mia || h.s

82 3 0
                                    

Her şeyim,

Sevgilim, bugün ikinci yılın ve ben dayanamıyorum. Ne zaman sana kavuşabileceğim? Daha burada kalmam gerektiğini söylüyorlar. Eğer senin yanına gelmek uğruna savaşırsam sen beni hiç affetmezmişsin. Ama affedersin değil mi? Hep öyle yaptın zaten. Dayandın, göğüs gerdin, affettin tüm saçmalıklarımı, zorluklarımı. Kalbinde yanan aşk kıvılcımı kalamadı benden uzak. Şimdi ben de öyleyim, kalamıyor senden uzak sol tarafım. Seninkiyle buluşmak için can atıyor. Ellerim buz kesiyor ismini duyduğunda. Gözlerim parıldıyor gözyaşlarımla, özleminden. Bırak, daha fazla çektirme bana bu acıyı.

Yoksa daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum benim güzel Mia'm.

Ama bu daha kolay olur benim için. Kavuşabilirim sana sonunda. Ama bu en kolay yol olurdu değil mi? Sen pes etmemi istemezdin, asla. Nefret ederdin yılmaktan, güçsüz gözükmekten. Sahi, neden vazgeçtin o zaman hayattan, benden? Kolay mıydı senin için bu kadar? Vazgeçmek?

Sol yanım vazgeçmek istiyor, büyük bir arzuyla. Ama sonra vazgeçiyorum. Sen istemezdin benim orada olmamı. Unutmadan, sahi nasıl oralar Mia? Hep merak etmişimdir. Ama eğer vazgeçersem hayattan, kaparsam yeşilliklerimi, senin yanına gelebileceğimden emin değilim. Sonsuza kadar senin yanında mı olacağım, yoksa sonsuza kadar senden kopacak mıyım? İşte şu ikinci ihtimal benim burada kalmamı sağlıyor. En azından istediğim zaman senin kollarımda olduğunu hayal ederek gözlerimi kapayabiliyorum. Hayaletin her zaman yanımda, sen olmasan da. Ama zaten sen istemeseydin o da olmazdı zaten, değil mi? Kollarımda olmak istemeseydin seni kollarımda hissedemezdim. Veya benden gizlenmek isteseydin hiç uğramazdın yanıma. Gizlerdin karamel rengi gözlerini benden. Dudakların kıvrılmazdı mutlulukla, değil mi, sevgilim? Konuşabilseydin keşke sende, cevap verebilseydin. Emin ol sesinin tınısına kadar özledim seni.

Ama artık yoksun ve bu acıtıyor Mia.

Bazen artık seni unutmam gerektiğini fısıldıyor bana şeytan. Ama ben asla ona uymayacağım. İstesem de yapabileceğimi sanmıyorum zaten. Sen bu kadar hayatımın merkezine oturmuşken nasıl yapabilirim ki?

En çok kendime kızıyorum aslında. Neden gitmene izin verdim diye. Zaten yeterince üzgün ve mutsuzum, kalbim parçalanırken bir de bunu düşünmek beni iyice dibe çekiyor. Ama umarım sen bana kızgın değilsindir. Değilsin, değil mi sevgilim?

Hayatımın anlamı olmuşken nasıl gidebildiğini de anlayamıyorum. Keşke bana da öğretseydin gitmeden önce. Nasıl bensizlik? Çünkü gerçekten sensizlik fena acıtıyor.

Gözlerimi kapattığım zaman, tüm yıldızlar diziliyor gözlerimin önüne. İçlerinden en parlağı ve göz kamaştıranı sensin elbette. Hiçbir şey değişmemiş gibi hissettiriyor, hala yanı başımdaymışsın gibi. Sonra birisi sesleniyor ve aynı senin sesine benziyor. Ama değil işte, sen değilsin beni çağıran. Bana seslenen kişiye bakıyorum, kızmak istiyorum ona; beni muhteşem hayalimden kopardığı için, ama kimseyi göremiyorum etrafımda. Bazen delirdiğimi düşünüyorum. Hatta düşünmeyi unuttuğum bile oluyor. Sen varsın kollarımda, ve ben mutluyum. Uykumun olduğunu, acıktığımı bile hissetmiyorum. Sanki günlerce uyumuşum, daha yeni sofradan kalkmışım gibi sadece yatıyorum yatağımızda. Annem geliyor arada, üzülüyor o da bana; sana, ama artık alıştı o da. Ah be güzelim, ne yaptın sen bana?

Gözlerim acıyor artık ağlamaktan. Ama kalbimin yanında uzaydaki toz tanesi kadar ufak kalır o da. Hatta, biliyor musun? Hissetmiyorum bile çoğu zaman ağladığımı. Yanaklarım ıslanıyor sadece, her gözümü açıp kapattığımda büyük bir damla yuvarlanıveriyor yanaklarımdan. Hem artık senin oynamaktan bıkmadığın kadar tombul da değiller. Zayıf kaldılar. Tek hasar gören yerim kalbim değil anlayacağın. Ama kalbim yerine vücudumun acımasını tercih ederdim elbette. Kalbimin yanında neymiş ki vücut acısı?

Artık yanına gelmek istiyorum. Ve... sanırım birazdan geleceğim. Umarım yanında olurum ve... Affet beni sevgilim.

Ve şunu asla unutma; seni her şeyden çok seviyorum.

-Harry Styles.

Gözlerimi bir kere daha sildim ve her gün yatmaktan başka yaptığım tek şeyi bitirdim. Mia'ma, hayatımı adadığım ama giden tek kişiye mektup yazmak. Evet, yaptığım sayılı şeylerden biri bu, gün boyunca; onu düşünerek uyumaya çalışmak, onu hayal etmek, ona mektup yazmak. Hepsi bu.

Ama kararımı verdim. İki yıldır tek istediğim ona kavuşabilmek ama beni sürekli vazgeçirdiler, 'o seni böyle istemezdi' kandırmacalarıyla. Tamam, belki doğrudur ama o beni istememezlik yapmaz. Onu en ben tanıyorum ve onun isteyeceği tek şey tekrardan beraber olabilmektir ama bu intiharla değil.

Ama birazdan sadece kendimi düşünüp onun böyle olmasını istemeyeceği ama benim istediğim şey gerçekleşecek. Bencilce davranacağım, yine.

Ama tek güvencem hala beni sevdiğine inanmak.

Umarım öyledir ve umarım bana kızmazsın, benim küçük, tatlı sevgilim.

İple uğraşmak istemedim, çekmecemde olan -neden orada olduğunu bilmediğim- ilaçları aldım ve simsiyah yatağımızın üstüne oturdum. Bizim.

Ne kadar olduğundan emin değilim ama avucumun içinde küçük bir dağcık oluşturacak kadar hapı susuz yuttum. Boğazımdan geçerken tadıyla yüzümü buruşturdum. İğrenç.

Ama o iğrenç tatlı haplar az sonra beni dünyanın en huzurlu insanı yapacak. Her ne kadar artık dünyada olmayacak olsam da, öyle yapacak.

İki yıldır onu hayal olarak görüp gülümsüyordum kendi kendime. Oysa şu an onu görmüyorum ama gülümsüyorum.

Çünkü birazdan kollarımda olacak.

Yatağımıza uzandım ve ölümümü beklemeye başladım. Ondan sonra hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim.

Az sonra boğazımdan bir sıvının yükseldiğini hissettim ve ağzım gereğinden fazla doldu. Dudaklarımı aralayarak boğazıma dolan şey -artık her neyse ağzımdan akmasına izin verdim.

Once in a Lifetime

Hayatta ilk defa

It's just right

Bu doğruydu

Yastığın bir tarafı koyu kırmızı renkle kaplanırken ne olduğunu son anda fark edebildim. Kan.

Gözlerimi huzurla kapattım ve az sonra bilincimi bir daha geri almamak üzere yitirdim.

Somehow

Her nasılsa

It feels like nothing has changed

Hiçbir şey değişmemiş gibi hissettiriyor

Right now

Şimdi

My heart is beating the same out loud

Kalbim aynı gümbürtü ile atıyor

Someone's calling my name

Birisi benim adımı sesleniyor

It sounds like you

Senin sesine benziyor

Ama bu sefer gerçekten sensin. Teşekkürler Tanrım, yeniden ona kavuşabildiğim için. Teşekkürler.

mia || h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin