkanı sık sık ziyaret etmeye başladığında Baji için işler değişmeye başladı. cr: chimfumyuu / ao3