Hitoshi evindeki dumanlar gidene kadar içeride zehirlenmemek için dışarı çıkmıştı. Evinin biraz ötesinde bir gösteri vardı 2 kız 3 erkek bir gösteri sergiliyor diğerleri de tebrik ve alkışlar eşliği ile izliyordu. Daha önceden gösteride iki erkek daha vardı biri açık sarı saçlı diğeri ise kırmızı saçlı ondan biraz daha uzun biriydi lakin onlar gösteri kalabalıklaşınca diğerlerine bırakmış ve gitmişlerdi.
Hitoshi onları izlemeye dalmıştı gerçekten her hareketleri ve dans tarzları o kadar güzeldi ki izleyen kişiyi uzun süre orada tutabilirdi. Kendisi hiç dans bilmez ve beceremezdi ve böyle yetenekli insanlar gördüğünde az bir şey de olsa kıskanırdı. Gösterileri bittiğinde hep beraber etrafı selamladılar ve para kutularını aldılar, kalabalık dağılınca onlar da dağıldı. Hitoshi olduğu yerde otururken içlerinden bir tanesini kendisine doğru yürürken gördü, hayır kendisine doğru yürümüyordu Hitoshinin evinin olduğu sokaktan geçecekti gece geç saatler olduğu için onun hangisi olduğunu çözemiyordu ama içlerinden biri olduğunu giyinişinden anlamıştı, onların kimonosu bile diğer kimonolardan şekil olarak farklıydı.
O, Hitoshinin evinin önünden geçerken Hitoshi sesli ve sık nefes sesleri duydu, muhtemelen çok yorulmuştur diye düşündü ve takmadı. İçeri girecekken bu nefes seslerinin arttığını duydu ve onu tek eliyle bir duvara yaslanırken gördü. Elindeki anahtarı cebine koyup ona doğru yavaşça yürümeye başladı.
Birkaç adım yaklaştığında onun yere düştüğünü gördü, yürümeyi bırakıp yanına koştu."Hey.. iyi misin?"
Cevap alamadığında biri var mı diye etrafa baktı, kimse yoktu bunu fırsat bilip eliyle küçük bir ışık yarattı, o bir büyücüydü bu onun için zor değildi. Işığı yaptıktan sonra ona doğru çevirdi ve onu kendinde olmadığını fark etti. Onu biraz dürttü ama hiç bir tepki alamadı bu nedenle de ışığı söndürdü ve onu kucağına aldı
"Bu insanlar hep başa bela zaten"
Etrafa tekrar tekrar bakındı ve kimse görmeden onunla beraber evine girdi, üst kata gitti. Çocuğu kucağından indirip yatağa yatırdı ve gidip eliyle ateş yapıp mumları yaktı, şimdi odanın içi aydınlanmıştı.
Çocuğa döndü ve elini göğsüne koyup kalp atışına baktı, bir sorun görmedi başta düşündüğü gibi yorgunluktan olması gerekti çünkü orada yaptıkları gösteri az buz sürmedi saatlerce orada kalmışlardı.Onun hakamasını çıkarıp kimonosunu da göğsüne kadar açtı, onu sıkmasın diye biraz da beline sardığı obisini gevşetti ve boydan boya çocuğu süzdü.
Çocuğun kırmızıya yakın pembe hakamasının altında lacivert üzerinde küçük küçük şimşekler işlenmiş bir kimonosu vardı, kimonosu belinden sonra yanlardan kesikti ve dizine gelmeden bitiyordu, bu hareket etmesini kolaylaştırıyordu. Altında da kimonosuyla aynı kumaşa sahip ve aynı renkte bol bir pantolon vardı paçaları büzgülü ve bu çocuğa olması gerekenden biraz daha uzun gelmişti. Son olarak da ayakkabılarının ise rengi siyahtı.
Hitoshi içeriden bir örtü getirip bu çocuğun üzerine attı sonra bir tabure çekip bu çocuğun yattığı yatağın yanına koydu ve oturup onu izlemeye başladı. Elini uzatıp çocuğun yüzüne koydu ve kendine çevirdi"Güzel.. daha önce görmediğim kadar..."
Onun yüzünde elini gezdirirken kapısı tıklandı. Bu saatte kim diye düşünürken aklına yanındaki misafir geldi, düşmanlarından biriyse bu çocuk da tehlikeye girerdi sıradan bir insan büyücülere karşı koyamazdı hele ki baygın bir haldeyken. Hitoshi eline aldığı sopası ile aşağı kata inip kapıya yaklaştı
"Kimsin!!"
"Hitoshii aç kapıyı götüm dondu!"
Hitoshi elindeki sopayı bırakıp kapıyı açtı, karşısındakini içeri aldı ve tekrar kapıyı kapatıp kitledi. Ne olduğunu sormak için gelen adama döndü ve ne var dercesine bir ifade ile baktı. Karşısındakinin yüzünde garip bir ifade oluştu ve tek parmağını üste doğru çıkardı
"Ne bu koku? insan kokusu! baya güzel bir koku, kadın mı? eve mi attın??"
"Hayır hiç sandığın gibi değil"
Ondan sıyrılıp üst kata doğru koştuğunda Hitoshi de peşinden koştu ve onu tuttu
"Nereye!?"
"Ona bakıcam, bu koku çok güzel"
"Hayır ona dokunamazsın soktuğumun iblisi"
"Ama.. bakayım bari merak ettim"
"Elini sürersen elini koparırım"
Kafa salladığında onu bıraktı ve onunla beraber üst kata gittiler. Monoma hızla odaya gitti ve içeri daldı. Hitoshi onu izlerken o da çantasını kenara bırakıp şapkasını açtı. Monoma yatağa doğru yürüdü ve yatan çocuğa baktı ve elini uzatıp çocuğun bir elini kendi iki elinin arasına alıp hafifçe kendine doğru çekti
"Bu kız mı..?"
"Hayır erkek, kör müsün?"
"Hitoshi.. Bu niye bu kadar güzel.. Sen olmasaydın.. ben onu sonsuza dek yanımda tutardım.."
"Benim varlığım ne alaka?"
"Bana bırak desem vericek misin?"
"Hayır"
"ee o zaman, neyse bakabildiğim kadar bakayım bari"
Monoma ellerini çocuğun üzerinde gezdirmeye başladı, Hitoshi rahatsız olmuştu ama bir şey demedi zarar vermediği sürece karışmayacaktı. Monoma biraz daha çocuğa eğilip onun göz kapaklarını kaldırıp göz rengine baktı sonra gülerek Hitoshiye döndü yüzü kızarmıştı
"Gözleri sapsarı, ne kadar hoş değil mi?"
Elini biraz havaya kaldırdığında sivri tırnaklarını çıkarttı, Hitoshi o an hızlı bir hamle ile Monomayı onun yanından savurdu ve boğazını tutup duvara yapıştırdı
"Ne dedim? Hatırlıyorsundur"
"Hitoshi... hadi ama.. sarı olanların tadı daha tatlı oluyor.."
Hitoshi Monomayı tekmeleyerek savurdu ve odanın dışına attı, sonra da kapıyı kapattı, kilitledi ve o odadan çıktı. Monoma Hitoshiye yan yan baktı sonra gülümsedi ve merdivenlerden indi
"Sen de bi insanı neden koruyorsan artık"
"Senin gibi psikopat bir canavara onu yedirtmem ben, hem ona sormak istediğim çok şey var"
"Ne gibi?"
"Bana kalsın seninle paylaşmak istemiyorum"
"Kalbimi kırıyorsun"
"Senin kalbin mi vardı?"
"Aaa doğru, yoktu dimi"
Monoma gülerken masada duran hakamayı gördü ve eline alıp kokladı sonra da katlı hakamayı açıp Hitoshiye baktı
"Bu onun mu? Kokusu sinmiş"
"Evet onun"
"Artık benim.. bunu almama da kızamazsın heralde"
"Hayır Monoma ona dair hiç bir şeyi elleme!"
"Peki be!"
Monoma elinden bırakıp tekrar masanın üzerine koydu ve ayağa kalktı, kendi şapkasını kapatıp Hitoshiden gitmek için kapıyı açmasını rica etti. Hitoshi ona kapıyı açtı ve Monoma geri geleceğini söyleyip gitti.
Monoma gittiğinde Hitoshi üst kata geri çıktı ve o çocuğun yattığı odaya gitti, içeri girip hakamayı katlayıp onun baş ucuna koydu, sonra da cocuğun üzerini karıştırmaya başladı, ceplerine bakındı.
Biraz para ve üzerinde yedi tane isim yazan bir küçük kart buldu, muhtemelen bu isimler gösteri yaptığı arkadaşlarınındı. Kartı okumaya başladı"Uraraka Ochako, Jirou Kyoka, Katsuki Bakugou, Midoriya Izuku, Shoto Todoroki, Denki Kaminari ve Eijirou Kirishima... yeni sahne adları ve kareografileri ile saat akşam 7 de All Might'ın anıtının önünde sahne alacaklar. Okuyan herkes bu eşsiz gösteriye davetlidir.... Bu bir davetiye ama bu çocuğun adı hangisi acaba?"
Aldıklarını eski yerine koydu ve çocuğu kontrol etti. Bu sefer onda bir hareketlilik görünce şu an baygın olmadığını sadece uyuduğunu anladı. Kendisi de odadaki koltuğa gidip oturdu, kollarını kafasının arkasına koyup tavanı izlemeye başladı.
YOU ARE READING
love of the street // ˢʰⁱⁿᵏᵃᵐⁱ
Fanfictionbir sokak dansçısı ile bir büyücünün hikayesi