Rawiki ve Kanata, hiç hareket etmeden öylece duruyorlardı, Kanata şanslıydı ki Yoshiteru sağolsun Yıldırım Nefesi tekniklerinin çoğunu hatırlıyordu. Ama Rawiki iblis olduğu için tekniklerin şiddeti de artmıştı.
Bir süre sessizce öylece durduktan sonra Rawiki kılıcını ani bir hızla çekip saldırdı."4. Form, Mesafeli Gök Gürültüsü!"
Çeşitli yönlerden gelen siyah renkte yıldırım darbelerini savuşturduktan sonra Kanata, Aoba darbelerden etkilenmesin diye onu da alıp havaya sıçradı, havada süzülürken onu bıraktı. Hazır havada dururken Rawiki'nin arkasına geçip tepetaklak bir şekilde dururken kılıcını savurdu, fakat Rawiki onu fark edip kendi kılıcı ile saldırısını engelledi. İki kılıcın birbirine çarpmasıyla kulak patlatacak şekilde şiddetli bir metal sesi yayıldı, Rawiki ona bakıp sırıttı ve mırıldandı.
"5. Form, Kızaran Yıldırım."
Tekniği kullanır kullanmaz kılıcı siyah renkte parlamaya başladığında Kanata teknikten tam kaçmayı başaracağı sırada şiddetli bir darbe onu yere serip birkaç adım öteye sürüklenmesine neden oldu. Darbeden dolayı haorisi yırtılmıştı, başından ve sol omzundan feci bir şekilde kanlar yere süzülüyordu. Topallayarak ayağa kalkmaya çalıştığında sol omzundan aşağısını hissetmediğini fark edince dehşete kapıldı. Kanata'nın surat ifadesini gören Rawiki iyice sırıtıp gülmeye başladı.
"Ah dostum, tepkin harika!~"
Diye bağırdı, Kanata nefes nefese kalmış bir şekilde açıklamasını bekledi. Rawiki hafif başını eğdi.
"Tekniğim, darbeleri aldığın bölgeleri yakıp uyuşturan ve sonradan temelli kullanamaz hale getiren tekniktir."
Kısaca açıkladıktan sonra kılıcının tutuşunu düzeltti.
"3. Form, Gök Gürültüsü Yığını!"
Kılıcını yukarıdan aşağıya doğru savurduğu sırada yerden çıkan yıldırımların ona geldiğini fark edince Kanata tek eli ile kılıcı sımsıkı tutup pozisyon aldı.
"Rüzgar Nefesi 3. Form, Saf Rüzgar Fırtınası Ağacı!"
Etrafında öylece dönmeye başladığı sırada gelen saldırıları engelleyen bir kasırga ile kendini korumayı başardı, fakat tek kolla bunu yaptığı için bir süre sonra dayanamayıp tekniği kullanmayı bırakmak zorunda kaldığında iki tane yıldırım darbesinden kaçamaz hale geldi. En azından biri yaralı olan sol koluna denk gelmişti, diğeri ise onu belinden vurdu. Rawiki kahkaha atıp bir teknik daha uyguladı.
"6. Form, Gümbürtü ve Şimşek!"
Birçok yönden gelen saldırıları zar zor atlatabilen Kanata, yıldırımların oluşturduğu yüksek ışıktan dolayı gözleri kamaştı. Başının kanaması onun başının dönmesine neden olmuştu, belindeki acı onun ayakta durmasını zorlaştırıyordu ama Rawiki'nin de bir nedenden dolayı başı dönmeye başlamıştı. Kanata, başını öne eğip toparlanmaya çalıştı, daha sonra başını tekrardan kaldırdığı sırada kendisine hızla gelen darbeyi fark edip ani bir şekilde kılıcını savurdu.
"2. Form, Pençe Temizleyen Toz..!"
Yatay bir şekilde 4 tane rüzgar saldırısı yapsa da üstüne gelen saldırıdan kurtulamayıp savaş alanının dışına doğru savruldu. Darbenin şiddetinden dolayı Kanata bilincini kaybetti, savaş alanının dışında herhangi bir oda yoktu o yüzden aşağı doğru düşüyordu.
Rawiki ise gelen 4 saldırıdan 3 tanesini savuştursa da kalan bir tanesi onun boynunu hafif bir şekilde teğet geçerek kılpayı kurtuldu. Bir an boynunun kesildiğini düşünerek boşta olan eli ile gırtlağını tuttu, kesilmediğini anlayınca sırıtıp Kanata'nın düştüğü yere baktı."Hala o acınası kişisin! Hiçbir gelişme kaydetmemişsin!!"
Diye bağırıp kahkaha attığı sırada bir çift kılıç sesi duyup duraksadı, üstündeki kıyafetin kandan dolayı ıslandığını fark etti ve tam başını öne eğdiği sırada kafası, boynundan ayrılıp aşağı düştü. Rawiki ne olduğunu anlamamıştı, sinirle bağırmaya başladı.
"Nasıl? NASIL?!!"
Kafası aşağı doğru süzülürken sağına doğru baktığı sırada ters bir şekilde duran Aoba'yı gördü. Bakışları tehditkar ve tüyleri diken diken ediciydi.
"Ait olduğun yere git, hain."
Diye mırıldanıp hızını arttırdı ve baygın Kanata'yı yakalayıp güvenli bir yere geçti, Rawiki hala szüülüyordu.
"Onu nasıl fark edemedim?!"
Diye içinden kendisine sordu, Aoba onun görüş açısına girince sağ el bileğinin kesildiğini ve kanadığını fark edince Rawiki gözlerini yabani kurbağalar gibi açtı.
"Hayır... Sakın bana onun Marechi kanına sahip olduğunu söylemeyin!"
Kafası hafif yokolmaya başlamıştı, sonunda sert bir zemine düşüp paramparça oluverdi. Üst Ay 6, orada can verdi.
Kanata hafiften bilincini kazanmıştı, gözlerini tam açamasa da etrafı azıcık görebiliyordu. Duyduğu tek şey Aoba'nın uğultu sesiydi. Bir süre sonra duyabilir hale geldi.
"....iliyor musun Kanata?!"
Aoba onun solunda duruyordu, Kanata başını oynatmadan ona baktı ve mırıldandı. Bunu bir "evet" olarak algılayan Aoba bir elini haorisinin altına götürdü, sanki birşey arıyor gibiydi. Sonunda aradığı şeyi buldu, ilaçla dolmuş bir iğne. Kanata'nın sol elini alıp iğneyi ona vurdu, Kanata canı yanmış bir şekilde tepki verdi. İlacı enjekte ettikten sonra kolunu tekrardan yere indirdi, kakushilerin geldiğini fark edince rahatladı.
"Teşekkürler, Aoba..."
Kanata'nın kısık sesini duyan Aoba ona rahatlamış bir surat ifadesi ile sanki "rica ederim" dercesine baktığı sırada kakushiler yanlarına gelip Kanata'nın yaralarına bakmaya başladılar.
Hazır kakushiler onunla ilgilenirken Aoba onları koruma amaçlı kılıçlarını eline alıp arkasını döndüğü sırada Himiko süratli bir şekilde önünden geçip gitti."Geliyorum nii-chan!"
Diye cırladı Himiko, bir kapının önünde durup hırsla kapıyı açar açmaz korkudan bedeni orada kaskatı kesildi.
"HİMİKO!!"
Abisi Hinata sanki birşey tarafından kontrol ediliyormuş gibi duruyordu, her yanı iplerle bağlanmıştı. Kılıcı ise uzanamayacağı kadar uzakta duruyordu. Himiko cevap vermeden öylece dururken bir kahkaha sesi sayesinde kendine gelip yukarı baktı. Solgun bir sakura agacının üstünde duran ve Hinata'yı kontrol eden ipleri tutan iblis Tororo, ayaklarını aşağı sarkıtmış hafifçe sallarken bir yandan ipleri çekiştiriyordu. O ipleri çekiştirdikçe Hinata'nın kemiklerini de zorluyordu.
"Çok eğlenceli..~"
Diye mırıldandı Tororo. Abisinin acı içinde bağırdığını duyan Himiko iblise karşı kin besleyip kılıcını çekti ve öne atıldı.
"ABİMİ RAHAT BIRAAAK!!"
"HİMİKO DUR!"
Himiko ona yaklaştığı sırada suratının tam ortasından aldığı bir darbe ile geriye doğru savruldu, kendisi yere başını koyup bağırdı. Tororo, öylece olan biteni izlerken Hinata'ya yön verip ileride duran kılıçları almasını sağladı, bırakamasın diye birkaç küçük ama bir o kadar güçlü olan iplerle ellerini bağladı.
"Mhhmhmm. Biraz daha eğlenelim!"
Diye seslendi ve Hinata'yı, Himiko'nun üstüne doğru koşturdu. Himiko onun geldiğini fark edip hızla ayağa kalktı. Hinata yukarıdan aşağıya doğru kılıçlarını savurduğu sırada Himiko yan bir şekilde kılıcını tutup saldırıyı engelledi. Tororo aşırı eğleniyormuşcasına ayaklarını sallayıp kahkaha atıyor, bu abi-kardeş kavgasını büyük bir zevkle izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimetsu No Yaiba★YENI NESIL★FANMADE
Fiksi PenggemarHepiniz büyük savaşın nasıl bittiğini biliyorsunuz, Muzan'ı öldürmek için çok fazla can verildi ve kazandılar. Peki ya yıllar sonra bir başka iblis, başka bir savaş başlatsaydı? Bu iblis, Muzan'ın intikamını almak için güçlenmeye başlar, bunun farkı...