Kaya işlemleri yaparken, Ender ikisinin bir odada nasıl kalacaklarını düşünüp geriliyordu.
Kaya Ender'in yanına gelince onun daldığını fark etti.
K: Ender iyi misin?
E: Ha?
K: İyi misin? Bir şey mi oldu?
E: İyim dalmışım.
K: Restorana geçelim mi?
E: Evet.
Restorana geçtiklerinde.
K: Ne yemek istersin?
E: Her şeyi yiyebilirim şuan. Çok açım.
Kaya gülümsemişti bu duruma, çünkü Ender hiç bir zaman çok yemek yiyen birisi olmamıştı.
Yemeklerini yedikten sonra, Ender dinlenmek istediğini söyleyerek odalarına çıktılar.
Ender odaya girdiğinde, odada sadece bir yatak olduğunu gördü. Mecbur bir yatakta yatıcaklardı.
E: Kalıcağımızı bilsek kıyafet alırdık yanımıza. Nasıl yatıcaz şimdi?
K: Çıplak.
Kaya Ender'in ifadesini görünce kahkahayı bastı.
K: Şaka yapıyorum, gözlerini beleltme hemen.
E: Çok komiksin.
Kaya'nın birden arabadaki çantası aklına gelir.
K: Benim arabada spor çantam var içinde t-shirt falan olması gerekiyor, bekle getireyim.
Kaya arabadan çantayı almış tekrar odaya geri dönmüştü. İçindekileri çıkarınca sadece bir t-shirt ve eşofman altı olduğunu gördü.
K: Sen giy bunları.
E: Sen ne yapacaksın?
K: Ben rahatım böyle merak etme.
E: Peki teşekkür ederim.
Ender elbisesini çıkarmış, Kaya'nın kıyafetlerini giymişti. Aynada kendisine baktığında karnının yarısının açıkta kaldığını gördü. Kaya'nın karşısına böyle nasıl çıkacağını bilmiyordu.
Kaya yatakta uzanmış televizyona bakıyordu. Ender'in lavabodan çıktığını görünce ona döndü.
K:Biraz daha çıkmasan yanına gelecektim.
E: Üstümü değiştiriyordum.
Ender'in durmadan t-shirt'ü aşağıya çekiştirmesi dikkatini çekti.
K: Biraz daha çekiştirirsen t-shirt'süz kalıcaksın.
Gülerek söyledi ve lavaboya geçti.
Ender'de hemen yatağa girip yorganı üstüne çekti.
Kaya tekrar odaya geldiğinde gömleğini çıkarmaya başladı. Endere bir sıcaklık gelmeye başladı. "Çok özlemişti onu. Off bu hormonlar." diye içinden geçiriyordu. Kaya üzerindeki bakışların farkındaydı.
Kaya'da yatağa girdi. İkiside kendilerini yatağın başlığına dayamış televizyon izliyorlardı.
E: Ahh
K: Ne oldu?
Ender elini karnına koymuş öne eğilmişti.
K: Ender?
E: İyim merak etme, birden tekmeleyince acıdı.
Ender'in gülümseyerek karnını sıvazladığını görünce içi rahatladı.
K: Tekmeliyor mu hâlâ?
E: Evet.
Kaya merak ediyordu, dokunmak istiyordu bu yüzden sordu.
K: Dokuna bilir miyim?
Ender kafasını yelleyerek onay verdi.
Kaya elini koydu ama bir şey hiss etmedi.
K: Durdu mu?
E: Yok hareket ediyor.
Ender Kaya'nın elini bebeğin tekmelediyi yere koyarak, hareketlerini hiss etmesini sağladı.
K: Bu inanılmaz bir şey. Çok güzel bir hiss.(yüzünde gülümseme ile söyledi)
E: Evet öyle.
Kaya yüzünü Ender'e döndü. Çok yakın duruyorlardı. Ender kendisine hakim olamayarak dudaklarını sevdiği adamın dudakları ile buluşturdu. Kaya bunu beklemiyordu. Ama çok özlemişti sevdiği kadını, hem o böyle bir adım atıvermişken onu geri çevirmezdi. Tam karşılık verecekken , Ender dudaklarını ayırdı.
E: Özür dilerim, unut lütfen.
Diyerek uzandı, ve sırtını Kaya'ya döndü. Onun karşılık vermemesiyle pişman olmuştu. " Bunu nasıl yaparsın Ender" diye kendisine kızıyordu.
Kaya ise " Biraz acele etseydim eğer her şey farklı ola bilirdi" diye içinden geçirerek uykuya daldı.
*****
Sabah ilk uyanan Kaya oldu. Hareket etmek isteyince üzerinde bir ağırlık hiss etti. Gozlerini açınca Ender'in kendi üstünde yattığını gördü. Eliyle saçlarını okşadı, kokusunu içine çekti. Ne çok özlemişti sevdiği kadının kokusunu, tenini. Onu daha fazla kendisine çekti. Ender uyanana kadar hareket etmiycekti.
Ender uyandığında kafasının sert bir şeyin üstünde olduğunu fark etti. Eliyle yoklayınca bunun Kaya'nın bedeni olduğunu anladı. Dua etmeye başladı onun uyuyor olması için. Kafasını kaldırdığında bir çift göz ile karşılaştı. Yine rezil olmuştu işte.
E: Günaydın.
K: Öğlen oldu ama neyse.( gülerek söyledi)
E: Ne? ( Saate baktı)
E: İnanmıyorum 12 olmuş. Nasıl uyuduk o kadar?
K: Uyudun diyelim istersen.
E: Ya kusura bakma lütfen, keşke uyandırsaydın.
K: Önemli değil, yorgundun dinlenmiş oldun.
Kaya tekefonu alarak bildirimlere baktı.
K: Bülent'ler gelmiş, öğle yemeğinde buluşalım diyor.
E: Hazırlanalım ozaman.
Yarım saat sonra restorana indiklerinde Bülent ve Aylin onları bekliyordu.
B: Hoşgeldiniz kardeşim.
K: Asıl siz hoşgeldiniz. (Sarıldılar)
A: Ender! İnanamıyorum hamilesin ( sevinerek söyledi)
E: Evet.
A: Çok mutlu oldum, tebrik ederim.( Endere sarıldı)
A: Tebrik ederim Kaya'cım. (Kaya ile görüştü)
B: Tebrikler. Allah analı babalı büyütsün İnşallah.
Kaya'nın yüzü düşmüştü.
E: Teşekkürler.
Masaya geçtiler.
A: E anlatın bakalım nasıl gidiyor?
Ender artık bir açıklama yapmak zorunda olduğunu hiss etti.
E: Biz Kaya ile ayrıldık.
A: Ne? Şakamı bu?
Aylin onların yüz ifadelerinden doğru olduğunu anladı.
A: Size inanamıyorum, gerçekten inanamıyorum. Bir birinizi bu kadar severken nasıl ayrıla bildiniz? Şuan bile ben sizin aranızdaki çekimi, sevgiyi görüyorum.
Ender içinden geçirerek" keşke gerçekten öyle olsa".
B: Tamam Aylin fazla üstlerine gitme. Ben sonra Kaya beyin ifadesini alırım.
Bu konuyu kapatmış iş hakkında konuşmaya başladılar. Yemekler yenmiş, tatlıya geçmişlerdi. Kaya Bülent'le konuşurken Ender'in tatlısını bitirdiğini ve kendisinin sadece bir kaşık aldığı tabağına baktığını gördü. Ona kıyamadı ve tabağını Ender'in önüne koydu. Ender gülümsemesiyle teşekkür etti. Çok geçmeden Bülent yatırımcı olmayı kabul etmişti.
Biraz daha oturduktan sonra Kaya ve Ender kalkmaya karar verdi, daha İstanbul'a dönmeleri gerekiyordu.
B: Ozaman gelecek hafta sizin şirkette bir toplantı ayarlayalım, imzaları atalım.
K: Tabi ayarlarım ben.
Bülent Kaya'yi yanına çekti.
B: Neden ayrıldığınızı anlamadım, ama sakın Ender'i üzeyim deme.
K: Merak etme.
Bir birileriyle vedalaştıktan sonra Kaya ile Ender yola çıktılar.
