Koskoca bir yazdan sonra gideceğim liseye kaydımı yaptırmıştım.Gerçekten çok heyecanlıydım ve bir o kadar da korkuyordum.Heyecanlı olmamın tek nedeni vardı, o da yeni bir okulum olacağıydı.Korkmamın nedeni ise çok yersiz, biliyorum ama, yalnızlıktı.Yani hiç arkadaşımın olmayacağı gerçeğiydi.Çünkü ben hiçbir insanla kolay kolay arkadaş olamazdım.Aslında bu sadece kızlar için geçerliydi.Evet, şuan bu kız ne diyor diye soruyorsunuz biliyorum ama benim hiç kız arkadaşım -samimi olduğum- olmamıştı.Ben etrafta hep erkeksi kız olarak tanınırdım.Bu da şu demek oluyor; benim en yakın arkadaşlarım hep erkekler olmuştur.Biliyorum, içinizden bunun çok garip olduğunu düşünüyorsunuz, aslında pek haksız sayılmazsınız.Ben kız olduğum halde hiçbir zaman diğer kızlar gibi olmayı beceremedim.Çünkü, benim bir annem olmadı.Çünkü, benim kuzenlerimin hepsi erkek ve ailenin tek kız çocuğuydum.Evet, kulağa garip geliyor olabilir ama bu doğruydu.Elbette ki benim halalarım vardı ama ben onlarla birer anne gibi konuşamıyordum.Teyzeme gelince, hiç arayıp sormuyordu.Doğrusunu söylemek gerekirse ben kendimi böyle beğeniyordum ve halimden de memnundum.
Bu düşüncelerimi bölen telefonum oldu.Yatakta doğruldum ve komidinimin üstünden telefonumu aldım.Arayan Max'di.
''Evet Max seni dinliyorum.'' dedim.İşte size bundan bahsediyordum.Max bir erkekti ve benim en yakın arkadaşımdı.
''Nasılsın diye sormak için aradım Jess.''
''İyiyim Max.Senin aramanın nedeninin bu olmadığını biliyorum.Hadi çıkar ağzındaki baklayı.''
''Beni gerçekten çok iyi tanıyorsun Jess.Sadece lise için yaptırdığın kayıt yolunda gitti mi merak ettim.Onun için aramıştım.''
''Hım.Bir düşüneyim.Kayıt için gittiğimizde oradaki o somurtkan görevlinin bana, beni yiyecekmiş gibi bakması dışında herşey yolunda gitti.'' dedim.Ardından telefondan bir kahkaha sesi geldi.
''Demek öyle.Aynı liselerde okuyamamamız çok kötü oldu Jess, ama hala senin en iyi dostunum değil mi ?''
''Tabii ki de aptal.'' dedim ve güldüm.
''Senin kayıtların nasıl geçti peki ?''
''Benimki mi ? Gayet normaldi.Seninkinin aksine bana sırıtan iki tane kız vardı.'' dedi.Bunun arkasından ufak bir kahkaha attım.Bu çocuk beni en zor anlarımda bile mutlu edebiliyordu.Evet, o benim gerçek dostumdu.Onunla ayrı liselere gitmemiz ve ayrı şehirlerde olmamış birşeyi değiştirmeyecekti.Pekala, değiştirmeyecekti değil mi ? Bunları fazla uzun bir zaman dilimi içerisinde düşünmüş olmalıydım.
''Hey, Jess.Orada mısın ?''
''Evet, burdayım, sadece biraz dalmışım.''
''Üzülme, kaydını geç yaptırmış olabilirsin ama yarın herşey güzel olacak, inan bana.''
''Bilmiyorum.Sanırım artık kapatsam iyi olacak, çünkü yarın okulun ilk gününde göz altımdaki halkalarla uykusuz kız imajı yaratmak istemiyorum.İyi geceler Max.''
''Evet, haklısın.İyi geceler Jess.'' dedi ve telefonu kapattı.Evet, yarın gerçekten okulumun ilk günü olacaktı.İki senedir gittiğim lisemi değiştirmek zorunda kaldım.Çünkü, ailemden uzak olmak ve yeni bir hayata başlamak istiyordum.Yeni insanlar ve yeni bir çevre.Bunları düşünürken uykum kaçmıştı ve bende mutfağa inip kendime bir sıcak çikolata yaptım.Londra'nın o eşsiz gece manzarasını seyretmek için neredeyse bir teras büyüklüğünde olan balkonuma çıktım.Bu yeni evimin balkonunu gerçekten çok seviyordum.Oturup manzarayı izlemeye başladım.Karşı evin balkonunda bir çocuk vardı.''Anlaşılan bu gece uyku tutmayan birtek ben değilim.'' diye geçirdim içimden.Ben çocuğu baştan aşağıya süzerken birden bana baktı ve hey, o kadar uzaktan bile bu kadar yakışıklıydı bu çocuk.Yüzü ay ışığında parlayınca bir an için gözlerimi ondan alamadım, bir an için onunla olabilmeyi diledim.Bir dakika ben aşık mı oluyordum acaba ? Yok canım.Hayır.En sonunda kafamı çevirip başka tarafa bakabildim.İlgilenmiyormuş gibi görünmek için sıcak çikolatamı yudumladım.Cebimden telefonumu çıkardım ve birşeylerle uğraşıyormuş gibi yapıp ekranının yansımasından onu izledim ve evet, hala bana bakıyordu.Acaba o da benim için aynı duyguları düşünüyor olabilir miydi ? Yok canım.Onun gibi yakışıklı bir çocuk ve ben.Ben aslında o kadar da çirkin olduğumu düşünmüyordum.Sakın beni yanlış anlayıp o kendini beğenmişler gibi olduğumu zannetmeyin.Ben, yeşil gözlü, siyah saçlı, esmer bir kızdım.Bence gayet doğal ve sade bir görünümüm vardı.Ayrıca makyaj yapmaktan da pek hoşlandığım söylenemezdi.Size daha önce kendimi tanıtmayı unutmuştum değil mi ? Benim adım Jessica Sumner.Bir kızı tartakladığı için okuldan atılan Jessica Sumner.Yeni çevre edinmek ve bulunduğum şehirden uzaklaşma nedenlerimden birisi de buydu.Bunları düşünürken sıcak çikolatamı bitirmiş, telefonumla oynamayı bırakmıştım.Aslında o çocuğun hala orada olup olmadığını merak etmiyor değildim.Elime telefonu tekrar aldım ve ekrandaki yansımasına baktım.Uyumuştu.Hem de bana bakarken.Gerçekten uyurken çok tatlı görünüyordu.En sonunda ayağa kalkıp içeriye girmek için kapıya yöneldim.Aslında uyandırmalı mıyım acaba diye düşünmüyor değildim.Sonra aklıma balkon kapısını hızlıca kapatıp onu uyandırmak geldi.İçeriye girdim ve elimden gelen en hızlı şekilde kapıyı kapattım.Ardından yan pencerenin perdesini araladım ve ona baktım.Hey ! Bu çocuk sağır falan mıydı ? Niye uyanmamıştı.Balkonlarımızın arasında aşağı yukarı 3 metre vardı ve aramızda ufak bir çatı vardı.Anlaşılan bu çocuğun uykusu ağırdı.Hala bebekler gibi uyuyordu.Ben elimden geleni yapmıştım değil mi ? Çıkıp balkona ' hey sen, uyansana' diye bağıracak falan değildim.Mutfğa gidip bulaşıklarımı makineye dizdim ve çalıştırdım.Artık uykum gelmişti.Odama çıktım ve pijamalarımı giyip yattım.
***
Sabah telefonumun alarm sesiyle uyandım.Küfürler ederek kalkıp alarmı susturdum.Üstüme dar bir jean ve bol bir t-shırt giydikten sonra kahvaltımı yapmak için aşağıya indim.Hemen mısır gevreğimi hazırlayıp yedim.Odama çıkıp saçımı yaptım.Çantamı ve kitaplarımı da alıp evden çıktım.Dün gece uyuyakalan o yakışıklı komşum aklıma gelince belli belirsiz sırıttım.Neden sırıttığımı bilmiyordum.Herhalde bir ara bu çocuktan hoşlandığımı itiraf ederdim.Durağa geldiğimde otobüste gelmişti.Bindim ve boş bir yere oturdum.Her zaman yaptığım birşeydir ki ; çantamdan kulaklığımı çıkarıp şarkı dinlemeye başladım.Yolculuk yaparken müzik dinlemek benim vazgeçilmezim gibi birşeydi.Biraz sonra otobüsten indim ve okuluma şöyle bir baktım.Epeyce büyük görünüyordu.İçinde kaybolmak istemezdim açıkçası.Kolumdaki saate baktım.Derse girmeme 2 dakika kalmıştı ! Hemen Tarih sınıfını bulmam gerekiyordu.Anlaşılan okulun ilk günü imajım uykusuz kız değil geç kalan kız olacaktı.Koşarak kapıdan girdim ve şansım vardı ki oradaki temizlikçiye Tarih sınıfını sordum.O da bana gösterdi ve koşarak sınıfı aramaya başladım.Nihayet buldum ve içeriye girdim.Bilin bakalım kim vardı bu sınıfta ! Dün gece o balkonda gördüğüm çocuk ! Sınıfın kapısında öylece kalmıştım.Ben ona o bana bakıyordu.En sonunda kendime gelip boş bir yere oturdum.Benim oturmamla kayıt yaptırdığım gün tanıştığımız Tarih öğretmenimiz Profesör Bay Roger içeriye girmişti.Beni görünce gülümsedi.Herkes oturduğunda Profesör Bay Roger :
''Evet, bugün aramıza yeni katılan bir arkadaşımız var.Onu sizinle tanıştıracağım.Ayağa kalk Jessica.'' dedi.Ah, ne güzel tanışma faslından her zaman nefret etmişimdir.Ayağa kalktım ve Profesör Bay Roger :
''Bu Jessica Sumner.Buraya Manchester'dan geldi.Evet, sanırım artık derse geçebiliriz.Oturabilirsin Jessica.'' dedi.Oturdum ve dersi dinlemeye başladım.Zil çaldığında rahatladım.Kalemlerimi ve kitaplarımı topluyordum.Herkes sınıftan çıkmıştı.Hayır, bir kişi hariç, harika ! Sanırım bu çocuğun dün geceki balkon çocuğu olduğunu tahmin etmişsinizdir.Ben kitaplarımı toplarken yanıma gelmişti.
''Merhaba ben Zayn Malik.''