1.Bölüm

67 7 12
                                    

Medya: Ece

"Siz ağzınızdan çıkanlara inanıyor musunuz gerçekten? Çünkü bu duyduğum şeyler... hiç mantıklı değil."

Karşımdaki adam dediklerimle bakışlarını anneme çevirirken ondan gelecek olan cevabı bekliyordu.

"Tam da bu sebepten dolayı size hastaneye gelip DNA testi yaptırmanız için ısrar ediyorum. Lütfen, bir gerçek varsa onu elimizden almayın."

Bir dakika bir dakika! Şu an kimsenin hiçbir şey anlamadığından eminim. O yüzden neden başa sarıp her şeyi en baştan öğrenmiyoruz. Hadi başlayalım.

CUMA AKŞAMI

Bu hayattaki herkesin hikayesi farklı başlar ve başlangıcına en uygun şekilde yön alırdı. Benim hayatım ise daha ilk anda ters bir başlangıç yapmıştı. Beni bu acımasız dünyaya istemeden getiren annem hastanede doğum yaptıktan sonra kayıplara karışmış ve bir daha da ondan haber alınmamıştı. Bunun üzerine yetimhaneye verilen ben iki yaşımda çok mutlu iki çift tarafından evlat edinmiştim. Hayatın bana umut verdiği anlardan birisi bu an olurken bu mutlu aile tablosunun üzerinden çok geçmemiş, sekizinci yaş günümde babam geçirdiği trafik kazası sonucunda vefat etmişti. Bana pasta almaya giderken öldüğü için de annem bu yaşıma kadar beni suçlamış ve asla eskisi gibi olamamıştık.

Yatağımda uzanmış bir şeyler karalarken içeriden yükselen sesler rahatsız edici dereceye gelmişti. Telefonumdan çalıyor olan müziğin sesini bir tık daha açarken kapım, tıklatılmadan pat diye açılmış ve annemin yurt dışından bulduğu yeni nişanlısı odama dalmıştı.

"Bir şey mi isteyecektin Kenan?"

Ona ismiyle seslenişimden nefret ettiğini her zamanki gibi belli ederken yanıma gelip kolumdan tuttuğu gibi beni ayağa kaldırdı.

"Hop hop hop! N'oluyor ya?"

Konuşmama dahi izin vermeden beni mutfağa, annemin yanına götürdüğünde tartıştıkları konunun yine ben olduğumu anlamıştım.

"Eğer kızın bizimle yurt dışına gelecekse ben yokum."

Annem Kenan'ın bu dediğine çok takılmamışken ben dalga geçemeden duramamıştım.

"Nesin sen, üç yaşında bebek mi? Olmadı birde ya o ya ben diye sor istersen!"

Bu dediğime sadece ben gülerken annem yakmış olduğu sigarasından bir nefes çekmişti.

"Yakında on sekiz olacak zaten. Neden dönüp dolaşıp bu konuyu tartışıyoruz?"

Bildiğim gerçekler bir kez daha üzerime yıkılırken sessiz kalmak şu an için en mantıklı olandı.

"Onun gerçek annesi bile değilsin. Neden bu kadar önemsiyorsun ki?"

"Çünkü her şey o kadar kolay değil Kenan. Onu tekrar yetimhaneye vermek istesek bile bu işlem çok uzun sürüyor. Ayrıca sanki ben onunla burada kalıp seninle yurt dışına gitmeyi istemiyormuşum gibi konuşmayı bırak!"

Evet, hayat her zaman bana umut vermezdi ama bir an için annemin Kenan'ın istediklerini değil de benim ne hissedeceğimi düşüneceğini umut etmek...

"Hem baksana şuna ne kadar da suratsız. Eminim sen gittikten sonrada hiçbir şey hissetmez."

Sanki ben orada değilmişim gibi kendi aralarında konuşmaya devam ederlerken buna daha fazla katlanmamak için mutfaktan çıktım. Tam o anda çalan zil sesiyle annemlerin konuşmaları dururken ilerleyip kapıyı açtım. Karşımda tanımadığım orta yaşlarda bir adam vardı. Tek kaşımı kaldırarak "Kime bakmıştınız?" diye sordum.

1-0 |Belki Bir Gün SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin