Üçüncü kişi(lik) sorunsalı ?

98 10 12
                                    

Çok hızlıydı değil mi? Taehyung'la öpüşmemiz, hayatıma bir anda katılması, şu anda aynı yatakta olmamız çok hızlı gerçekleşmişti. Odaya vuran güneş rahatsızlık verirken kafamı yastığa daha çok gömdüm. Perdeyi kapatmam gerekliydi fakat ne yazık ki çok üşeniyordum.

"Perdeyi kapatmamı ister misin?" Hemen yanımdan gelen derin sesle ona doğru döndüm.

"Gerek yok."

"O zaman kalkmalıyız. Bugün dersin var ve benim de kampüse uğramam gerek. Birkaç öğrenci ile görüşmeliyim." Benimle sevgili gibi konuşuyordu. Gözlerime aralıksız bakabilmeyi nasıl beceriyordu?

"Iı şey birlikte gidebiliriz. Yani şey sonuçta aynı yere gidiyoruz Bay Kim." Yüzüne bakmadığımdan dolayı mimiklerinden bihaberdim.

"Bay Kim öyle mi? Utanıyor musun Jungkook?"

"H-hayır neden utanacakmışım ki? Benden büyüksünüz hitap şeklime dikkat etmem gerekir öyle değil mi?

"Abartma aramızda çok da fazla yaş yok Jungkook." Bu sefer gözlerine baktım.

"Bütün kampüs seni konuşuyor zaten. Herkes en genç hocanın sen olduğundan bahsediyor." Yüzüme eğildi.

"Hm öyle mi?" Tavırları sinir bozucu gelmeye başlamıştı.

"O zaman benim gibi bir hocaya sahip olduğun için şanslısın. Hm?" Yüzüne daha da çok yaklaştım.

"Benim için fazla genç sayılmazsınız hocam." Yataktan kalkıp giyinme odasına gittim. Birkaç parça kıyafet çıkardıktan sonra henüz yataktan çıkmamış olan Taehyung'un yanına oturdum.

"Hadi ama sadece bir şakaydı ciddiye alacağını sanmamıştım." Kafasını telefondan kaldırmıyordu.

"Hm, ben şimdi çıkacağım. Eve gidip üzerimi değiştirdikten sonra kampüse uğrayacağım."

"Ne gerek var? Ben sana kıyafet verebilirim. Birlikte gidelim."

"Senin için sorun olur sanıyordum. Rahatsız olacaksan unut gitsin." Elini tutup giyinme odama getirdim.

"İstediğin kıyafeti alabilirsin."

"Bana iyi davranmana gerek yok. Hem dün gece-" tahmin etmiştim söyleyeceği şeyi ve bu konu hakkında konuşmak istemiyordum.

"Unutalım dünü. Anlık duygularla gelişti her şey. Bunun hakkında fazla düşünme." Gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordum ama böyle olması ikimiz için de en doğrusu olacaktı.

"Sen ciddi misin?" Konudan uzaklaşmak adına dolaptan birkaç parça kıyafet çıkardım.

"Hemen giyin ve çıkalım. Aşağıda seni bekliyorum."

Yaklaşık on dakika hazırlanmasına rağmen etkileyici görünüyordu ve ikimizin kıyafetleri takım gibi görünüyordu. Daha fazla oyalanmadan evden çıktığımızdan yarım saat yolculuğumuzda tek kelime bile etmemişti. Onu ilk defa bu kadar sessiz görüyordum.

"Birazdan gideceksin ve benimle tek kelime bile konuşmadın."

"Ne konuşmamı istersin?" Göz devirmişti ve sinirlerimi bozuyordu.

"Akşam seni evine bırakayım mı? Daha fazla trip atma bana."

"Trip falan atmıyorum ve ayrıca çok istiyorsan beni evime bırakabilirsin." Oldukça soğuk tavırlarıyla olumlu bir cevap vermişti. Ardından arabadan indi.

Gün boyu dün gece hakkında düşünüyordum, gelecekte nasıl olacağımı(zı) tahmin etmeye çalışıyordum. Birine karşı bir şeyler hissetmeyi kendime yasaklamıştım fakat şu anda bu kuralın üzerine basarak geçiyordum. Hislerimin beni çok iyi yanılttığını bilsem de engel olamıyordum. Üstelik bu kişi -yine- en yakınlarımdaki biriydi.

...

Dersim bittikten sonra Taehyung'u eve bırakacağım için öncelikle kendi odasına gitmeye karar verdim.

Kalabalık koridor ilerlememi zorlaştırıyordu. Kalabalıktan kurtulduğumda Taehyung'un odasına gelmiştim. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde masa başında oturan Taehyung beni fark etmemiş olsa gerek kafasını kaldırmamıştı.

"Taehyung"

Sonunda beni fark etmesiyle elindeki dosyayı bırakıp yanıma gelmişti.

"Hadi gidelim."

Kafamı salladıktan sonra kapıyı açtım. Taehyung düşünceli gibiydi. Benim yüzümden mi emin değildim fakat onunla bu kadar yakın olmam benim hatamdı. Dün gece beni öpmesini istemek hataydı. Bunu önemsememesi gerekirdi bana göre.

Arabaya bindiğimizde oldukça hızlı bir şekilde arabayı kullanmaya başlamıştım ki Taehyung bir anda üzerime eğildi. Arabayı anında durdurmam aynı anda gerçekleşmişti.

"Kemerini takmayı unutmuşsun."

"Hm nereye gidiyoruz?"

"Evime."

"Hadi canım!" Tepkime gülüyordu ve ben de gülümsemiştim.

"Sana konum gönderdim. Gelmişken yemeğini de bizde yesen olmaz mı?"

"Bizde derken? Sen tek başına yaşamıyor muydun ki?"

"Kardeşimle yaşıyorum. O da senin yaşında anlaşacağınızı düşünüyorum."
Kardeşi olduğunu yeni öğreniyordum. Doğrusunu söylemek gerekirse onun hakkında çok az şey biliyordum zaten.

"Peki gidelim bakalım."

Seul'ün tam merkezindeki müstakil evlere geldiğimizde aralarındaki en sade eve giriş yaptık. Burası diğer evlere göre daha sessizdi. Tam Taehyung'a göre diye düşünüyordum.

Evin önüne geldiğimizde Taehyung kapıyı çalmıştı. Kapıyı açan kişiyi görmemle elim ayağım boşalmıştı. Rüyada değildim değil mi? Bu kişi Hyunjin miydi?

Hayatımı mahveden bu çocuk Taehyung'un kardeşiydi. Yüzündeki ifade yine o günkü gibiydi. Şok etkisi hala geçmediğinden konuşulanları algılayamıyordum.

"Jungkook bu kardeşim Hyunjin."

Eski sevgilim elini uzatmış bana bakarken içimde kopan fırtınaya engel olmam imkansızdı.

"Taehyung benim eve gitmem lazım."

Evden çıkar çıkmaz arkamdan gelen Taehyung'un kolumu çekiştirmesiyle olduğum yerde kaldım.

"Sorun ne?" Yalnız kalmaya ihtiyacım varken üzerime daha çok geliyordu.

"Taehyung ne olur bırak. Sonra anlatacağım." Kollarımı çektikten sonra hemen ayrıldım oradan. Onunla böyle karşılaşmamam gerekirdi. Zaten karışık olan kafam daha ne kadar karışabilirdi.

Hyunjin umarım anlatırdı ona bana yaptıklarını. Aksi takdirde zaten benim anlatmaya gücüm yetmezdi.

...


Çook uzun bir aradan sonra tekrardan yazdım birşeyler.

Kaos var hazırlıklı gelin.





EverythingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin